Helikopteri yanlış yerde aramak

İhsan Bal yazdı...

Helikopteri yanlış yerde aramak

Savcılığın, eski ve yeni üzerinden tartışıldığında benzeri bir noktaya doğru gidiyor.

Oysaki her şey rayına giriyor gibiydi. Terörle mücadele konusunda devlet birimleri aynı masanın etrafında oturarak ortak kararlar alıp eşgüdümlü bir şekilde uygulamaya başlamışlardı. Ta ki 34 vatandaşımız kendi uçaklarımızca bombalanana kadar...

NTV’ye röportaj veren Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Uludere görüntülerini izledim. Görüntüdeki kişilerin kadın mı, çocuk mu olduğunu anlayamazsınız. Terörist mi, kaçakçı mı olduğunu anlayamazsınız“ diyor.

Şimdi buradan ne anlarsınız? Heron görüntüleri aşağıdakilerin terörist olduklarını söylemiyor. Sesten hızlı uçan uçakların görüntüleri teşhise değil, hedefe kilitlenmekten başka çareleri yok. Bu durumda olay bir istihbarat oyunu... O zaman ’ın ifadesiyle “Birileri bizi oyuna getirmiş“ olmuyor mu?

Bir başka istihbarat oyunu da, ’la beraber tam da Mısır’da Arap sokağına hitap edeceği sıralarda Oslo görüşmelerinin sızdırılmasıydı.

Bu sızma bugünlerde iddia edildiği gibi PKK ile mücadelede “operasyoncuların” “diyalogcularla” mücadelesine işaret etmiyordu. Asıl hedef, ’ın 34 PKK’lının girişi üzerine “Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Gerek dağdakilere gerek Mahmur kampında, gerek Avrupa’da olanlara, hepsine ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum“ diyerek yaptığı son derece olumlu konuşma...

Daha sonra ’ın bu girişle ilgili yaptığı sert konuşmaları da lütfen not edelim. Aradaki farkın nereden kaynaklandığını merak ediyor musunuz?

Benim tahminim, Başbakan dahil hiçbirimiz PKK’lıların üniformalı olarak dağdan inip organize bir kalabalık tarafından, lüks ciplerle, fiyaka atarak zafer kazanmış komutanlar gibi karşılanacağını beklemiyordu.

Oysa birilerinin bu durumu organize edip bekledikleri sonradan anlaşıldı. Sorgulanması gereken olay sayısını artırmak mümkün, ancak cevap hep aynı yerde dönüp dolaşıyor. Bir akıl, bir el, Habur’da da, Oslo sızıntılarında da, Uludere’de de, Çukurca’da da aynı şeyi yapıyor.

Bu soruların cevabını savcıların yetkilerini değiştirdiğimizde bulabilir miyiz?

Cumhurbaşkanı bu süreci talihsiz ve üzücü olarak tanımlamakta, doğru bir yerde durmaktadır. Hakan Fidan ve Oslo üzerinden MİT’i mercek altına almak, helikopteri yanlış koordinatta aramak gibi geliyor nedense bana.

Haber Kaynağı : Haberturk.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209