Güzel Spiker ‘Esra Aslıvar’la’ Keyifli Söyleşi
Spor yazarı Murat Özdoğan, Türkiye’nin en genç ve gelecek vaadeden güzel spikerlerinden Tek Rumeli TV spor spikeri Esra Aslıvar’la bir söyleşi gerçekleştirdi..
Son yıllarda televizyonculuğun en popüler dallarından biri spor ve spor yayınları. Artan imkanlar ile birlikte artık neredeyse her kanalda spor programlarına hatta sabah-öğle ve akşam olmak üzere günde 3 kez spor haberlerini izlemek mümkün. Tabii bu çoğalan spor yayıncılığında yeni ve genç yüzlerde şans bulmaya başladı.
Bu isimlerden biride ekranla ilk 22 yaşında tanışan Türkiye’nin en genç bayan spor spikerlinden Esra ASLIVAR.. O Tek Rumeli Tv’nin akşam spor haberlerini sunan ekranın güzel yüzlü spor spikeri. Onunla ilgili dikkat çeken şey haberleri kendisi belirliyor, hem de sunacağı haberlerin kurgu-montajını kendi yapıyor.
Bizde kendisini daha yakından tanımak istedik ve bir söyleşi gerçekleştirerek Neden spor spikerliği? Bir bayan için sporla ve özellikle futbolla ilgilenmek zor mu? Türk futbolunda şike yapıldığına inanıyor mu? Bunların hepsini kendisine sorduk..
Öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz?
Tabii ki. 1989 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Sivaslıyım. Lise eğitimimi Fatih Gelenbevi’de Sosyal Bilimler bölümüyle tamamladım. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldum. Ve ardından 2011 yılında televizyonculuğa ilk adımımı attım.
Televizyonculuk düşüncesi nasıl oluştu?
Aslında televizyon, kamera önü, spikerlik hele ki spor spikerliği hiç aklımda olan bir meslek değildi. Kocaeli’nin yerel televizyonu Tv41’de haber merkezinde kurgu-montaj operatörü olarak başladım mesleğe. Ekranla tanışmam haberlere muhabir olarak gönderilmemle başladı. Ardından program sunuculuğu derken beyaz cam macerası başlamış oldu.
Peki neden spor spikerliği?
Spora özellikle futbola olan ilgim ortaokul yıllarına dayanıyor. Sınıf arkadaşlarımızla 2002 Dünya Kupası maçlarını izleyebilmek için okuldan kaçar maçları büyük bir coşkuyla takip ederdik. Hala aynı heyecanla izliyorum.
Bir bayan için sporla ve özellikle futbolla ilgilenmek zor mu?
Evet zorlukları var yok değil. Ama insan sevdiği bir işi yaptığında ona zor gelmiyor. Benim futbola sevgim az öncede belirttiğim gibi taa orta okul yıllarından geliyor. 2002 Dünya Kupası beni futbola ilgimi sağlayan en önemli faktör oldu. Futbolun bir kötü yanı da tribünlerde aşırı küfür olması. Bu da zaten biz bayanları futboldan uzaklaştıran en önemli unsur.
Aslında alaylı sayılmazsın Halkla ilişkiler de medyayı kapsayan bir bölüm ama yinede alaylı olduğunu var sayarsak medyada çalışmak sizce zor mu?
Zorlukları elbette ki var. Özellikle spor spikerlerinin ‘hafta sonu tatilim olsun, haftada 2 gün iznim olsun’ böyle lüksleri olamaz. Spor camiasının en yoğun günleridir hafta sonu. Bu mesleğe gönül vermişsen zorluklarını da hissetmessin.
Çalışma hayatında sana destek olan, nasihat aldığın yada sana yol gösteren birileri var mı?
Tabii ki herkesin hayatta aslında bir yol göstericisi vardır. Şuan çalıştığım kurumun spor koordinatörü Erol Eftekin hocamın bilgi ve tecrübesinden yararlanıyorum. Sağolsun kendisi bana yol gösteriyor.
Ekranda olmak için güzel olmak mı gerekiyor?
Güzellik tabii ki önemli ama olmazsa olmaz değil. Başarılı olmak daha önemli. Güzellik tek başına yetmez. Çok araştırmak, çok okumak gerekli. Zaten medyada isen bunları yapmak zorundasın. Sadece kitap okumak değil mutlaka hayata dair bakış açısı sunan, insanı geliştirecek ve hayata bir şey katan kitapları tercih etmek gerek.
Nelerden keyif alırsın? Ayrıca düzenli kitap okuduğunu öğrendim.
Mesela hangi tarz kitapları okuyorsun?
Öncelikle samimi dostlarımla ve arkadaşlarımla bir arada olmaktan onlarla zaman geçirmekten büyük keyif alırım. Özellikle kanaldan arkadaşlarımla genelde hafta sonları bir araya gelip birlikte birşeyler yapmayı seviyorum. Yemek yapmaktan keyif alırım. İyide yemek yaparım. (Gülümsüyor) Evet okumayı çok seviyorum düzenli okurum. Genelde sürükleyici ve eğitim kitapları tercih ediyorum. Sonra roman ve duygusal kitaplar tercihim.
Fanatik misindir? Mesela hangi takımı tutuyorsun diye sorsam?
Fanatik değilimdir. Fanatik olursam işime odaklanamayacağımı ve tarafsız olamayacağımı düşünüyorum. Ben ayrıca spor basınında görev yapan kişilerin fanatik olmasına karşıyım. Beşiktaş taraftarıyım ama bu benim işime hiç yansımaz. Her zaman tarafsız olmayı ilke edindim kendime.
Türk futbolu hakkında ne düşünüyorsun?
Mesela şikeyle ilgili Türkiye’de şike yapıldığına inanıyor musun?
Türk futboluna negatif bakmak mümkün değil. Çok iyi futbolcularımız var aslında. Ama tabii şuda var Türk insanına Avrupa’da negatif bakış açısı var. Bu hep bir engel. Yoksa Türkiye lig’inde Avrupa’da çok rahat oynayacak futbolcularımız var. En başta mesela Arda Turan. Başarılı olamaz diye söylentiler çıkmıştı. Ama bakın ne kadar başarılı. Nuri mesela. Bunları çok fazla örnekleyebiliriz. Fatih Terim’in tam yetkiyle Milli takımın başına gelmesi de çok iyi oldu. Ben ileri ki yıllarda Türk futbolunda çok şeyin değişeceğini ve başarılı olacağımıza inanıyorum.Şunuda belirteyim 3 Temmuz süreci Türk futbolunda derin bir iz bırakmıştır ve bizi geriye çekmiştir. Şike yapıldı mı sorusuna ise; Geçmiş yıllarda olsun şikeyi kimse inkar edemez. Şikeye sadece parasal gözle bakmamak gerek. Hatır şikesi dediğimiz olay var. O muhakkak olmuştur. Birçok dost, iş yapan kulüp başkanları var. İlla ki birşeyler olmuştur. Son şike sürecinde zaten Yargıtay şike cezalarını onadı.
Son olarak ne söylemek istersin? Ayrıca bu işi yapmak isteyenlere ne tavsiye edersin?
Öncelikle sizlere ve ekibinize çok teşekkür ederim. Benim için çok keyifli bir söyleşi oldu. Tüm okuyucularınıza sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Bu mesleğe başlayacaklara tavsiyem ise; çok okumaları ve çok araştırma yapmaları. Sürekli gelişen bir çağdayız. Türkiye’de hemen hemen hergün farklı bir olaylar meydna gelebiliyor. Olayları iyi analiz etmeleri ve gözlemelerini tavsiye ediyorum