Bugünkü yazımda Avrupa’da yaşayan bir kurbağa türünden, kara kurbağasından bahsetmek istiyorum. Bu sevimli kurbağa yaşamının büyük bir bölümünü karada, sudan uzakta olmayan toprak oyuklarında geçirir. Karada çiftleşir. Dişi yumurtalarını yere bırakınca, erkek onları spermasıyla döller. Yarım saat sonra, erkek kurbağa yumurtalarını ipe dizer gibi birbirine yapıştırır ve sonra da bunları arka ayaklarının üzerine yapıştırarak yerleştirir. Daha sonraki birkaç hafta nereye gitse, seke seke yumurtalarını da yanında taşır. Sonunda yavrular yumurtadan çıkacağı sırada suya atlar. Yumurtaların yapışık olduğu arka ayaklarını tüm yavrular çıkana kadar suda tutar. Daha sonra tekrar karadaki oyuğuna geri döner.
İşte insan bu bilgiler karşısında kendisine şu soruları sormalıdır: Kara kurbağası sudan uzak yaşarken yavruları için su bulması gerektiğini nereden bilir? Yumurtaları bir ipe dizilmiş boncuk gibi birbirine yapıştırmayı nasıl akleder? O yapıştırıcı maddeyi kendi bedeninde nasıl üretir? Yapıştırıcı maddenin kimyasal formülünü nasıl bulur? Yumurtaları için en korunaklı bölgenin kendi arka ayaklarının üstü olduğuna nasıl karar verir? Yavruları yumurtadan çıkarken suyun olmazsa olmaz olduğunu nasıl karar verir?
Kara kurbağası Allah’ın ilhamıyla belli bir plan içinde hareket eder. Diğer tüm canlılar gibi kurbağa da bu kararları alacak ve böyle bir düzeni sağlayacak bir akla ve bilince sahip değildir. Kuşkusuz tüm bu canlıları yaratan, onlara kendileri için en yararlı olacak tavrı ilham eden ve onları koruyup esirgeyen alemlerin Rabbi olan Allah’tır. Allah yarattığı tüm varlıklar üzerindeki korumasını şöyle bildirmektedir: Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)