Bulgar hemşireler, kendileriyle aynı kaderi paylaşan ve Hollanda'da yaşayan Filistinli doktor için Hollanda adaletinin Libya'yı bir milyon avro tazminat ödemeye mahkum etmesi kararının ardından Bulgaristan'ı ağır şekilde eleştirdi.
Hemşirelerden Valentina Siropulo, Bulgaristan'dan önce Hollanda'nın bunu yapmasının utanç verici olduğunu söyleyerek, ''Hollanda adaleti nasıl davranılması gerektiğini gösterdi. Ülkemiz Avrupa'nın ve özellikle bizim serbest bırakılmamızı sağlayan Fransa'nın gözünde gülünç duruma düştü'' dedi.
Libya'da gördükleri işkencenin faillerinin belirlenmesine yönelik soruşturmanın Bulgaristan'da devam etmekte olduğunu anımsatan Siropulo, Bulgar makamlarını, ülkenin imajını düzeltmek için bir şey yapmamakla suçladı ve Filistinli doktorun başarısından ötürü sevinç duyduklarını, bunun morallerini düzelttiğini söyledi.
Hemşirelerden Christina Valçeva da Bulgar devletinin Libya'da 8 yıl hapis yatan kendisi ve diğer dört hemşire için hiçbir şey yapmamasından üzüntü duyduğunu belirterek, ''Hollanda mahkemesinin kararı sadece Eşref'i ilgilendiriyor, o Hollanda'da yaşıyor. Biz burada sefil maaşlara çalışıyoruz, hayatta kalma mücadelesi veriyoruz'' diye konuştu.
Bulgar devlet radyosu BNR'nin sorularını yanıtlayan Filistinli doktor Hacuc da Kaddafi hükümetinde Adalet Bakanı olan Mustafa Abdülcelil idaresindeki Libya Ulusal Geçiş Konseyi'nin tazminatı ödemesini beklemediğini söyleyerek, ''Parayı almak önemli değil, önemli olan bizim ve Bulgaristan'ın imajını düzeltmek'' dedi.
Filistinli doktor serbest kalmadan önce Bulgar vatandaşlığı da almıştı.
Libya'da 400 çocuğa AİDS virüsü bulaştırdıkları gerekçesiyle idam cezasına çarptırılan beş Bulgar hemşire ve Filistinli doktor, 2007'de Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin eski eşi Cecilia Sarkozy ve dönemin AB Komisyonu'nun Dış İlişkiler Sorumlusu Benita Ferrero-Waldner tarafından Fransız Cumhurbaşkanlığı uçağıyla Bulgaristan'a götürülmüştü.
Hemşireler ve doktor, elektrikli cop ve köpeklerle işkence gördüklerini anlatmışlardı.
Haber Kaynağı : Haber7.com