Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Altının ekonomik değer olmasının yolunu açalım, hem halkımız kazansın, hem de ülkemiz tasarruf etsin. Türkiye’de yastık altında 5-6 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Bunun sadece yüzde 10’u sisteme girse 28-30 milyar dolarlık bir kaynak sağlanmış olur. Bu da ülkemize ‘uzun vadeli tasarruf’ gücü kazandırır” dedi.
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Altının ekonomik değer olmasının yolunu açalım, hem halkımız kazansın, hem de ülkemiz tasarruf etsin. Türk insanı altına yatırım gözüyle bakıyor. Bu yönü değerlendirimeli. Türkiye’de yastık altı olarak tabir edilen ve yaklaşık 5-6 bin ton olduğu tahmin edilen tasarruf amaçlı biriktirilen altınların ekonomik yapı içine girmesinin yolları bulunmalı.
Türkiye’nin toprak altındaki ve yastık altındaki altınları, ekonomimiz açısından son derece önemlidir. Bu kaynakların verimli kullanılması ve sisteme katılmasıyla ekonomimize ‘uzun vadeli tasarruf’ gücü kazanacak. Bunun sadece yüzde 10’u sisteme girse 28-30 milyar dolarlık bir kaynak sağlanmış olur” dedi.
Altında lider olabilir
Yazıcı, İstanbul Altın ve Mücevher Zirvesindeki kanuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin küresel oyuncu olarak kabul edildiği sektörlerden biri de kuyumculuk sektörü. Bugün, Türkiye’de kıymetli madenler piyasasında 22 banka, 35 yetkili müessese, 21 kıymetli maden aracı kurumu, 10 kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştigal eden anonim şirket olmak üzere 88 altın borsası üyesi yer alıyor.
Türkiye’nin 2002 yılında altın ve mücevher ihracatı yaklaşık 630 milyon dolar iken, 2011 yılında 3.7 milyar dolara ulaştı. Değerli taşların Anadolu’nun kendine has tasarımıyla şekillendiği zaman yüksek bir katma değer oluşturacağına inanıyorum. Altınla taşın buluştuğu noktayı iyi yönetirsek ülkemiz mücevher sektöründe lider olacaktır.”
Markalaşma ve tasarım
Yazıcı, şöyle devam etti: “Türkiye, altın mücevheratında Hindistan ve Amerika ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alıyor. Üretimde ise İtalya ile yarışıyoruz. 2023 yılında ise hedefimiz sektörün ihracatını 12 milyar dolara çıkarmak.
Mücevherat sektöründe sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak için markalaşmak çok önemli. Tasarım ve inovasyonda pazardaki lider konumumuzu daha da geliştirmemiz gerekiyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında İstanbul’un dünyanın en büyük 10 finans merkezinden biri olması hedefimiz doğrultusunda mücevher sektörü de önemli bir role sahip.
Altından mamul ürünlerde asıl değer altının emtia değeri. Mücevherde katma değer çok yüksek. İhracatta güçlü olmak için altınla kıymetli taşları buluşturmak gerekiyor. Sektörde 200 binden fazla insanın istihdam ediliyor. 14 bin 888 esnaf faaliyet gösteriyor ve girişimci sayısı da 40 bin civarında.”
ÖTV indirimini EKK’ya taşıyacak
HAYATİ Yazıcı, pırlantada uygulanan Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) düşürülmesiyle ilgli notlarını aldığını belirterek şunları söyledi: “Bu konuyu ilgili bakanlık ve Ekonomik Koordinasyon Kurulu’na (EKK) taşıyacağım.
Ayrıca dahili işleme rejimi kapsamında yurt dışından som altının getirilerek Türkiye’de işlendikten sonra sertifikalı olarak yurt dışına ihracı prosedüründe uygulamada denetim sonucu vergi tahakkuku yapılması gerektiği konusunda görüşler belirtildi. Bunu Bakanlar Kurulu kararı ile çözdük. Ancak geriye dönük süreç belirsiz. Çözümü için ortak çalışma yürütüyoruz.”
6 bin 500 ton potansiyel ile dünyanın ikincisi
DÜNYA Altın Konseyi’nin verilerine göre dünyadaki altın talebine bakıldığında 2009’da 3 bin 619 ton olan talebin 2011’de 4 bin 67 tona yükseldiğini belirten Hayati Yazıcı, şunları söyledi: “Bu talebin yaklaşık yüzde 49’u mücevherat, yüzde 11’i endüstri ve sağlık, yüzde 40’ı ise yatırım amaçlı.
2010’da dünya altın üretimi de yaklaşık 2 bin 700 ton oldu. Bu üretimde 351 ton ile Çin birinci, 260 ton ile Avustralya ikinci, 233 ton ile ABD üçüncü sırada. Türkiye’de işletilebilir altın rezervi 700 ton oldu. Jeolojik yapısı ve dünyadaki altın oluşum modellerine dayanılarak yapılan hesaplamaya göre Türkiye’nin altın potansiyeli 6 bin 500 ton olduğu ve bu rezervle dünyanın ikinci ülkesi haline gelebileceği belirtiliyor.”
Yüzde 20’lik ÖTV makul düzeylere düşürülmeli
İSTANBUL Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, Türkiye’nin pırlanta sektöründe de umut vadeden bir ülke olduğunu kaydederek, “Türkiye’nin öncü olabilmesi, ciddi bir rekabet gücüne ulaşabilmesi için, fevkalade haksız şekilde bulunan yüzde 20’lik ÖTV engelinin mutlak surette makul oranlara düşürülmesi, sektörün önünü ve bu alandaki her türlü yatırımın önünü açacaktır” dedi. Saraç, altın ve mücevherin Türkiye’nin rekabet gücü yüksek en önemli reel sektöründen biri olabileceğini vurguladı.
Düğün salonlarına yakın ATM’lerden altın alınacak
DENİZBANK Genel Müdürü Hakan Ateş, İstanbul’u dünyanın altın ve mücevher merkezi yapma hedefinde bankalar olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Altın sektörünün Denizbank için önemli, öncelikli ve niş bir sektör olduğunu, bu nedenle de altın bankacılığı bölümünü örgütlediklerini anlatan Ateş şöyle konuştu: “2011’de sektördeki altın mevduat artışı yüzde 260, Denizbank’da ise, yüzde 500 oldu. 2011’de yalnızca bankada ilave 10 bin adet altın mudisi oluştu. Altın bankacılığında büyümeye devam edeceğiz.
Bu çerçevede altın bankacılığı müşterilerimize vadesiz altın depo hesabı, vadeli altın mevduatı, altın biriken hesap, altın teminatlı ihtiyaç kredisi, altın havale, altın ve gümüş kredileri, taksitli altın ve gümüş kredileri ve kuyumcu paket sigortası gibi pek çok farklı hizmet ve ürün sunuyoruz. Tüm bankacılık sektörü olarak işe geç başladık ama süratli yol alıyoruz. Müşteri ATM’lerden alım satım bile yapabiliyor.
Şu anda pilot uygulamada olan ATM’lerden düğün salonlarının yakınlarında ve benzeri yerlerde gram altını da verebilecek bir yapılanma gündemde. Son 2 yıldır altınla ilgili 4 ayrı fon çıkardık.”
Bankada duran altına vergi yok, kuyumcudakine var
İSTANBUL Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, kuyumculukta Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Asya’nın dağıtım ve üretim üssü olmayı hedeflediklerini belirterek şunları kaydetti:
“Türkiye’nin çevresinde bütün kullanılmış altınları, ülkede rafine etmek, taş kesim köyleri kurmak istiyoruz. Bankalarda olduğu gibi kuyumcuda duran altından vergi alınmamasını istiyoruz. Altın borsamız çalışıyor. Elmas borsamız var ama çalışmıyor.
Dünyanın tanınmış elmas borsası rakiplerimiz Belçika, İsrail. Belçika’da vize alma sorunu var. İsrail’de güvenlik sorunu var. Araplar İsrail’e adım atmak istemiyor. Elmas borsasında merkez olmak için şartlarımız müsait. Bankadaki altına vergi yok. Kuyumcudakine vergi alınıyor. Bu değişmeli.”
Haber Kaynağı : Haber7.com