Bu kararın 1930'larda ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde alındığının anlaşıldığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Tarihe, geçmişle hesaplaşmak için değil, yaşananlardan ders çıkarmak için bakmak lazımdır. Kararın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak her zaman mümkündür, ancak bu siyasetçilerden ziyade bilim adamlarının, tarihçilerin işidir; zira tarihi olayları kendi bağlamından kopararak, sadece bugünün dünyasından bakarak yargılamak çoğu zaman yanıltıcıdır, adil değildir. Ancak söz konusu kararın bugün hâlen muhafaza ediliyor olması, izah edilebilir bir durum değildir. Ayasofya Camii, etrafındaki eserleriyle, külliyesiyle beraber bir vakıftır; Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesidir ve hukuken el konulmuş durumdadır, vakıf bırakılma maksadına aykırı biçimde kullanılmaktadır. Ayasofya'nın hâlâ vakfedilme amacı dışında kullanılması, böyle bir yasağın devamı, bugünün dünyasında hukuk ve insan haklan ihlalidir. Bugüne kadar ülkemizde vakıflarla ilgili pek çok olumlu adımlar atılmışken, maalesef bu ayıp ortadan kaldırılamamıştır. Bugün Ayasofya'nın vakfedilme gayesi dışında kullanılması, hem hukuken, hem örfen, hem de ahlaken yanlıştır, kabul edilemez. Ayasofya'mn vakfedilme gayesine uygun hale getirilmesi hem hukuki, hem ahlaki, hem de vicdani bir sorumluluktur, görevdir. Bu sorumluluk ve görevden kaçınanlar Türk milleti, tarih ve gelecek kuşaklar önünde mesuldür, mesul olacaktır."
AYASOFYA'NIN CAMİ OLARAK YENİDEN İBADETE AÇILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
"MADDE 1 - Ayasofya, Ayasofya Camii adıyla, cami olarak yeniden ibadete açılmıştır.
MADDE 2 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 - Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür."
CİHAN
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 02 Mayıs 2014, 16:21