Türkiye’de demokrasinin ağır bedelleri olmuştur. Özellikle Demokrat Parti iktidarı döneminde basın ve asker tarafından abluka altına alınan siyasi iktidar, iktidarda olmanın bedelini 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle ağır ödemişti.
Dönemin Başbakan’ı Adnan Menderes ve onun Genel Başkanlığını yaptığı Demokrat Parti, iktidar olmuştu ama bu iktidara muktedir kılınmamıştı.
Türkiye, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra 12 Mart 1971’de askerin muhtırasıyla, 12 Eylül 1980’de darbesiyle ve 28 Şubat 1997’de post-modern darbesiyle karşı karşıya geldi. Gerçi demokrasiyi sindiremeyen bazı kesimler ise bu müdahalelerle karşı karşıya değil, yan yana kalmıştı.
AKPARTİ DE BENZER DURUMLARLA KARŞILAŞTI
Türkiye geçiş aşamasını yaşadığı şu günlerde, zorlu sürecini 3 Kasım 2002’deki seçimlerle iktidara gelen Akparti iktidarı döneminde de yaşamak zorunda bırakıldı. Türkiye’de muhafazakar tabanın desteğini alarak iktidara gelen birçok partinin yaşadığını Adalet ve Kalkınma Partisi de yaşadı.
2002’den bu yana Akparti’ye asker ve bazı medya unsurlarınca gönderilen ültimatomlardan bazılarını hazırladı. İşte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı döneminde askerlerce söylenen ve zihinlere kazınan bazı önemli çıkışlar:
“Akıllarını başlarına toplasınlar."
Genelkurmay Eski Başkanı Doğan Güreş, Habertürk kanalında yayınlanan Basın Kulübü programında (Mart 2007) “Ankara’da bir bakıyorum, Suudi Arabistan kıyafetleri çoğaldı. Bıyıklar değişmeye başladı, kıyafetler değişmeye başladı, ifadeler değişmeye başladı. Sinirli hareketler başladı, asabi hareketler başladı" diyerek laikliğin tehlikeye girdiğini söyledi. 28 Şubat öncesi dönemde de benzer bir durumun yaşandığını kaydeden Güreş, gazetecilerin sözlerinin hedefini sorması üzerine AKP’yi vurgulayarak, “Şimdikilere söylüyorum, akıllarını başlarına toplasınlar" dedi.
“Genç Subaylar Tedirgin”
Cumhuriyet gazetesinin 23 Mayıs 2003 tarihli dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’e atfedilen manşeti. Cumhuriyet gazetesi bu manşetle 1960 ihtilalı öncesindeki basının yaptıklarını hatırlattı.
“Tanırız kendisini, iyi çocuktur."
Bu sözü Şemdinli olayına karışan astsubay Ali Kaya için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt demişti. Ali Kaya şu an cezaevinde.
2005 Şemdinli Olayları ile ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, mesleki yeterlilikten uzak olduğu gerekçesi teklifi ile HSYK’nın 20 Nisan 2006 günü almış olduğu kararla meslekten men edilmişti.
Silah Değil Boru, Plan Değil Kağıt Parçası
21 Nisan'da Poyrazköy'de Bedrettin Dalan'ın arazisinde başlayan kazılarda 15′i dolu 22 LAW silahı bulunmuştu. Orgeneral İlker Başbuğ’un bu konudaki değerlendirmesi “Bunlar silah değil, boru” şeklinde olmuştu.
“Allah Allah diyen bir ordu cami bombalar mı?"
Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 günü “Fatih Camii bombalanacaktı” manşeti de Başbuğ’un sert açıklamalarına kaynak olmuştu. Başbuğ bu haberle ilgili Balyoz darbe planını inkar ederek “Allah Allah diyen bir ordu cami bombalar mı" diye sorarak masaya yumruğunu indirdi ve bu haberi yapanlara "Lanetliyorum onları" diyerek tepki göstermişti.
Oysa ki, Başbuğ’un o konuşmasından bir süre sonra eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, bir gazeteye verdiği röportajda Özel Harp Dairesi’nin çalışma sistemini anlatırken tarihi bir sırrı ağzından kaçırmış ve verdiği röportajda şunları söylemişti: "Gazeteci bana ‘Bu olay neden yapıldı?’ diye sorunca ona akademik düzeyde konuştum. Şunun için yapılır dedim; ‘eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp’te bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs’ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela.”
“Malumun İlanı”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Haziran 2008’de, başörtüsü düzenlemesinin iptaliyle ilgili olarak, "Hepimiz yasal kararlara saygılı olmak zorundayız. Türkiye; laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir. Onların yorumlanması mümkün değil. Bu söz; yorum değil, malumun ilanıdır" dedi.
“Sözde Değil, Özde Laik Cumhurbaşkanı”
Dönemin (Nisan 2007) Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı. Büyükanıt, "Ben sözde değil özde laiklik ilkelerini kabul etmiş bir kişinin yukarıya çıkacağını umuyorum" diyerek Akparti’ye mesaj vermeyi ihmal etmemişti.
Haber Kaynağı : Haber7.com