10 Yılda Da En Çok Patronlar, Bankalar Yani Faiz Lobisi Kazandı
Kamalak şöyle konuştu: “Faiz lobisinin iktidar partisiyle çatışmaya girmesi düşünülemez. Çünkü AKP, faiz lobisinin öz evladıdır… Soruyorum, 28 Şubat sürecinin faiz lobisinin faaliyetleri olmasaydı AKP olur muydu? Erbakan Hoca’nın Denk Bütçe, Havuz Sistemi ile faiz musluklarının kısılmasından rahatsız olan çevreler, Refah Partisi’ni bölüp, bugünkü iktidarın ortaya çıkmasına zemin hazırladılar. Talat Halman, “Okuyalım, üfleyelim de RP bölünsün” diye yazıyordu. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olunca ilk ağırladığı misafirlerden Halman oldu. 10 yılda da en çok patronlar, bankalar yani faiz lobisi kazandı. Hadise patronların faiz, kazanmak veya geçim değil, yaşam hürriyetlerinin tehdit altında olmasıdır.”
BÜNYAMİN GÜLER - ABDULLAH ÖZBAY
Saadet Partisi Haziran Ayı İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısında konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Taksim Gezi olayları, PKK ve Terör hadiseleri ve Askerin darbe yapmasına zemin hazırlayan TSK 35. Maddeye ilişkin gündem maddelerini değerlendirdi. Parti Genel Merkezinde yapılan toplantıda konuşan Kamalak, Taksim olaylarının büyümesinin Başbakan Erdoğan’ın “Çapulcu” hitabı ve çadırların yakılıp yıkılması ile ana muhalefetin “birliklerini” Taksim’e çıkararak yangının üzerine benzinle gitmesine bağladı. Başbakan Erdoğan’ın, bir anda alevlenen ve bütün ülkeye yayılan protesto, yakıp, yıkma olaylarını faiz lobisine ve IMF’ye olan borcun kapanması ve ödenen faiz oranlarının düşürülmesinden dolayı faiz lobisinin harekete geçmesine dayandırmasını ise Kamalak, neden gerçekçi bulmadıklarını şöyle açıkladı: “Bu gerçekçi değil. Sorarım, size Ak Parti olarak hem iç, hem dış borçları artırmadınız mı? Dolayısıyla hem iç, hem dış faiz ödeme miktarını yükseltmediniz mi? Faiz lobisi sizinle niçin mücadele etsin ki? Siz, faiz lobisini sürekli olarak artan bir tempo ile besleyip semirtmediniz mi? Kısacası faiz lobisine, her yıl, ortalama 50 Milyar TL ödemediniz mi? Peki nedir hadise?”
En çok bankalara kazandırdı
Kamalak şöyle konuştu: “Faiz lobisinin bu anlamda iktidar partisiyle çatışmaya girmesi düşünülemez. Çünkü Ak Parti, faiz lobisinin öz evladıdır… Soruyorum, 28 Şubat sürecinin faiz lobisinin faaliyetleri olmasaydı Ak Parti olur muydu? 1996 yılında, Erbakan Hoca’nın 54.Hükümet ile Refahyol’u kurar kurmaz, bu milletin sömürülmesini önlemek amacıyla Denk Bütçe yapıp, Havuz Sistemi kurarak dış borçları 10 milyar dolara düşürdü. Şu an Ak Parti Hükümetinde en fazla kazanç sağlayan kurumlar, bankalar. Refahyol Hükümeti döneminde feryad eden kurumlar ise bankalar idi. Faiz lobisinin musluklarını kapatılmıştı. İşte o zaman, bunların sözcüleri olan bir takım yazarlar, düşünürler, hem etkin çevreleri harekete geçirmek, hem de milletin kafasını bulandırmak için bir takım gösteriler yapmaya başlamışlardı. Talat Halman’ın yazısı halen hatırımızda”
Patronlarda hürriyet korkusu var!
Saadet Genel Başkanı Prof. Kamalak, “Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olunca Çankaya Köşkü’nde ilk ağırladığı misafiri ne ilginç ki, Talat Halman olmuştur. Başbakan Erdoğan’ın Akiller Heyeti içinde de yer aldı” diyerek, “Günümüzde Faiz Lobisi ile uğraşan bir iktidar ve İktidarın önünü kesmek isteyen bir Faiz Lobisi var mı? Hayır yok. Peki, Taksim Gezi olaylarını Türkiye ve Avrupa, dış dünya açısından nasıl okumalı?” şeklinde sordu. Kamalak, Taksim Gezi olaylarının iç nedenlerini Faiz Lobisi ve patronların, geçim değil, yaşam kaygısına bağlayarak şöyle konuştu: “Gezi olaylarında, Türkiye bakımından dar çerçevede, 28 Şubat sürecindeki patronların harekete geçtiği kanaatindeyiz. Ancak faiz sebebiyle değil. Çünkü istatistiklerle sabittir ki, Ak Parti dönemlerinde Faiz Lobisi ve bankalar en çok kazanan kurumlar oldu. Faizlerden çok daha değerli bir değer için, Ak Parti’yi iktidara taşıyan patronların hürriyetlerinin riske girme ihtimalinden dolayı harekete geçtiler.
Batı, Ak Parti’den Alacağını Aldı
Gezi Parkı olaylarının dış boyutunu ise Kamalak şöyle açıkladı: “Düne kadar dış dünya Başbakana destek veriyordu. Oysa şimdi Başbakan, sanki dış dünyaya savaş veriyor gibi bir görüntü var. Tıpkı Türkiye’yi 10 yıl boyunca “Küçük Amerika” yapmak isteyen Merhum Menderes’in 1960’ta ABD’den eli boş dönmesi gibi, Başbakan Erdoğan’da son ABD ziyaretinde istediğini alamadı. Rusya’ya döndü. Shangay ile işbirliği anlaşma yapacağını açıkladı. Bundan Batı rahatsız oldu. Batı alemini Ak Parti iktidarından, alacağını aldı, ama şimdi yeter artık, senden alacağımızı aldık diyor. Geçmişte Batı, Türkiye’deki iktidarları hep kullanma yoluna gitmiştir.”
Terörün Dönmesinden Endişeliyiz
1966’dan 99 yılına kadar Batı ile imzalanan bu protokoller ile “Her bir halk, referandumla kültürel ve siyasi bağımsızlıklarına kavuşacaklardır” şeklinde ikili protokoller imzalandığına dikkat çeken Kamalak, bu protokollerin ise 2002’de Ak Parti Hükümeti kurulur kurulmaz tekrar TBMM’ye “İkiz yasalar” adı altında sunulup kanunlaştırıldığını, bugün yaşadığımız PKK, terör, kalkışma hareketlerinin ise bu yasalardan kaynaklandığını bildirdi. Kamalak, “Bugün terör örgütünü finanse eden ülkeler Batılı ülkelerdir. Barış süreci vs. Biz terör örgütünün ateşkes ile toparlanmasından sonra çatışmaların daha şiddetli olmasından endişe ediyoruz” dedi. Hükümetin, darbelere zemin hazırlayan TSK İç Hizmet Kanunu 35.Maddeyi değiştirmesini ise olumlu bulan Kamalak, “Biz 1996’da iktidara geldiğimizde bu maddenin değiştirilmesi için Meclis’e Kanun teklifi verdik. Neticede 16-17 yıl sonra o noktaya geliyorlar. Milli Görüş ne diyorsa, doğrusu odur. Şu halde vakit geçirilmeden Milli Görüş iktidara taşınmalıdır” dedi.
10 yılda da en çok patronlar, bankalar yani faiz lobisi kazandı
Kamalak şöyle konuştu: “Faiz lobisinin iktidar partisiyle çatışmaya girmesi düşünülemez. Çünkü Ak Parti, faiz lobisinin öz evladıdır… Soruyorum, 28 Şubat sürecinin faiz lobisinin faaliyetleri olmasaydı Ak Parti olur muydu? Erbakan Hoca’nın denk bütçe, Havuz Sistemi ile faiz musluklarının kısılmasından rahatsız olan çevreler, Refah Partisi’ni bölüp, bugünkü iktidarın ortaya çıkmasına zemin hazırladılar. Talat Halman, “Okuyalım, üfleyelim de RP bölünsün” diye yazıyordu. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olunca ilk ağırladığı misafirlerden Halman oldu. 10 yılda da en çok patronlar, bankalar yani faiz lobisi kazandı. Hadise patronların faiz, kazanmak veya geçim değil, yaşam hürriyetlerinin tehdit altında olmasıdır.”
Faiz lobisi sizin hükümetinizle niçin uğraşsın ki?
Sayın Başbakan olayları “faiz lobisine” dayandırmıştır. İyi de hangi faiz lobisi? Faiz lobisi sizinle neden mücadele etsin ki? Siz bu ülkenin iç ve dış borçlarını sürekli olarak arttırmadınız mı? 129.5 milyar dolar olan dış borcu,10 yıl içinde 326,3 milyar dolara çıkarmadınız mı? 155,2 milyar TL olan iç borcu 406,6 milyar TL’ye çıkarmadınız mı? Böylece faiz lobisine sürekli olarak besleyip semirtmediniz mi? 2013 yılı bütçeniz de faiz için 53 milyar TL ayırmadınız mı? 53 milyar TL ne demek biliyor musunuz? Her biri 80 bin TL’den 662.500 daire demektir bunu 10 ile çarparsanız 10 yılda faiz lobisine 6.625.000 daire bedeli ödenmiş demektir. IMF’ye olan borcu başka yerden aldığınız borçlarla kapatmadınız mı? Öyle değilse iç ve dış borçlar niçin sürekli artıyor? Şimdi bu tablo karşısında faiz lobisi sizin hükümetinizle niçin uğraşsın ki?
SİVİL HABER