Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, Yemen’de yaşanan iç savaş ve yapılan müdahalenin basiretsiz yöneticilerin bugünü okuyamaması ve yarını düşünememesinin sonucu olduğunu söyledi. Aydın, Yemen’in BOP’un yol haritasının bir parçası olduğunu ve yaşanan kaosa ancak İslam Birliği’nin tesisi ile son verilebileceğini vurguladı.
BİROL AYDIN’IN AÇIKLAMASI
Yemen’de özellikle 2004 yılından bugüne devam eden darbeler ve ayaklanmalarla dolu iç çatışma dönemi bu ülkeye yapılan askeri operasyonla farklı bir boyut kazandı. Özellikle BOP’un fiili başlangıcı sayılan Afganistan’ın işgali, ardından Irak’ta başlatılan bölünme ve işgal, bölgemizi ve İslam dünyasını sorunlar yumağı ile karşı karşıya bıraktı. Yemen’de bugün karşılaştığımız durumu, BOP’un yol haritasından bağımsız olarak düşünmemiz mümkün değildir.
Arap Baharı sürecinde, Özgürlük, bağımsızlık, insan hakları, halk devrimleri, diktatörlerin işbaşından uzaklaştırılması gibi kulağa hoş gelen söylemlerin bugün için karşılığının olmadığı artık acı bir gerçek olarak ortaa çıkmıştır.
Mısır'da yaşananlar, Libya'daki bölünmüşlük ve iç savaş, Suriye'de devam eden süreç ve bugün Yemen’de olanlar, üzülerek ifade edelim ki, islam ülkeleri arasında yeni ayrılık alanları oluşturmak için emperyalistler tarafından özellikle planlanmaktadır.
Yemen’de Husiler şunu yaptı, Hükümet güçleri şöyle karşılık verdi gibi açıklamalar bu sorunu doğru bir şekilde tam olarak anlamamızı sağlamaz
Hristıyan dünyası bin yıldan beri birbirine düşman olan Katolik ve Ortodoks mezhepleri arasındaki sorunları çözme konusunda önemli aşamalar kaydetmişken, İslam dünyasının mezhep çatışmaları içine sürüklenmesi acı bir durumdur.
İslam Dünyası içindeki farklılıklar tartışma alanları değildir. Yüzyıllardan beri devam eden farklı bakış açılarının çözümü, silahta, iç savaşta ve mezhep taassubu ile kan dökmekte değildir. Ne Husiler Yemen’e uzaydan geldi ne de sünniler Yemen’de yeni iş başına geldi. Sünniler de şiiler de yüz yıllardır bölgenin asli unsurları olarak birarada yaşamaya devam ediyorlardı. Yemen’deki çatışma ortamı şüphe yok ki bölge üzerinde emelleri olan emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramayacaktır.
Akıl bir işin sonunu düşünmektir. Bu süreç yeni kan davalarının ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir ve eğer akl-ı selim ile hareket edilmezse kardeş kardeşin kanını dökecek ve sonuçta batılı emperyalist güçler kazanacaktır.
Türkiye, bölge ülkeleriyle elbette yakınlaşmalı ve birlikte hareket edecek mekanizmaları çoğaltmalıdır; ancak sadece emperyalist güçlerin işine yarayacak olan Yemen meselesini anahtar olarak kullanmamalıdır. Ayrıca her bir ülke de kaostan stratejik fayda devşirecek adımlar atarak sorunu daha da derinleştirecek bir plan içinde olmamalıdır.
Ne yazık ki basiretsiz yöneticilerin teşne olmasıyla İslam coğrafyası Batı’nın yaşadığı Ortaçağ karanlığına sürüklenmek istenmektedir. Bu bataklıktan kurtulmanın tek yolu ise İslam Birliği’nden geçmektedir. D-8 bunun için çok önemlidir. Güçlü bir D-8 en başta İslam ülkeleri arasındaki ihtilafların çözümünde etkin olacağı gibi, Batılı güçlerin de bölge üzerindeki emellerine en büyük engel teşkil edecektir.
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 30 Mart 2015, 01:52