Lale Kemal'in haberi
Türk silah sanayiinde, artık ordunun adeta tüccar gibi silah satın alma mekanizması içinde yer almasının sonlandırılması yolunda bir süredir devam eden politikalara, “TSK’da reform” olarak nitelendirilen bir yenisi daha eklendi.
Buna göre firmalar, ürettikleri silah sistemlerinin, bakım, onarım ve idamesini kendileri yapacaklar ve böylece bu işlevi yerine getirmekte olan askerî fabrikalar, zaman içinde devre dışı kalacak. TSK’nın da bu politikaya soğuk bakmadığı belirtiliyor. Diğer yandan TSK’yı tüccar konumuna sokan OYAK’ın bu haliyle varlığını sürdürüyor olması sorun olmaya devam ediyor.
Uygulamaya koymak üzere çalışmaları başlatılan bu yeni politika ile bir taşla iki kuş vurulmuş olacak; Bir yandan, silahın kullanıcısı olan askerin tüccar gibi silah satın alma rolü ortadan kalkacak diğer yandan da, silah sistemlerinin bakım, onarım gibi işlerinin üretici firmalar tarafından yapılacak olması nedeniyle silah sanayiinin ekonomiye olan yükü azalacak.
Yasa gereği siyasi iradeye bağlı olan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda, yukarıdaki politikaları uygulamaya koymak üzere lojistik birim oluşturuldu. Bu birim, Türkiye’de artan biçimde silah üretim projelerinde ana yüklenici konumuna yükselen yerli firmaların, yabancı ortaklı dahil ürettikleri silahların bakımları, onarımları ve idame ettirilmeleri işlevini de üstlenmeleri için çalışma yapıyor. Kısaca lojistik destek adı verilen bu işlevi, kapasiteleri elverdiği ölçüde, hava, kara ve deniz kuvvetlerine bağlı askerî fabrikalar yapıyor. Sistem doğrudan yabancı firmadan alınmışsa bu işlevi söz konusu üretici firma yapıyor.
Asker-sivil ilişkilerine yansıması
Demokratik ülke ordularında ve ordunun sivil demokratik denetimini sağlayan NATO dışı bazı ülkelerde, silahın kullanıcısı olan silahlı kuvvetlerin, söz konusu silahların aynı zamanda alıcısı olması gibi bir işlevi bulunmaz. Bu uygulama literatürde, “Kullanıcı (User): Silahlı kuvvetler, Satın alan (Buyer): sivil kurumlar (SSM gibi)” şeklinde geçer. Bu işlevleri hangi kurumların yerine getirecekleri kesin çizgilerle ayrılmıştır. Zira bu mekanizmada gri alanların bulunması, orduyu tüccar konumuna sokarken, şeffaflık mekanizması çalışmadığı için, ordu mensuplarını, yolsuzluk gibi suç işlemeye teşvik eder niteliktedir.
Savunma sanayii kaynakları, Türkiye’de, lojistik hizmetlerinin sivil denetim altına girmesi çalışmalarının uygulamaya konmasıyla birlikte asker, sivil ilişkilerinde önemli bir reformun gerçekleşeceğine dikkat çekiyorlar. Aynı kaynaklara göre, bu proje başarıya ulaşırsa TSK üzerindeki önemli bir iş yükü de kalkmış olacak. Yeni uygulamada, TSK Lojistik Komutanlığı kalacak ancak, işlevi; bakım, onarım ve idamesi gereken sistemlerin planlamasını yapmak ile sınırlı tutulacak.
Ekonomiye katmadeğer kazandırma dönemi
Lojistik faaliyetlerinin askerî fabrikaların görev alanları dışına çıkartılması ve bu işlevin, silah üreticisi özel ya da devlet firmalarına devredilmesi, ekonomi üzerindeki kamburu da azaltacak. Zira, TSK fabrikaları, devlet destekli ve kar gütme amacı da olmayınca verimli çalışma motavisyonları ortadan kalkıyor. Oysaki, lojistik hizmetlerini yerine getiren özel ya da devlet sektörü firmalar, ekonomiden yemedikleri gibi istihdam yaratıyorlar ve devlete vergi ödüyorlar. Dolayısıyla ekonomiye katmadeğer yaratıyorlar.
Örneğin, İngiltere ya da Almanya’da, silahın üreticisi firma lojistik desteği de sağlıyor ve İngiliz ya da Alman ordusu tersane işletmiyor. İstanbul Tersanesi ise, örneğin, TSK tarafından işletiliyor.Ancak, savunma sanayii kaynakları, ‘Milli Gemi’ adı verilen savaş gemilerinin 4’ncüsünün üretiminin özel sektöre devri için ihaleye çıkılacağını belirterek bu gemilerin lojistik hizmetini de yapımcı firmanın üstleneceğini söylediler.
İsrail firması heron ihalesine katılacak
Silah sistemlerinin, bakım, onarım ve idamesinin üretici firmalar tarafından yerine getirilmesi çalışmalarına, İsrail yapımı envanterdeki Heron İHA’ları da dahil ediliyor. Savunma sanayii kaynakları, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TAI), Heron İHA’larının lojistik desteğini sağlamakla görevlendirilmek üzere görüşmeler yapıldığını söylediler. TAI’nin, Heron’ların, İsrail’e bağımlı olmadan bakım, onarım ve idame işlerinin yapılması için ihaleye çıkacağı belirtilirken bu ihaleye İHA’nın üreticisi İsrail’in IAI firması da katılabilecek. IAI’ya ihaleye katılma izni verilmesi, bu ülkeye yönelik sert tutumun bir nebze olsun gevşetilmesi anlamına da geliyor.
Haber Kaynağı : Haber7.com