“TÜRKİYE’DE YARGI BAĞIMSIZLIĞI YOK”
İstanbul Aydın Üniversitesi Ortadoğu ve Kafkasya Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Hukuk Sistemimizin Sorunları ve Yeni Anayasa Çalışmaları” konulu ORKAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sait Yılmaz tarafından idare edilen panelde konuşmacı olarak, Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen ve İAÜ Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Memiş konuşmacı olarak yer aldı. Panel kapsamında Türkiye’de yargının bağımsızlığı, son dönemde yaşanan hukuki sorunların nedenleri ve yeni anayasa ile ilgili çalışmalar konuşuldu.
Prof. Dr. Emin Memiş sözleri ile yargı bağımsızlığı için gerekli koşullar üzerinde durdu. Memiş,”yargı bağımsızlığı için öncelikle bağımsız bir HSYK ve yargı üyelerinin mesleğe kabulünde objektiflik gerekir. Yargı mensuplarının göreve atanma ve alınmaları yanında kariyer güvencesi de olmalıdır. Yargı iç işleyişinde bağımsız olmalı, dış müdahalelere karşı korunmalıdır. Hâkimler korkmamalı, güvence de olmalıdır. Venedik Komisyonu’na göre HSYK, hükümet ve yasamadan bağımsız olmalıdır. Bugün Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu söylemek mümkün değildir. Anayasayı kurucu iktidar yapar, şu an ki hükümet kurucu değil, 1982 Anayasası’na göre kurulmuş bir iktidardır. Anayasa değişikliği yapılabilir ama bunun da koşulları bellidir. Kurucu iktidar sınırsız olduğu için Anayasa yapmada idealdir ama şu an ki soru kurucu iktidarın nasıl oluşturulacağıdır.” dedi.
Bumerang gibi, gün gelir sizi vurur…
Panelde Memiş’den sonra sözü alan Prof. Dr. Ersan Şen ise “hukukun siyasallaşmasının tarafsızlığını kaybetmesi ve insanların kafasında tarafsızlığı konusunda şüphe oluşması anlamına geldiğini” söyledi. Ersan, “hâkimler ve savcılar kendilerini baskı altında hissediyor ya da hukuki işlerde kendilerini bir tarafta görüyorlarsa hukuk siyasallaşmıştır. Artık hukuk amaç değil, araç olmuştur. Kendi sivil demokrasimizi kendimiz korumalı, içselleştirmeli, kurumsallaştırmalıyız. Yapmazsak başkaları gelir yapar. Hukukun araç haline getirilmesi bir bumerang’tır yani bir gün gelir sizi vurur. Dürüst, eşit ve iyi uygulanır bir hukuk gereklidir. Bugün Türk hukuk sisteminde pek çok keyfi uygulama örnekleri bulunmaktadır. En önemli sorun tarafsızlıktır. Hâkimler kendilerine verilen yetkiyi tarafsız bir şekilde kullanmalı, objektiflik ve sübjektiflik birbirine karıştırılmamalıdır. Hâkim ve savcıların denetimi şarttır, hiçbir güç denetimsiz olamaz yoksa hukuk devleti olunmaz. Bağlı olduğumuz uluslararası sözleşmelere, beğenmesek de Anayasa ve kanunlara uymalı, ayrım yapmaksızın eşit uygulamalıyız.” diyen Şen, diğer önemli bir sorunun da “tutukluluk” konusudur. Tutukluluk mahkûmiyet değil, tedbirdir. Bir insan yargı karar verene kadar suçsuzdur, tutukluluk ceza değildir ama Türkiye’de insanlar 3-4 yıl tutuklu kalmaktadır. Hâkim tutuklama kararı verdiğinde somut gerekçe göstermeli, soyut ifadeler ile karar vermemelidir. Kanunda bu var ama Türkiye’deki hukuk kültüründe uygulanmamaktadır. Masumiyet karinesine uyulmalıdır. Uzun yargılama süreleri Türkiye’nin ciddi bir sorunudur. Hukuk güç çatışmasının aracı olmamalıdır. Sonradan çıkarılan ceza kanunları ile geriye dönük uygulama yapılmaktadır. Soruşturma gizliliği adı altında dava açılana kadar avukat olarak dosyayı göremiyorsunuz. Senin savcın, benim savcım konusunun aşılması için yargı birliği sağlanmalı, savcılar araç olarak görülmemeli, özel mahkemeler kaldırılmalıdır. Bu Meclis’ten Anayasa çıkabilir. Ancak 20 maddeden oluşan, herkesin içinde çözüm aramadığı, herkesin anlayabileceği kısa bir anayasa olmalıdır.” Dedi.
Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin CİNDORUK ise “yaklaşık 60 yıldır hukuk sorunları ve anayasa ile ilgili tartışmaların içinde olduğunu söyledikten sonra bugün Türkiye’deki manzara “Adliye manzarasıdır” dedi. Başka ülkeler teknoloji, ekonomi ve sosyal güvenlik tartışırken Türkiye’den başka hukuki davalar ile uğraşan bir ülke yoktur. Davalar ve mahkemeler gündemi işgal etmektedir. Benim tecrübem hukuk insanların mutluluğu için vardır. Bu sorunları yeni Anayasa ile çözeriz diyenler var ama Türkiye Cumhuriyeti tamamlanmış bir devlettir yani toprağı, milleti ve hukuku vardır. Cumhuriyet kurulmuş, tarihsel süreç tamamlanmıştır. Adalet Bakanı yeni anayasa yerine kanun teklifine iki madde daha eklese bu sorunları çözebilir. Anayasa değiştirilebilir ama bunun da sınırları ortaya konmuştur. Anayasa Mahkemesi’ni mutlaka tarafsız hale getirmek gerekir. Görevimiz sadece Anayasa yapmak değil, dünya standartlarında hukuk normları bloğuna ulaşmaktır. İnsancıl hukuku kurmamış bir ülke başka ülkeler ile yarışamaz.” Sözlerini dile getirirken, “Silivri’deki bir hapishane de görev yapan bir yargıç bağımsız olabilir mi, bağımsız yargılayabilir mi? Siyasi amaçlar ile mahkemeler kurulursa ihtilaflar bitmez. Yassıada’da kurulmuş mahkemelerin benzeri bugün Türkiye’de kurulmakta, adına özel mahkeme denilmektedir. Türkiye’de yargı bağımsızlığı yoktur yani 50 yıl sonra aynı noktaya gelmişiz. Kusurlu hükümetler değil biziz ama halktan şikâyetçi olunamaz, halk ikna edilebilir. Kenan Evren, partimizi kapatıp bizleri hapse koyduğunda arkamızda kimse yoktu. O gün karşısına çıkmak önemli idi, bugün yargılamak doğru değil. Kusuru kendimizde aramalıyız, bu halk 1960’da olduğu gibi demokratik devrimler de yapmıştır, halka ulaşırsak doğru kararlar veriyor amacımız hukuk devleti olmak, hukuk devletini ortaya çıkarmak olmalıdır. Aradığımız demokratik, insan haklarını saygılı hükümetlerdir.” dedi.
Haber Kaynağı : Haber7.com