Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin bilişim konusunda henüz zihinsel dönüşümünü tamamlayamadığını, kamudaki zihinsel dönüşümün ise vatandaşın gerisinde olduğunu söyledi.
Yıldırım, TTNET tarafından Gediz Üniversitesinde düzenlenen ''Yeteneğe Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek'' programı açılış töreninin ardından öğle yemeğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, cep telefonu ithalatının önlenmesi konusunda, yerli telefon konusunda geçmişte denemelerin yapıldığını, ancak başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti. Bir ürünü ilk üretenin, pazar hakimiyetini kurduktan sonra o üründe başarılı olmanın zorlaştığını, başarı sağlamak için ancak yeni bir ürün yapılması gerektiğini belirten Yıldırım, bu anlamda da FATİH Projesi ile akıllı tahta ve tablet konusunda önemli bir fırsat yakalanacağını dile getirdi.
Yıldırım, FATİH Projesi'ni, bilişimde, donanım ve yazılım alanında çığır açacak bir proje olarak gördüklerini belirterek, ''FATİH projesi vesilesiyle tablet, akıllı tahta üretenlere ilave teşvikler veriyoruz. İlk parti 85 bin akıllı tahta alındı, bunu yerli imalatçımız kazandı. Yerli katkı henüz istediğimiz düzeyde değil, ama bu bir başlangıç, gelecekte yerli miktarı artacak'' dedi.
Türkiye'de bilişim konusunda zihinsel dönüşümün henüz tamamlanmadığını, ancak toplumun tüm kesimlerinin bilinçlenmesi halinde bilgi toplumunun kurulabileceğine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:
''Türkiye'de henüz zihinsel dönüşümü gerçekleştiremedik. Vatandaş tarafında çok hızlı gidiyor, ama idare tarafında, kamu tarafında zihinsel dönüşüm vatandaşın gerisinde. Örneğin gümrüklerde yazılım, bir ürün olarak tanınmıyor. 'Bu disketlerde ne var' deniyor. Gümrük tarife pozisyonları yok. Görünür ürünleri ürün kabul ediyor bizim sistemimiz, gözükmeyen bilgiyi bir değer olarak görmüyor. Şimdi bu dönüşümleri sağlamaya çalışıyoruz. Bu sadece mevzuat düzenlemesiyle olmuyor, zihinsel dönüşüm şart. Bilgi toplumunda sadece gençler değil toplumun tüm kesimleri etkin yer almalı.''
Bakan Yıldırım, TTNET'in program açılışı töreninde yaptığı konuşmada, Avrupa'da telefonla konuşma süreleri hakkında bilgi verirken mobil ve sabit hatlar için Avrupa'da Fransa ile birlikte en fazla konuşan ülke olduklarını belirttiğini, ancak bunun sehven söylediğini, sadece mobil konuşmalar üzerinden yapılan değerlendirmeyi paylaştığı düzeltmesinde bulundu.
Yıldırım, Fransa'da kişi başı mobil konuşma süresinin aylık 278 dakika, Türkiye'de ise 261 dakika olduğunu belirterek, ''Konuşmaktan bir zarar gelmez, konuşmayan toplumlarda sıkıntı vardır. Konuşalım da boş konuşmayalım. Arkasında bir iş, üretim olsun'' dedi.
-İzmir'e yapılan yatırımlar-
İzmir'de yaptıkları yatırımlarda yargı süreçlerinden kaynaklanan bir gecikme beklemediklerini dile getiren Yıldırım, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin de bu konuda bilinçlendiğini, hizmetlerin geciktirilmemesi noktasında kuruluşların birbirlerini ikna etmeye çalışır duruma gelindiğini kaydetti. Yıldırım, ''Artık, 'Herşeye karşı çıkmanın alemi yok. Biraz makul düşünelim, olumlu yönden bakalım' diye diğerlerini uyarıyorlar, ben memnunum'' dedi.
Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne aday olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine ise ''Biz zaten seçildik, daha ne adaylığı. Adaylık dönemi bitti, beni seçti İzmirli. Önümüze de 35 proje koyduk, şimdi onları gerçekleştirme zamanı. Büyükşehirle, yerel seçimlerle ilgili benim düşüncelerimi İzmir biliyor, böyle bir gündem yok. Benim böyle bir düşüncem de yok, şu anda dünya kadar iş var. Şimdiden yerel seçimlerin piyasasını açmak, çok yanlış bir şey'' dedi.
-''Muhalefeti biz yapmıyoruz''-
Binali Yıldırım, bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''yeteri kadar muhalefet yapılmadığı'' gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu'na tepki gösterdiği yönündeki iddiayı, nasıl yorumladığının sorulması üzerine ise şu yanıtı verdi:
''İzmir'de CHP iktidar. Biz muhalefet yapmıyoruz, sıkıntı orada. Onun görevi muhalefet değil, biz de yapmıyoruz. Şehrin hatırı için şehir anlamsız siyasi tartışmalarla yorulmasın istiyoruz. Yoksa muhalefet yapmak iyi bir şey, kolay bir şey, arkasında sorumluluk da yok. İzmir muhalefetten, siyasi kavgalardan bir şey kazanmaz, hep kaybeder, onu gözönüne almamız lazım. Seçim meydanında derdimizi anlatırız. Doğru iş, kimden gelirse gelsin her zaman yanında oluruz, siyasi rakibimiz falan demeyiz.''
Bir başka soru üzerine, İzmir'in verdiği vergilere karşılık genel bütçeden çok az pay aldığı yönündeki eleştirileri anlamlı bulmadığını, Türkiye'de 10-15 ilin fazla katma değer yarattığını, bunun Türkiye'nin demografik yapısı, sanayileşme politikası ile ilgili olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi:
''Durum İzmir'de kötüye gitmiyor iyiye gidiyor. İstanbul 10 veriyor 1 alıyor. Onların daha çok sızlanması lazım. Büyükşehirler daha fazla üretiyor devlete daha fazla veriyor, ama temel ihtiyaçlar açısından daha iyi oldukları için. İzmir'in durumu bu sene değişti. Oransal olarak daha fazla almaya başladı. Dünyanın en hızlı gelişen 4. kenti durumuna geldi. Ulaştırma yatırımlarının yüzde 10'u İzmir'de. İzmir'de 20 milyar liranın üzerinde doğrudan altyapı yatırımımız var. Önümüzdeki 10 yıl içinde sadece bakanlığın öngördüğü yatırım 50-60 milyar lira.''
-EXPO 2020 yeri için karar toplantısı-
Bakan Yıldırım, İzmir'de EXPO 2020 yeri olarak belirlenen İnciraltı'nda, belirsizliklerin giderilmesi amacıyla Vali Kıraç ve Belediye Başkanı Kocaoğlu'nun yarın Ankara'ya geleceğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin de katılımıyla bir toplantı yapacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Bu konuyu artık bir karara bağlayacağız. Bazıları, 'yeni bir yasa çıkması gerekir' diyor. Bizim düşüncemizde böyle bir şeye ihtiyaç yok. Mevcut mevzuat çerçevesinde bu iş yapılabilir. Yarın bunun kararını netleştireceğiz. İlave bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var mı, mevcut şartlar altında bu işler yapılabilir mi bunun kararını vereceğiz.''
Yıldırım, bir gazetecinin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kocaoğlu'nun, ''AK Parti'nin, İzmir'de otobüslerde propaganda yapması için paralı insanlar tuttuğu'' yönündeki iddialarını hatırlatması üzerine, ''Ne diyeyim. Taşeronlaşmaya karşıyız arkadaşlar. Herkes işine baksın, başkan çalışırsa kim ne derse desin İzmirli zaten gereken karşılığı veriyor. Çalışana öyle bir cömert ki İzmirli. Yeter ki çalışın, bir şey üretin. Ben bunu gördüm'' dedi.
-Hatay Havaalanı'ndaki su baskını-
Binali Yıldırım, su basan Hatay Havaalanı ile ilgili bir soru üzerine ise su baskınının sadece havaalanıyla ilişkili olmadığını, ovadaki tüm yapıların su altında kaldığını belirtti.
Son 40 yılda yağan yağıştan daha fazlasının 1 ayda yağdığını ve aşırı yağışlardan dolayı ovada sulama için oluşturulan yapay göletlerin taştığını, sulama kanallarının da yetersiz kalması sonucu baskının oluştuğunu dile getiren Yıldırım, ''Bunlar gelip geçici şeyler, düzelecek. Bu tip olağanüstü haller olabiliyor'' dedi.
Haber Kaynağı : Haber7.com