Mısır uzun yıllardır zaten dikta rejimi ile idare edilen bir yapıya sahipti. Yakın bir geçmişte halk bir isyan başlatmış ve diktatörü devirerek halkın iradesinin yönetime yansımasının yolunu açmıştı.
Henüz üzerinden bir yıl gibi, demokrasinin yerleşik olduğu ülkelerin iktidarları için bile son derece kısa olan bir hükümet etme sürecini, “kötü performans” olarak değerlendirmek ancak kötü niyetle izah edilebilir.
Arap baharının İslami hareketler açısından iktidar yolunun gözükmesi sonucu doğurması maalesef bazı çevrelerin demokrasi kanaatlerini değiştirmiştir.
Son yıllarda meydana gelen gelişmeler, demokrasinin tanımını da değiştirmektedir. Temeli Milli İrade olan bu siyasal sistem, giderek ideolojik nitelemelere kurban edilmektedir. Adeta ‘seçimler önemlidir, ancak eğer bizim gibi düşünen insanlar kazanırsa’ yargısı hakim olmaktadır.
‘İnsan haklarına saygı’ diye söylem bayraklaştıranların, askeri bir darbeyi desteklemiş olmaları dürüstlükle izah edilemez. Darbeyi destekleyenlerin halleri manidar çağrışımlar yapmaktadır. Mısır’ın gerçek anlamda yerlileşmesi ve tüm yerli değerlerinin Mısırlılar tarafından kullanılabilmesi bazı güçleri rahatsız etmiştir.
Bu darbe bölgedeki İslami kesimlerin henüz idari anlamda yeterli tecrübeleri olmadığı sonucunu verebilir ama asla onların sahtecilik yaptığı sonucunu vermez. Ama bu darbe, kendilerini demokrat satanlar için canlı yayınlanan bir sahtecilik vesikası olarak tarih kayıtlarına geçecektir. Özetle, Mısır darbesi demokrat dünyanın yüz karası olmuştur.
Bu sadece Mısır için değil elbette bölge için bir felaket senaryosudur. İnşallah Mısır halkı her şeye rağmen sükunetini muhafaza eder ve iç çatışma anlamına gelecek provokasyonlara prim vermez.
En kısa zamanda tekrar demokratik seçimlere ve seçim sonuçlarına itibar edilecek bir Mısır temennimizi en derin dualarımızla arz ederiz.”
ASKON
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği