UHİM GÜNDEM BULUŞMALARI-6

UHİM GÜNDEM BULUŞMALARINDA BU HAFTA UHİM’İN YENİ PROJESİ “AVRUPA’DA AYRIMCILIK SORUNU” MASAYA YATIRILDI!..

UHİM GÜNDEM BULUŞMALARI-6
 Türkiye ve dünya gündemini meşgul eden meselelere dair fikir alış-verişlerinin yapıldığı, sorun tesbitlerinin ve çözüm önerilerinin konuşulduğu ‘Gündem Buluşmaları’nda bu hafta, UHİM tarafından organize edilen ve geçtiğimiz günlerde başlatılan “Avrupa’da Ayrımcılık Sorunu: Irkçılık, Nefret ve İslamofobi” projesi masaya yatırıldı. 9 Şubat Cumartesi sabahı Üsküdar Mabeyin Restaurant’ta gerçekleştirilen kahvaltılı toplantıda, sözkonusu alanda yaptıkları çalışmalarla tanınan Doç. Dr. Hasan Kösebalaban, Doç. Dr. Nuri Tınaz, Doç. Dr. Ali Murat Yel ve Dr. Lütfü Özşahin’in değerlendirmelerde bulunurken, toplantının moderatörlüğünü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak üstlendi. İki oturum halinde gerçekleştirilen toplantının ilk bölümünde konu ile ilgili genel değerlendirmeler sunulurken, ikinci bölümde çözüm önerileri üzerinde duruldu. UHİM yönetim ve danışma kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantı, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Toplantının açılışını yapan ve konu ile ilgili genel bir değerlendirme yapan moderatör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, İslamofobinin bugün kendi kendine oluşan bir durum olmadığını, yüzlerce yıldır devam eden sömürgeci uygulamaların bugün yaşanan sürecin hazırlayıcısı olduğunu ifade etti. 20. Yüzyılın ortalarından itibaren önce işçi göçmenler, ardından eski sömürgelerden gelenler ve son olarak savaş bölgelerinden kaçan mültecilerin bugün Avrupa’da ciddi bir yabancı nüfusun oluşmasını hazırladığını söyleyen Kızıltoprak, Avrupa toplumunun bu yeni durum karşısında gösterdiği reaksiyonun özellikle 11 Eylül sonrası süreçte giderek sertleştiğini ve bugün son derece tehlikeli bir hal aldığını öne sürdü. UHİM’in bu projesinin gerek Türkiye’de gerek uluslar arası kamuoyunda önemli bir boşluğu dolduracağına inandığını söyleyen Kızıltoprak, katılımcı akademisyenlerin görüşleri ile projenin fikri altyapısının güçleneceğinden emin olduğun dile getirdi ve ardından sözü konuşmacılara bıraktı.
İşte konuşmacıların değerlendirme ve önerilerinden öne çıkan satırbaşları:

OTURUM: GENEL DEĞERLENDİRMELER

Hasan Kösebalaban
-Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde AB’nin gösterdiği direnç sadece ekonomik gerekçelere dayandırılamaz, bu tavrın arkasında İslamofobik nedenler var.
-İslamofobi terimi köken itibariyle ‘İslam korkusu’ anlamına geliyor. Bu sorunlu bir yaklaşım, çünkü ortada korkulacak bir şey varmış gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
-İslamofobi sadece ‘İslam korkusu’ değil, aynı zamanda ‘İslam nefreti’ olarak tanımlanmalı.
-İslamofobinin nedenleri Müslümanların yaptığı kötü işler değil, Batı’nın İslam’a duyduğu nefrettir. Bu nefretin çok eski bir tarihi var. 
-Liberalizmin problemi; nefret etnik bir kökene yönlendirildiğinde karşı çıkarken, dine yönlendirildiğinde ifade özgürlüğü olarak kabul edilmesidir.
-Avrupa İslamofobi konusunda daha tecrübeli, genlerinde anti-semitizm var.
-1930’lardaki antisemitik ifadelerle bugün müslümanların maruz kaldığı ifadeler ve tavırlar arasında benzerlik var.
-11 Eylül’ün oluşturmuş olduğu hafıza kökeni çok derinlerde olan bir hafıza değil, Avrupa’daki durum daha kötü.
-İslamofobinin biraz da ABD’den kışkırtıldığını söyleyebiliriz. Bernard Lewis ve Samuel Huntington gibi entelektüellerin yazdıkları ve söyledikleri buna örnek olarak gösterilebilir.
-Avrupa’daki rahatsızlık medeniyet bağlamında bir rahatsızlık
-ABD’nin göçmen politikası bugün hala devam ediyor, ABD dışarıdan göçmen almaya devam ediyor; Müslümanlar da buna dahil. Fakat Avrupa’daki tavır daha farklı, orada şöyle söyleniyor: “Kendinizi koruyun!”
-Avrupa yaşlanan bir nüfusa sahip, bu da Avrupa açısından önemli bir sorun. Çünkü bu bu durum sebebiyle Avrupa’daki Müslüman nüfusun toplam nüfusa oranını her geçen gün yükseltiyor. 
-ABD’de provokatif İslamofobik eylemler oldu; bir rahibin Kuran-ı Kerim mushafını yakması, İkiz Kuleler yakınlarında bir caminin yapımının engellenmesi gibi. Bunlardan nemalanan bir grup var. Bunlar İslamofibnin bayraktarlığını yapıyor.
-CAİR (Council on American-Islamic Relations) adında bir örgüt var, İslamofobi olaylarını gündeme taşıyorlar, bunlarla irtibat kurulabilir.
-İslamofobi’nin bayraktarlığını yapan üç grup var: Muhafazakar Avrupa kamuoyu, müslümanlıktan çıkan isimler ve ABD’deki kendilerini bu işe adamış Bernard Lewis gibi emekli akademisyenler
-İslamofobi ABD’de toplumun derinliklerine nüfuz etmiş bir durum değil ama Avrupa’da durum bu.
-Avrupa’da göçmenler hala ‘misafir’ olarak tanımlanıyor. Evsahibi ile misafirler arasında bir gerilim olmasının nedenlerinden bir tanesi de sosyoekonomik nedenler.

Nuri Tınaz
-İslamofobi açısından 2001 yılının Ağustos-Eylül ayları çok önemlidir. Güney Afrika’nın Durban kentinde 31 Ağustos-8 Eylül 2001 tarihleri arasında BM bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda İslamofobinin de antisemitizm ve ırkçılık gibi muamele görmesi, İslamofobik olayların da bu kapsamda değerlendirilmesi noktasında karar alınması öngörülüyordu, fakat 11 Eylül gerçekleşti.
-İslamofobi kavramı açılması ve genişletilmesi gereken bir kavram. İlk kullanımı 1920’lere dayanıyor ama farklı anlamda. Daha sonra 1970’lerde kullanılıyor. Bugünkü anlamda kullanılmaya başlaması ise 1997’de İslamofobi hakkında hazırlanan bir raporla oluyor ve daha sonra yaygınlaşıyor.
-Dünyanın birçok ülkesinde Müslümanları koruyan bir kanun yok ama Yahudileri koruyan bir kanun var; çünkü orada devreye etnisite giriyor.
-Medya İslamofobinin yayılmasında büyük önem taşıyor. Benzer şekilde Hollywood da bu konuda önemli bir misyon yükleniyor.
-11 Eylül ve İslamofobinin Müslümanlar için pozitif yönü Müslüman göçmenlerin birlikteliğini kuvvetlendirmesi, etnik farklılıkların bırakılmasıdır.

Ali Murat Yel
-İslamofobi bence yerinde bir terimdir. Klinik psikoloji korkunun korkulan şeyden kaynaklanmadığını, insanın kendisinin vehmettiği bir korku olduğunu ortaya koyuyor. İslamofobi için de aynı şey geçerli.
-Müslümanlardan bu kadar yaygın bir korku varsa Müslümanların da kendilerine bakmaları gerekiyor.
-Müslüman imajını yansıtma biçimi açısından Hollywood eleştiriliyor fakat Yeşilçam’daki Müslüman imajı da farklı bir şey söylemiyor.
-Kendisi gibi olmayanla bir arada yaşamak insan tabiatına aykırıdır, böyle bir ortam oluştuğunda neresi olursa olsun sorun çıkar. Bugün bizim tarafımızdan verilen Osmanlı ve Endülüs örnekleri de söylendiği kadar basit değildir.
-Önce Türkiye’deki İslamofobinin çözülmesi lazım. Bugün Türkiye’de Müslümanım diyen biri ayrımcılığa maruz kalıyor.

Lütfü Özşahin
-Tarihsel süreçte Avrupa’nın İslam’la ilgili olumsuz kanaatlerinin karşılığı vardır ve çok da haksız değildir.
-Batı’da ırkçılığın sistematik bir boyutu vardır. Platon’un insan sınıflandırmasında da bunun karşılığı görülebilir; ona göre Yunanlar yönetmek için vardır. Roma’da da bunun karşılığı vardır, çünkü orada da önemli olan Roma vatandaşı olmaktır. Batı medeniyetinin kökenleri de Yunan ve Roma’ya dayandığı için bu durum Batı düşüncesine geçmiştir.
-Hegel’de faşizmin kökenleri görülebilir. Hegel’e göre Tanrı Alman ırkında tecelli eder. 
-Bugün özellikle uluslararası medya organlarında İslam tek başına İslam olarak kullanılmıyor, yanına bir şeyler ekleniyor ve İslam imajı sabote ediliyor.

2. OTURUM: ÖNERİLER

Hasan Kösebalaban
-Bu konuda benzer çalışmalar yapan kurumların tanınması ve çalışmalarının Türkiye’de duyurulması faydalı olur.
-İslamofobi konusunda kamuoyuna yönelik bir eğitim gerekiyor. Konu ile ilgili terimler üzerinde eğitici programlar yapılabilir.
-Irkçılık bir Batı hastalığıdır. Batı’daki ırkçılıkla Doğu’daki ırkçılık arasında ciddi farklar var.
-Yerli İslamofobik kaynakları deşifre etmek gerekiyor. Bu konuda yapılacak çalışma oldukça faydalı olacaktır.
-Batı’nın provokasyonlarına karşı onların amaçlarına gelecek tuzaklara düşmemek gerekiyor. Hakaret uygulamalarında Batı’nın istediği reaksiyonları göstermek yerine ürün vermek, dokümanların sayısını arttırmak gerekiyor.

Nuri Tınaz
-Bu proje kapsamında medya organlarını etkin kullanmak gerekiyor. Bunun için özel bir çalışma yürütülmesi yerinde olur.
-Bu konuda çalışma yapan kurumlarla iritbat halinde olmak gerekiyor. Böylelikle daha önce elde edilen veriler ve tecrübelerden istifade edilebilir.
-Yahudilerden bu konudaki çalışmalarına bakmak ve antisemitik uygulamalar karşısında Yahudilerin izlediği yöntemlerden istifade etmek gerekiyor.
-Batı’nın algılaması ile Müslümanların algılaması arasında karşılaştırma yapılabilir, raporlar yayımlanabilir, bu konuda haber ve bilgi yayan web sayfaları açılabilir, konferanslar düzenlenebilir.

Ali Murat Yel
-Önce kendi bilgimizi üretmemiz lazım, diğer kurum ve kişilerin yaptıkları ikincil bilgilerdir. İkincili bilgilerden önce birincil bilgilere yönelmemiz ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor.
-ABD ve Avrupa dışındaki coğrafyalar hakkında da bilgi edinmemiz, oraları tanımamız gerekiyor.

Lütfü Özşahin
-Müslümanların bilgi üretemediği doğrudur, bilgi aygıtlarını Batı kullandığı için de Müslümanları terörize ediyor.
-Ernest Renan’ın 150 yıl önce Fransa’da gündeme getirdiği İslam paradigması hala geçerlidir.
-Türkiye’de İslamafobinin kökeni Kemalistlere dayanıyor. Bu konu derinlemesine araştırılmalı ve bilimsel çalışmalar ortaya konmalıdır.
-Müslümanlar önce kendi içlerindeki totaliter sistemi sorgulamalıdır. İslamofobinin yerli kaynaklarına dair çalışmalar yapılmalıdır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209