Yakup Bulut'un haberi
AK PARTİ AR-GE Başkanlığı’nca düzenlenen “Siyaset Akademisi”nin 10’uncu dönem ders notlarını içeren “Lider Ülke Türkiye” konulu e-kitapta darbelerin ekonomiye etkisi ayrıntılı olarak değerlendirildi. Gaziantep Üniversitesi’nden Doç. Dr. Arif Özsağır imzalı “Dönüşen Türkiye’de Ekonomideki Dönüşüm Zamanları” başlıklı yazıda Türkiye ekonomisi analiz edilirken önemli bir parametrenin “siyasal iktidar-ordu” ilişkisi olduğuna dikkat çekildi.
Özsağır, normal demokratik ülkelerde ordunun kendi uzmanlık alanlarını ilgilendiren konularda özellikle ülkenin dış tehditlere karşı korunmasında hayati fonksiyonlara sahip olduğuna vurgu yaparken, “Oysa ülkemizde orduyu temsil eden Genelkurmay Başkanlığı Türk siyasal hayatını derinden etkileyen kararlar almakta, bildiriler yayınlamakta ve belli kararların alınması için baskı yapabilmektedir” dedi.
28 Şubat öncesi ekonomi iyiydi
Özsağır, bunun ekonomiye etkisini ise şöyle özetledi: “Genelkurmayın bu tip davranışları Türkiye ekonomisinin istikrarsızlaşmasına yol açmaktadır. Daha açıkçası ekonomi, ekonomik olmayan bu tip kurumların davranışlarından olumsuz etkilenmektedir. Bunun örneklerini yakın tarihten görmek mümkündür. 28 Şubat öncesi ekonomi rakamları, ekonominin iyi yolda olduğunu göstermektedir. Hatta koalisyon dönemleri ekonomilerinin en iyisidir. Süreç sonrasında ekonomik göstergelerin ve ekonomik dengelerin hızla bozulduğu, bankaların içinin boşaldığına ve Türk insanının tasarruflarının boşa harcandığına tanık olunmuş ve sonuçta Türk ekonomisi tarihinde hiç görülmemiş bir krizle karşı karşıya gelmiştir. Yaşanan bu krizi, sürecin dominant kurumuna bağlamak doğru değil ama mevcut üçlü koalisyon iktidarının da bu süreç sonrasında ortaya çıktığı da bir realitedir. Krizin sorumlusu elbette iktidardır ama bu iktidarın oluşmasına katkı sağlayan kurumlar da bir o kadar sorumludur. Böyle bir sürecin yaşanmasına siyaset kurumları özellikle muhalefet partileri seyirci kalmış, sorumlu davranmayarak siyaset dışı kurumların siyasete müdahale etmesine zemin hazırlamışlardır. İkinci örnek yukarıda bahsedilen 2007 yılının ekonomik anlamda kötü gitmesinin tek sebebi Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.
27 Nisan bildirisi olumsuz etkiledi
Mevcut yasal düzenlemeler bu seçimin kriz olmaksızın atlatılmasını mümkün kılmaktadır. Buna rağmen muhalefet partilerinin sorumsuz davranışları ve Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı bildirilerle (27 Nisan muhtırası) Anayasal sürecin işlemesine mani olmuşlardır. Özünde iktisadi olmayan kurumların davranışları 2007 yılı ekonomisinin kötü geçmesine yol açmıştır. Sonuç olarak insanların ve toplumların hayatını idame ettirme çabası olarak tarif edilen ekonomide esas olan istikrarı yakalamaktır.”
Haber Kaynağı : Haber7.com