Melda Çetiner'in haberi
İyimaya, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, demokrasilerin yerleşmesi ve kökleşmesinin bir sürece bağlı olduğunu belirtti.
Türkiye'nin 1946 yılından beri demokrasinin kökleşmesi sorunu yaşadığını ifade eden İyimaya, ''Bunun en büyük engellerinden birisi askeri bürokrasinin milli irade üzerinde devamlı vesayet uygulaması ve bu vesayet uygulamasını zaman zaman müdahalelere kadar götürmesidir. 28 Şubat, bu vesayetin yoğunluk kazandığı, post-modern darbe olarak adlandırılan bir hareketin adıydı'' dedi.
Türkiye'nin özellikle son 10 yılda geçmişiyle hesaplaştığını, demokrasiye indirilen darbelerin milli iradeye yönelen askıya alma girişimlerini sorguladığını kaydeden İyimaya, şöyle konuştu:
''Ben 28 Şubat'a karşı şu anda yürütülen soruşturmaları, aslında Türk demokrasisinin geçmişle hesaplaşması ve kendi güzelim ordusunu doğal sınırlara götürmesi olayı olarak görüyorum. Türkiye için bu hayırlıdır. Sevapları, günahları ortaya çıkarılmalıdır.
Bu yetmez, yasama organına çok önemli görev düşmektedir. Bilhassa 1960 yılından bu yana gelişen bu gibi kurtarıcı hareketlerin ortaya çıkardığı tahribatı telafi edici hukuku geliştirmek lazım. Bu çok önemlidir. Mağdurların hakları verilmeli ve bu konuda en evvel Parlamento'nun bir özür yasasını çıkarması lazım. Bu özür yasasının iki içeriği olur; birincisi bu gibi darbe hareketlerini bizzat devletin ve onun temel organlarından birisi olan Parlamento'nun bunu kınaması çok önemlidir. İkincisi de mağdur olan kişilere ve kurumlara karşı özür dilemesi, ayrıca somut zarar uğrayanlara da özür belgesi vermesi çok önemlidir. Bunu İspanya yaptı, geçmişle hesaplaştı yasa yoluyla... Güney Amerika ülkeleri yaptı. Sadece cezai bakımından meselenin sorgulanması değil, demokrasinin kaçınılmaz koşulu olan bir telafi edici hukukun ve bir hukuki rehabilitasyonun mutlaka yasama organı tarafından gerçekleştirilmesi lazım.''
İyimaya, Parlamento'nun kabul ettiği Meclis Araştırması mekanizmasını yetersiz bulduğunu belirterek, ''Sadece araştırıyor. Aslında araştırma değil, ortaya çıkan sonuçlara göre telafi edici hukuk ne olmalıdır sorusuna da aynı araştırma komisyonunun cevap vermesi gerekir'' görüşünü ifade etti.
''Türkiye karanlık bir dönemi aydınlatmış olur''
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana çeteler, organize suç örgütleri ve ''darbeci tayfa'' ile başlattığı mücadelenin devam ettiğini belirterek, ''Eksik kalan parçalardan biri 28 Şubat ile hesaplaşmaydı. Çünkü 28 Şubat, silahlı kuvvetlerin başlattığı ancak silahsız kuvvetlerin sonuçlandırdığı bir süreçtir'' dedi.
28 Şubat sürecinin Türkiye'ye çok şey kaybettirdiğini, o günkü mevcut siyasi iktidarın devrilmesi sonucu doğurmasının yanı sıra ekonomik istikrarı bozduğunu ve çok sayıda insan hakkı ihlalinin yaşandığını anlatan Tayyar, bunun hukuken suç olduğunu ve üzerine gitmek gerektiğini söyledi.
Tayyar, ''Şimdi böyle bir imkan doğdu. İlk dalga başladı, bununla sınırlı mı kalır? İlk dalgada ağırlıklı olarak askerlerin içinde bulunduğu operasyon gibi gözüküyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu ordunun başta medya, yargı, sermaye sahipleri ve sivil toplum örgütlerinin de içinde bulunduğu kompleks girişimdi. Eğer onları da kapsayacak şekilde genişletilir ve gerçek manada bir sorgulama olursa, Türkiye karanlık bir dönemi aydınlatmış olur. Dünkü mağduriyetleri gidermek belki çok mümkün olamayabilir ama en azından bugünü ve yarını kurtarmak adına çok önemlidir. Zira bu darbelerle yüzleşme sonrası ben hiçkimsenin bundan sonra kolay kolay darbe senaryosu içinde yer almaya cesaret edemeyeceğini, etmeye kalkarsa bir gün hesap vereceğini zihninden geçirecektir'' diye konuştu.
Bugüne kadar 27 Nisan muhtırası ile ilgili bir yüzleşme olmadığını ifade eden Tayyar, ''27 Nisan'ı da içine alan bir soruşturma önümüzdeki dönemde yaşanabilir'' görüşünü savundu.
''Toplumsal taleptir''
AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, 28 Şubat'ta yapılanın Meclis iradesine vesayet uygulamak olduğunu belirterek, ''Bunun failleri var; kamuoyuna kendisini böyle bir rolle takdim edenler var. Bunun hukukla çelişen ve esasen suç olarak telakki edilen tutumlar olduğunu biliyoruz. O çerçevede böyle bir soruşturmanın yapılıyor olması önemlidir. Böylelikle 28 Şubat'ın kamuoyuna yansıyan yüzünün arkasındaki ilişkiler, güç ilişkileri, kim niçin böyle bir iş yapma lüzumunu hissetti, Meclis iradesinin üzerine halka dayanmayan bir iktidarı dayatma cesaretini, hesabı kitabı nereden kaynaklandı, bunu açıklığa kavuşturmak gerekir'' diye konuştu.
Türkiye'nin 2010 yılındaki referandumdan sonra yakın geçmişine ilişkin olayları açıklığa kavuşturmak konusunda bir toplumsal mutabakat üzerinden çalışma yürüttüğünü ifade eden Bostancı, ''Geçmişe bakış ve geçmişi anlatma konusunda siyasi partiler ve sivil toplum kesimleri arasında kimi farklılıklar olsa da ne olup bittiğinin aydınlığı kavuşturulması konusunda ortak bir fikir olduğu görülüyor. Bu ortak fikir de bu tür soruşturmalar için son derece önemli. Bu bir toplumsal taleptir. Siyasi hesapların ötesinde genel olarak siyaseti, farklı kesimlerdeki insanları ilgilendiren bir taleptir'' dedi.
Haber Kaynağı : Haber7.com