Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya'nın raporlu olması nedeniyle, toplantıyı Başkanvekili, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü yönetti.
Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın katıldığı toplantıda, milletvekilleri ve basının yoğun ilgi göstermesi nedeniyle, komisyon salonunda bazı milletvekilleri ayakta kaldı.
Muhalefet partisi milletvekilleri, görüşmelerin geniş bir salonda yapılmasını istedi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, ''Türkiye'nin 16. büyük ekonomisi daha büyük bir salonda çalışabilir. Bizi bu kaosun içine hapsetmeyin, böyle olmaz. Bu komisyonda çalışma hakkım var benim, milletin Meclisini mi susturacaksınız, niyetiniz bu mu?' diye bağırdı.
Köylü, Kaplan'a, ''Şov yapma ne bağırıyorsun? Her yerde bağırıyorsun'' karşılığını verdi.
Bunun üzerine Kaplan, ''O zaman doğru dürüst bir salonda yapın, bu rezaleti hak ediyor muyuz?'' diyerek bağırmasına devam etmesi üzerine, Hakkı Köylü, ''Kameralar çıksın, bir bakalım'' dedi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de ''Başkan çıksın, biz onun yerine oturalım'' diye tepkisini gösterdi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise milletvekillerinin ayakta kalmasının nedeninin kameramanlar olmadığını söyledi.
-KİT Salonuna alındı-
Tepkiler üzerine, komisyon toplantısı KİT Salonuna alındı.
Hakkı Köylü, bu salonda da itirazların devam etmesi üzerine, ''Spor salonu büyüklüğünde bir yer lazım'' dedi.
Ayakta bekleyen BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in, ''Binnaz hanım ve Süheyl bey kalksın'' sözleri ile Başkanvekili Köylü'ye yönelik, ''İsterseniz dışarı da çıkalım'' esprisini salonda bulunanlar gülerek karşıladı.
-''Başkanvekili toplantıya çağıramaz''-
CHP'li Öztürk, Hakkı Köylü'nün Başkanvekili sıfatıyla komisyonu toplantıya çağıramayacağını iddia ederek, usul tartışması açılmasını istedi.
Başkanvekilinin, başkan olmadığı zaman sadece komisyonu yönetebileceğini belirten Öztürk, ''Sizin yaptığınız İçtüzüğe aykırı'' dedi.
Öztürk, geçen dönem, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı umrede iken, başkanvekilinin milletvekillerini toplantıya çağırdığını, ancak bunun geçersiz sayılarak, başkanın umreden döndükten sora tekrar çağrı yaptığını savunarak, usul tartışması açılmasını istedi.
Teklif sahibi, AK Parti Isparta Milletvekili Recep Özel, Başkanvekilinin, başkanın bütün yetkilerine sahip olduğunu ve bu nedenle çağrıyı yapabileceğini belirterek, ''Başkan rahatsız belli bir süre gelmeyecek. Peki bu sürede çalışmayacak mı komisyon? Başkan imzalasa, bu sefer 'yatağında imzaladı' diyeceksiniz. İtiraz, tribünlere yönelik bir itirazdır'' dedi.
Başkanvekili Köylü'nün, ''usul hakkında komisyon üyesi milletvekilleri konuşabilir'' demesi üzerine CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, ''Bu nerede yazılı, keyfi yönetemezsin komisyonu'' diyerek tepkisini ortaya koydu. Köylü, Komisyon Başkanının bütün yetkilerini kullanabileceğini ifade etti.
-''Burası dingonun ahırı mı?''-
CHP'li Öztürk, kendisine söz verilmeyince, Köylü'ye, ''Bu nerede yazılı? Bana tribünlere oynuyor diyor, bana söz ver. Burası dingonun ahırı mı? Ben tribünlere kimin oynadığını söyleyeceğim. Keyfine göre yönetemezsin. Bu toplantı yok hükmündedir'' dedi.
Recep Özel'in, ''Plan Bütçe Komisyon Başkanı hacda idi, bu nedenle başkanvekili üyeleri toplantıya çağırmıştı sonra da başkan tekrar çağırmamıştı'' sözlerine Öztürk, ''Hayır doğru söylemiyorsun. Ben Recep beyle takım elbisesine iddiaya giriyorum'' karşılığını verdi.
Hakkı Köylü, tutumunda bir değişiklik olmadığını söyleyerek tartışmayı sonlandırdı.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, CMK'da değişiklik öngören teklifi olduğunu belirterek, teklifinin, bu teklifle birlikte görüşülmesini istedi.
Köylü'nün, ''bu teklifle görüşemeyiz ama yargı paketi içine koyabiliriz'' demesi üzerine Kaplan, ''Teklifim uçmuş, buhar olmuş, leylekler gibi dolaşıyor. Mecliste kanun teklifim kayıp, teklif aranıyor'' dedi. Köylü, ''Buluruz, hiç merak etmeyin'' diye konuştu.
-''Her taşın ve olayın altında devlet...''-
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Bu teklif ile nelerin üstü örtülmek isteniyor?'' diye sordu.
Böylesine önemli bir konunun, bir milletvekilinin imzasıyla gelmesi ve yasalaşmasının, devlet yönetim geleneklerine ve hukuka uymayacağını iddia eden Vural, şöyle konuştu:
''Bu teklifin bugün burada görüşülmesi yanlıştır. Devletin diğer ilgili kurumlarının bu konudaki görüşlerinin ne olduğunu bilmeden, Başbakanlık'ın analizi bilinmeden, diğer teşkilatların görüş ve önerileri belli olmadan, parmaklarla bunu nasıl kabul edebiliriz? Milletvekilinin elini vicdanına koyması lazım. Hangi olaylardan sonra ve hangi ihtiyaçtan sonra gündeme gelmiştir? Bu iddiaların olduğu bir dönemde, Hükümetle bu iddialar arasında bağlantı varmış gibi soruşturmanın engellemek istenmesi, PKK ile pazarlıklar yapıldığı ve devletin bölünmez bütünlüğü konusunda birtakım pazarlıkların yapıldığına ilişkin kanaati güçlendirir.''
Vural, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, ''Suç yok vazife var'' sözlerini, ''tüyler ürpertici bir iddia'' olarak nitelendirerek, ''Böyle bir vazifeyi kim, nasıl verebiliyor? Suç olan bir konuyu Başbakan Yardımcısı vazife diyorsa, Hükümet böyle bir vazife verdiğine ilişkin emri, kapalı oturumda açıklamalıdır. Suçları vazife olarak gösterirsek ve Hükümet de bunu kabul ediyorsa, 'bu teklifle suçların üstü örtülmek isteniyor' demektir. Üyelerin buna evet demesini kabul edemeyiz. Eğer teklifi geri çekmezseniz, bundan sonra her taşın ve olayın altında devletin ilgili teşkilatlarının olduğuna ilişkin bir kanaat güçlenmiş olur'' dedi.
Vural, ''MİT'e belirlenen görevleri dışında görevler verilir ve de bu hukuka uydurulmak istenirse, bunun sorumlusunun Hükümet olduğu kanaatini doğurur. Teklifi geri çekmezseniz, suç örgütünü yönetmek konusunda grup olarak karar aldığınızı teyit etmiş olacaksınız. Teklifi geri çekin'' sözlerini sarf etti.
-''Başbakanın adamlarının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması''-
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ''Teklifin niye verildiğini hepimiz biliyoruz'' dedi.
''Her hukuk cinayetine 'hukuk işliyor'; özel yetkili mahkemeler eliyle yapılanlara 'hukuk ve yargı tasarrufu' diyorlardı ama artık bu oyunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz'' diyen Tarhan, teklifin telaş ve panik içinde hazırlandığının gerekçesinin olmamasından belli olduğunu savundu.
Tarhan, şunları söyledi:
''Teklif kişilere özeldir, Başbakan ve kurması muhtemel yapıları korumaya yönelik, çeteleri korumaya yöneliktir. Devlet için kurşun atmayı ve adam öldürmeyi suç sayan bir sürece işaret etmektedir. Oslo'nun sorgulanmasını engelleme girişimidir. Başbakan gladyoya ne görev vermiştir, bunu merak ediyoruz? Hükümet yanlıları tam bir koruma altına alınıyor. Başbakanın adamlarının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Teklif, kişilere açıkça suç işleme imtiyazı tanıyor. Fidan'ın ve arkadaşlarının, Başbakan'ın da aslında şaibeli kılınmasına neden oluyor. Başbakanınızı bu şekilde koruma altına alırsanız, sizin Başbakanınız sonsuza dek şaibeli kalacaktır. Dink cinayeti ve Uludere katliamının failleri de bu şekilde korunabilecektir. Bu, 'kendi çeteni koru' yasasıdır. İktidarın kozmik odasının kapatılması ve yargının oraya sokulmaması yasasıdır. Devleti çete devleti haline getirir ve hukukun dışına çıkartır. Derhal ve derhal geri alınmalıdır. Çünkü biz çete devletinde yaşamaktan bıktık.''
-''Birleşip devletin istihbarat gücüne yöneldi''-
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, KCK yapılanmasının MİT'in gözetimi altında yapıldığının iddia edildiğini söyledi.
Bu iddiaların açıklığa kavuşturulması gerektiğini dile getiren Bal, bu iddiaları ortaya koyan savcının, görevden alınmasının hukukun dışına çıkıldığını gösterdiğini savundu.
Bal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Devlet terör örgütüyle pazarlık yapıyor'' denildiği zaman, bu iddiayı söyleyenleri ''şerefsiz'' olarak nitelendirdiğini ifade ederek, ''Ama görüşüldüğü ortaya çıktı. Şimdi şerefsiz lafı uçuyor, bakalım şimdi nereye konacak?'' diye sordu.
Teklifin bu iddiaların üstünü kapatacağını ileri süren Bal, ''Emniyetin içindeki birtakım organizasyon ile yargının bir kısmı elele vermişler, özel yetkili alan içerisinde belirli hedeflere doğru yönelmektedir. Bu kurul MHP'li belediyelere yönelmiştir ve hukuksuzluk yapmaktadır'' dedi.
Faruk Bal, bu kurulun birleşip, devletin 3. bir kurumu olan istihbarat gücüne karşı yöneldiğini iddia ederek, ''Bu, devlet krizidir, bunu üstü kapatılmakla olmaz'' diye konuştu.
Bunun üstü örtülürse AKP'nin de iradesinin ürünü olduğunu ortaya koyar'' diyen Bal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, eski Genelkurmay Başkanının tutukluğunda söylediği ''Hukuk herkese lazımdır'' sözünü bu defa söylemediğini kaydetti.
AA
Haber Kaynağı : Haber7.com