Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin gelinen noktada inisiyatifin TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile üç muhalefet partisi grubunda olduğunu belirterek, ''Çünkü tutuklu milletvekilleri onların'' dedi.
Arınç, TVnet'te Abdülkadir Selvi ve Melek Baripoğlu Arıcı'nın sunduğu Başkent programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Tutuklu milletvekilleri konusuna ilişkin soruyu yanıtlarken, halk tarafından seçilmiş milletvekillerinin mutlaka yasama faaliyetine katılması gerektiğini belirten Arınç, ancak mevcut durumun arka planında siyasi güç meydana getirme iddiası, Silivri'deki yargılamalara meydan okuma, boşa çıkarma çabası olduğuna inandığını söyledi.
Arınç, tutuklu milletvekillerinin aday gösterilmesinden bugüne yaşanan sürece değinerek, bunun yaklaşık bir yıldır süren bir durum olduğunu ifade etti.
Son aşamada TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in muhalefet partileriyle görüştüğünü aktaran Arınç, şöyle konuştu:
''Şimdi burada inisiyatif Meclis Başkanında ve üç muhalefet partisi grubunda. Çünkü tutuklu milletvekilleri onların. Onları bile bile aday gösteren, tahliye edilmeyeceklerini de baştan bilmeleri gereken ve içeride olmaları halinde de ne yapılacağını herhalde düşünmesi gereken onlar. Şimdi onlar somut bir teklif henüz hazırlayamadılar. Çünkü hazırladıkları teklifler neredeyse kişiye özel teklifler. 'Sadece şu çıksın' diyemiyorsunuz. Genel yaparsanız uyuşturucu baronlarından tutun pek çok adi suçlular da çıkabilecek. Bir muamma. Bu muammayı siz hazırladınız, kilidi çözün. Öyle bir teklifle gelin ki bizim de Adalet Bakanımız ve AK Parti grubumuz ceza hukukunun ilkelerine uygun, adaletli bir yöntem olacaksa buna 'evet' desin. Bizim önümüze henüz teklif gelmiş değil.
Bu teklifi de hükümet değil, AK Parti grubu değerlendirecektir. Merkez Yürütme Kurulu belki değerlendirecektir. Sonunda 'makuldür bu teklif, gerçekleşsin, yasa haline gelsin' denirse AK Parti grubu buna Meclis'te destek verebilir. Ancak 'bu teklif uygun değil, şu, şu, şu eksikleri var, bunlar yeni yeni zararlar meydana getirebilir' derse AK Parti bunun içinde olmaz.''
Arınç, ''100. madde ile ilgili geliştirilen formül öyle anlaşılıyor ki şu anda henüz yeterli değil. Kişilere özel bir düzenlemeye de sıcak bakmıyorsunuz'' sözleri üzerine şunları kaydetti:
''100. madde konuşuluyor, 83. madde olacaksa bu bir anayasa değişikliğidir. Anayasayı yeniden yapmak düşünülürken bir maddesini şimdilik değiştirelim demek herhalde uygun olmaz. Dolayısıyla yeni anayasa yazımında dokunulmazlıklar nasıl olmalı diye düşünürken zannediyorum dört partinin temsilcileri de müşterek bir tarifte anlaşacaklardır. 14. maddeyi çıkaralım mı, 14. maddenin tamamını mı ortadan kaldıralım, bu ayrı bir konu, yeni anayasanın konusu. Ama Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda bir değişiklik yapacaksak o partiler, ama garip bir şeydir. MHP ile CHP anlaşamıyor, MHP ile BDP de anlaşamıyor.''
Partilerin farklı endişeler taşıdıklarını söyleyen Arınç, o endişeleri giderecek hukuka uygun ve kamu vicdanının kabul edeceği bir formül bulunabilirse AK Parti olarak değerlendirmeye hazır olduklarını söyledi.
Arınç, bir yasal düzenleme olacaksa bu konuda ızdırap çektiğini, mağdur olduğunu ifade eden üç partinin önce kendi aralarında anlaşması, sonra uygun bir metin hazırlaması, bunu AK Parti'ye sunması onunda onayı aldıktan sonra yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
-''Darbelere ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu çok önemli''-
Arınç, darbelere ilişkin soruyu yanıtlarken de TBMM'de Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Komisyonunun icrai bir gücü, siyasal bir sonucu olmadığını, ancak bundan sonra olmaması gerekenleri ortaya koymak adına yararlı çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
Geçmişte Meclis Araştırma Komisyonlarının ortaya koyduğu çalışmalardan örnekler veren Arınç, 1991-1995 yılları arasında kurulan Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na değindi. Arınç, komisyona sağlıklı bilgi akışının sağlanmadığının komisyon başkanının resmi yazılarında yer aldığını ifade eden Arınç, ''Ona rağmen bu komisyonun raporu bugünkü pek çok olaya ışık tutacak düzeydedir'' dedi.
Türkiye'nin 12 Eylül 2010 referandumunun ardından darbelere hesap sormaya başladığını belirten Arınç, ''Bugün Türkiye'deki darbeleri, muhtıraları, müdahaleleri araştırmakla görevli olan komisyonun varacağı sonuçları bir iz sürmek bakımından çok önemli kabul edebiliriz'' dedi.
İçtüzük gereğinde devlet sırrı ve ticari sırların Meclis Araştırma Komisyonlarına aktarılamadığını anlatan Arınç, devletin bazı kurumlarının bu düzenlemenin arkasına saklanarak bilgi vermediğini de söyledi.
Arınç, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun başkanlığına Nimet Baş'ın getirilmesini nasıl değerlendirdiği sorusunu yanıtlarken de çok olumlu bulduğunu belirterek, bir kadın milletvekilinin önemli bir komisyona başkanlık yapmasından gurur duymak gerektiğini kaydetti.
Haber Kaynağı : Haber7.com