Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili sözlerini eleştirerek, ''Maalesef CHP'nin sayın Genel Başkanı siyasi rekabetine Diyanet İşleri Başkanlığı'nı alet etmek istemektedir. Bu da çok yakışıksız bir durumdur. Ben sayın Kılıçdaroğlu'nu bu üslubundan dolayı, Diyanet İşleri Başkanı'ndan özür dilemeye davet ediyorum'' dedi.
28 Şubat sürecine ilişkin soruşturmanın ve emekli Orgeneral Çevik Bir'in verdiği ifadenin hatırlatılması üzerine Bozdağ, yargılanan kişilerin ifadelerini değerlendirmenin yargının görevi olduğunu belirtti.
Bozdağ, ''Konusu suç olan hususlar, gerçekleştirilmiş olduğu zaman birilerinin talimatının olmuş olması, onun suç olma özelliğini ortadan kaldırmaz. Bu, hukukun temel bir ilkesidir. Ama bütün bu ifadeleri değerlendirecek olan yer, yargıdır'' dedi.
''27 Nisan ile ilgili de aynı şeyi söyledik...''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü grup konuşmasında, ''Darbelerle hesaplaşılırken, 27 Nisan'ın pas geçildiğine'' ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunun belirtilmesi üzerine Bozdağ, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül halk oylamasındaki tutumlarına iyi bakılması gerektiğini söyledi.
Halk oylaması öncesinde ''12 Eylül yargılanamaz'' diye kampanyalar yapıldığını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
''Şu anda yargının huzurundalar mı? Huzurundalar. Yargılanıyorlar mı? Yargılanıyorlar. Peki kim yalan söylemiş. Kim milleti aldatmış, baktığınızda çok açık ortada. Hem Bahçeli'nin hem de Kılıçdaroğlu'nun çıkıp, '12 Eylül öncesi yaptığımız propaganda sürecinde sizi aldattık özür diliyoruz' demesi lazım. İkisinin de söyledikleri ortadadır. Yine 28 Şubat süreciyle de ilgili benzer şeyler söylediler. 'Yargılamıyorsunuz, siz 28 Şubat'ın ürünüsünüz' şeklinde partimize eleştiriler yaptılar. Halbuki bu bir eleştiriden öte, iftira olan hususlardı. Biz de o zaman 'Bu konuları soruşturma yetkisi savcılara aittir' dedik.
27 Nisan ile ilgili de aynı şeyi söyledik. Savcılara, 'aman soruşturmayın, sakın bu konuların üzerine gitmeyin' diye talimat veren kimse yok. Soruşturma yaptıkları veya yapacakları zaman elini tutan kimse de yok. Bizim açıklamalarımız hep ortada, biz tutarlı bir noktada duruyoruz. 28 Şubat ile ilgili soruşturma başlayınca sayın Kılıçdaroğlu'nun da sayın Bahçeli'nin de duruşlarına baktığımızda net bir duruşu ikisinin de yok. Herkes farklı bir noktada duruyor. Bir yandan 'siz bunları soruşturamazsınız' deniyor, öte yandan da soruşturmalar yapıldığında başka bir konuya gidiyor. Tartışmaları başka bir yere çekiyorlar, burada esas olan bu 28 Şubat süreciyle ilgili başlatılan soruşturma konusunda kanaatlerini açıkça paylaşırlarsa, amaların ancakların lakinlerin arkasına gizleyerek, bir cümleyle geçiştirerek değil de duruşlarını net olarak ortaya koyarlarsa çok memnun olurum.''
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
Bozdağ, bir gazetecinin Kılıçdaroğlu'nun dün grup toplantısında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e çağrıda bulunduğunu anımsatarak, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, şöyle yanıt verdi:
''Sayın Kılıçdaroğlu çok üslup fakiri bir insan. Bizim atasözlerimiz var. 'üslubu nisan, ayniyle insandır' diye. Konuşurken hakaret kelimeleri kullanmadan, cümle kuramıyor ve maalesef dün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bana göre bir ilki daha gerçekleştirdi. Diyanet İşleri Başkanımızın ismini de ağzına alarak, 'Onuru varsa' diye bir şartlı ifade koyarak, Diyanet İşleri Başkanımıza dönük eleştiride bulundu. Ben bugüne kadar hiçbir anamuhalefet ya da diğer muhalefet partisinin ya da herhangi bir siyasetçinin Diyanet İşleri Başkanı için 'Onuru varsa' diye başlayan bir kelimeyle cümle kurduğuna şahit olmadım. Maalesef sayın Kılıçdaroğlu, freni patlamış araba gibi ne yapacağı belli olmuyor.
Halbuki bu konularla ilgili açıklamaları yapan bizleriz, bu konularla ilgili kitaplarda onlarca belge var. Sayın Kılıçdaroğlu uzağa gitmesin Meclis'in kütüphanesine gitsin, orada hangi camiyle ilgili ne kararlar verilmiş, neler yapılmış orada hepsi açık açık yazıyor. Diyanet İşleri Başkanımıza karşı fevkalade büyük bir saygısızlık yapmıştır. Diyanet İşleri Başkanı'ndan özür dilerse, kendisini yüceltir, aksi takdirde bu saygısızlık onun üstüne yapışmış kalmış olur.
Siyasi rekabet, partiler arası mücadele konusu ayrıdır, Diyanet İşleri Başkanlığı ve onun sayın Başkanı'nın pozisyonu ayrıdır. Maalesef CHP'nin sayın Genel Başkanı siyasi rekabetine Diyanet İşleri Başkanlığı'nı alet etmek istemektedir. Bu da çok yakışıksız bir durumdur. Ben sayın Kılıçdaroğlu'nu bu üslubundan dolayı, Diyanet İşleri Başkanı'ndan özür dilemeye davet ediyorum. Maalesef Türkiye'de bir ilktir ama Kılıçdaroğlu pek çok ilklere imza attığı için millet şaşırmıyor. Ama konu Diyanet İşleri Başkanı'nın onuru olduğu zaman bu bütün milletimizi ilgilendiren bir husustur.''
Bir basın mensubunun tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin parti temsilcilerinin TBMM Başkanı Cemil Çiçek liderliğinde bir araya geleceğine dair haberler olduğunu hatırlatması üzerine de Bozdağ, ne TBMM Başkanı Çiçek'in ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü görüşmenin ardından bu yönde bir açıklama yaptığını, bu yönde bir açıklama olursa değerlendireceğini söyledi.
AA
Haber Kaynağı : Haber7.com