CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise geçen hafta olduğu gibi dünkü grup toplantısında da mahkeme kararıyla yapılan bazı dinlemeleri partililere dinletti. Başbakan Erdoğan’ın, Habertürk Gazetesi’ni arayıp Mustafa Sarıgül haberlerine ilk sayfada yer verilmemesini istediğini dile getirdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, geçen hafta olduğu gibi dünkü TBMM Grup toplantısında da mahkeme kararıyla yapılan bazı dinlemeleri partililere dinletti. Dinlettikleri tapelerin mahkeme kararıyla ilgili yapılan dinlemelere ait olduğunu özellikle vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Bir savcı fezlekesini imzalayıp gönderdikten sonra o fezleke artık kamunun malıdır. Gizli kapaklı değildir.” dedi. Son olarak Başbakan’ın, Habertürk’ü arayarak Mustafa Sarıgül haberleriyle ilgili müdahalede bulunduğu iddia edilen kayıtları dev ekran ve hoparlörlerden dinletti. Erdoğan’ın Sarıgül haberlerinin ilk sayfaya konulmaması talimatı verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sarıgül’ü ilk sayfadan verme diyor. Öteki de diyor ki ‘Sarıgül’ün karşısına Gürsel Tekin’i çıkartıyoruz, kavga edecekler’ diyor. Onlar bizim kültürümüzü bilmiyor. Göreceksiniz, Gürsel Tekin gidecek İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ün elini kaldıracak.” şeklinde konuştu.
‘35 YILDIR VAR DENİLEN VİLLALAR, GEÇEN SENE YOKTU’
Sözü Urla’daki villalara getirip, Erdoğan’ın yakın arkadaşı Mahmut Topbaş’ın, “O villalar 35 yıldır orada duruyor.” iddiasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Allah büyük; Google’a girip baktık, geçen sene bile yok o villalar orada. Ve diyor ki ‘Başbakan gelsin 3-5 gün tatil yapsın diye konuştuk’ diyor. Kızının konuşmalarını yayınlamak istemiyorum. ‘Havuzu şöyle yapacaksın, tuvaleti şöyle yapacaksın’ diyor. 3-5 gün kalacak adam için bunlar yapılır mı? Vali (Cahit Kıraç) ne diyor? ‘Buraya yapamazsın’ diyor. Arıyor (Latif Topbaş) ‘O vali izin vermiyor’ diyor. Doğru Diyarbakır’a sürülüyor. İşin özü 30-35 yıldır o villalar orada dendi, yalan çıktı. ‘Başbakan’ı misafir edecektim’ dendi, o da yalan çıktı.” diye konuştu.
O KADININ BAŞÖRTÜSÜ YOLSUZLUĞUN ÜZERİNİ ÖRTMEZ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeminde Kabataş İskelesi’ndeki olay da vardı. Başörtülü bir kadının yerlerde sürüldüğü iddiasının da ortaya çıkan görüntülerle çürütüldüğünü belirtti ve bu konudaki iddialar üzerinden Erdoğan’a yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Kabataş ile ilgili bir yalan söylendi. Yalanı söyleyen Erdoğan. ‘Başörtülü bacımızı dövdüler’ dedi.” diyerek, ortaya çıkan görüntülerde yaşananları dakika dakika anlattı. Ardından şunları söyledi: “Başbakan, olmayan bir olayı varmış gibi gösterdi. Ben halkımı bu yalancıya inanıp galeyana gelmedikleri için kutluyorum. Ve bütün başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Birileri sizin başörtünüzü siyasete alet etti. Neden böyle yapıyor? Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları örtülsün diye. Buradan o yalancıya sesleniyorum. Kadınlarımızın başörtüsü senin yolsuzluklarını örtemez. Bu, halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktır. Şimdi hâlâ diyor ki ‘başörtülü bacımı sürüklediler’. Utan utan... Boyundan utan.”
Burak Erdoğan ile ilgili şoke eden iddia
CHP lideri, Kabataş olayıyla ilgili Başbakan’ın Adli Tıp raporunu referans gösterdiğini belirterek, 1998’de Başbakan’ın oğlunun karıştığı ölümlü kaza olayını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, “11 Mayıs 1998. Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi’nden bir kadın (Sevim Tanürek) yaya geçidinde karşıdan karşıya geçiyor. Bir çarpıyor, 35 metre sürüklüyor. Ağır yaralanıyor. Arabayı kullanan Burak Erdoğan. Başbakan’ın oğlu. Kendisi de o dönem İstanbul belediye başkanı. Kazadan hemen sonra Büyükşehir’in itfaiye aracı geliyor, yerleri temizliyor, delilleri yok ediyor. Kadın hastanede vefat etti. İlk raporda ‘8’e 3 yaya kusurludur’ dendi. Tanyürek ölünce savcı yeni bir iddianame hazırladı. 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Dava açıldı. Burak Erdoğan mahkemeye gitmedi, İngiltere’ye dil öğrenmeye gitmişti. Mahkeme Adli Tıp’tan bir rapor daha istedi. İkinci raporda ise ‘8’de 8 yaya kusurludur’ dediler. O raporu veren dairenin başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye genel müdür yardımcısı olarak atandı.”