İşte Türkiye ekonomisinin özeti

İktidara geldiğimizde öyle bir besmele çekeceğiz ki, Türkiyede yer yerinden oynayacak. Ülkemiz hızla kalkınacak, milletimiz bolluk ve refaha kavuşacak.

İşte Türkiye ekonomisinin özeti
 SADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI PROF. DR. MUSTAFA KAMALAK ŞUNLARI DİLE GETİRDİ:

Milletin Alınteri Bir Avuç Rantiyeciye Akıyor

Sadece dış politika mı? Maalesef, Türkiye, Gelir dağılımındaki adaletsizlikle, Yüzde onları aşan işsizlikle, Rüşvet ve yolsuzlukla, Ahlaki kokuşmuşlukla da ekonomi büyük bir felaketin içine sürüklemiştir. Şükür ediyoruz ki, gücünü geçmişten alan bir kadro yani saadet partisi var. Son yıllarda kazanan hep rantiye olmuştur. İşte Halkla kucaklaşma programımızda bir kez daha gördük. Esnaf perişan, çiftçi perişan, emekli perişan, memur perişan… Koskoca bir milletin alınteri, bir avuç rantiyeciye akıyor. Koskoca Türkiye 400-500 aile için ter döküyor, can veriyor. Sadece birkaç rakama bakmak bile milletimizin durumunu anlavmak için yeterli: On yıl önce, mahkemelerimizde 9 milyon icra dosyası vardı, bugün 22 milyon icra dosyası var. On yıl önce, vatandaşın bankalara olan borcu 6.5 milyardı! Bugün 330 milyar. On yıl önce, kişi başına düşen 3.210 dolar idi. Bugün kişi başına düşen toplam borç 8.520 dolar. On yıl önce son 20 yılın işsizlik ortalaması yüzde 6.6 idi. Bugün yüzde 10.5’tir. Gerçek işsizlik ise yüzde 20’nin üzerinde. Sayısal olarak altı milyon kadar insanımız işsiz. İşsizler ordusunun 900 bini üniversite mezunu gencimizdir. 330 bin öğretmenimiz tayin bekliyor. Buna karşılık 110.000 okulumuz da öğretmen bekliyor. 47 bin öğretmenimiz ücret karşılığı (asgari ücrette) ders veriyor. Mademki bu öğretmenlerimiz ders verebiliyor. Neden kadrolu değil de, ücret karşılığı (asgari ücretle) çalıştırılıyor? Çünkü ücretli çalıştırmak, Devlet için ucuza geliyor. Zira kadro maaşı ile asgari ücret arasındaki fark Devlet’e kalıyor. Yani Devlet, bu 47.000 öğretmenimizin alın terinin yarıdan fazlasını gasp ediyor.


İktidardan düşmedik, başarılı olduğumuz için yolumuz kesildi

İktidara geldiğimizde öyle bir besmele çekeceğiz ki, Türkiye’de yer yerinden oynayacak.  Ülkemiz hızla kalkınacak, milletimiz bolluk ve refaha kavuşacak. Tıpkı, Türkiye’nin bir sente muhtaç olduğu bir dönemde bütün Anadolu’yu fabrikalarla donattığımız gibi. Biz başarısız olduğumuz için iktidardan düşmedik, başarılı olduğumuz için iktidardan uzaklaştırıldık. Bize engel olan şey başarısızlığımız, değil başarımızdan dolayı yolumuzu kesen gafiller oldu. Duyduğumuz endişeleri bir mektup bir takım uygulamaların yanlış olduğunu iki ay öncesinden hem sayın cumhurbaşkanına hem de sayın başbakanımıza ilettik. Bu ülke için hizmet edene, şükranlarımızı sunarız, ama biliyoruz ki, milli görüş dışında bu ülkeyi bir bütün halinde kucaklayacak başka bir kadro yoktur. Olsaydı bu zamana kadar zaten çözerlerdi.

İktidara geldiğimizde öyle bir besmele çekeceğiz ki, Türkiye’de yer yerinden oynayacak.  Ülkemiz hızla kalkınacak, milletimiz bolluk ve refaha kavuşacak. Tıpkı, Türkiye’nin bir sente muhtaç olduğu bir dönemde bütün Anadolu’yu fabrikalarla donattığımız gibi.

Topyekün üretim seferberliği başlatacağız

Buna karşılık Devlet Bütçesi’nden her yıl faiz lobisine ortalama 50 milyar TL ödeniyor. 2015 yılı Bütçesinde bu miktar, yani faiz ödeneği 55 milyar TL’dir. Demek ki millet yine rantiye için çalışılacaktır. Öte yandan “IMF’ye olan 23 milyar doları biz ödedik” diye propaganda yapılıyor. Ama aynı dönemde 420 milyar dolar yeni borçlanmayla toplam borcun 650 milyar dolara çıktığı söylenmiyor. On yıl önce, tarımda kendi kendine yeten bir Türkiye vardı. Bugün Arjantin’den mısır, Ukrayna’dan buğday, Şili’den Angus ithal eden bir Türkiye var.  Anadolu’yu gezdiğimizde görüyoruz ki, Ankara’nın gündemi başka, milletin gündemi başkadır. Ankara bir tıkım yolsuzlukların, pisliklerin üzerini öretmeye çalışırken, Anadolu işsizlikle ve yoklukla uğraşıyor.

Saadet Partisi İktidara Gelince Neler Yapacak

Anadolu bizi bekliyor. Anadolu Saadet’i bekliyor. Peki Saadet Partisi gelince ne yapacak. Bu bozuk düzene çeki düzen vereceğiz. Saadet Partisi iktidara gelir gelmez ‘Adil Bir Düzen Kuracaktır’. Gelir dağılımındaki adalet sağlanacaktır. İktidara geldiği gün, emeklinin, işçinin ve memurun mutfağındaki yangını söndürmek için bir maaş ikramiye olarak verilecektir. Sonra tıpkı 1996’da yaptığımız gibi, Hazine’nin durumu, gözden geçirilecek ve bu artış sürekli hale getirilecektir. Asgari ücretten vergi alınmayacaktır. Bu, asgari ücretin % 50 artırılması demektir. Bilindiği gibi bugün asgari ücret 949.-TL açlık sınırı ise 1.400 TL. Asgari ücretin açlık sınırının altında tespit edilmesi sosyal devlet bakımından asla kabul edilemez.

Elbette biliyorum, bu aşamada birileri çıkıp “İyi de Sayın Kamalak, parayı nereden bulacaksınız?” diyecektir. 1996 yılında parayı nerelerden buldu isek yine oralardan bulacağız. Bunun hesabı yapılmıştır. Örneğin, buraya kadar saydığımız harcamaların toplamı 2015 Bütçesi’nde faiz lobisi için ayrılan 54 milyarın beşte birinden bile daha azdır. Sosyal yardımlara istikrarlı biçimde devam edilecektir. Vatandaşlarımızı sadaka ile kandırıyorlar. Taşeron işçiler kadroya geçirilecek; böylece, sosyal hukuk devleti için bir yüz karası olan çağdaş köleliğe son verilecektir.

“Özelleştirme değil eşe-dosta peşkeş”

Bu maksatla bütün üretim faktörleri faaliyete geçirilecektir. Bugün, işsizlerimizin sayısı altı milyonu bulmuş durumdadır. Anadolu göç veriyor. Bu yüzden topraklarımızın çok önemli bir bölümü işletilemiyor. Hayvancılık ise ölmüş durumdadır. Bankalar ise bütünüyle tüketim kredisi vermektedir. Üretime yönelik hemen hiçbir yatarım yapılmamaktadır. Üstelik Milli Görüş İktidarlarının kurduğu fabrikalar da “Özelleştirme” ismi altında önce eşe-dosta peşkeş çekilmekte, sonra da bunların yerlerine yüksek katlı apartmanlar dikilmektedir. Saadet İktidarında durum bütünüyle farklı olacaktır. Çünkü biz, topyekün bir üretim seferberliği başlatacağız. “Bütün topraklar ekilsin, boş arazi kalmasın” diye çiftçilerimiz hem sübvansiyonla hem de “mavi mazot” (vergisiz mazot) ile desteklenecektir. Ayrıca çitçilerimizin Devlete olan faiz borçları silinecektir. Esnafımız için faizsiz kredi sağlanacaktır. Aynı şekilde esnafımızın Devlete olan faiz borçları silinecektir. Sanayicilerimiz, baş tacımızdır. Onların yatırıma yönelik her türlü faaliyetleri teşvik edilecektir. Emek, ancak ve ancak ‘hizmet’  ve ‘hâsıla’ biçiminde tasarruf edilebilir. Biliyorum: Bu bağlamda yine ‘Kaynağı nereden bulacaksınız?’ diye soracaklar. Her ne kadar birileri faiz bir dünya gerçeğidir dese de hayır faiz bir dünya gerçeği değil, küresel emperyalizmin sömürü aracıdır. Faiz karşı çıkmayan hiçbir sistem, sömürüye karşı çıkamaz.

Milettin Parasıyla Saray  Değil, Fabrikalar Kuracağız

Bu ülke zengindir. Ancak kaynakları israf ediliyor. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de, bir işçi istihdamı için gerekli sermaye ortalama 250.000 TL’dir. AK Saray’ın maliyetinin ise 10 milyar olduğu söyleniyor. Bu durumda 10 milyar Saray’a değil de, yatırıma yöneltilmiş olsaydı 40.000 insanımız iş ve aş sahibi olacaktı. Kısacası, bütün insanlarımıza iş temin etmek zorundayız. Bu da ancak yeni iş sahaları açmakla, ağır sanayiye geçmekle, milli kaynaklara dayanan hızlı ve yaygın sanayi hamlesiyle mümkün olabilir. Saadet iktidarında bin odalı saraylar değil, her birinde en az binlerce gencimizin çalışacağı binlerce fabrika yapacağız. Sanayi hamlemiz belli bir program dâhilinde, ileri teknoloji kullanarak “makine üreten makine” üretmeyi amaç edinmelidir. İleri teknoloji mutlaka devreye sokulmalıdır. Çünkü en fazla katma değer üreten alan ileri teknoloji alanıdır. Demirin tonu piyasada 2.000 TL’dir.  Elin adamı, 1 ton demirden ileri teknoloji kullanarak 50’şer gramlık tam 20.000 adet “akıllı telefon” yapmaktadır. Bir akıllı telefon da 3.000 TL olduğuna göre bizim 2.000 TL’den sattığımız bir ton demir bize 60 milyonluk telefon olarak satılmaktadır. Bu basit örnek bile yüksek teknolojinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Yasal Kirlenmeyi Önlemek İçin Anayasayı Değiştireceğiz

Anayasa değişikliği ile bir yandan Meclis’in kirlenmesi önlenecek, diğer yandan da milletvekilleri daha çok çalıştırılacak, böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi, toplum katında daha saygın hale getirilecektir. Bunun için; Bakanlar hakkındaki yolsuzluk soruşturmaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ad çekme yoluyla belirleyeceği dokuz kişilik bir yüksek hâkimler kurulunca yapılacaktır. Yasama dokunulmazlığı kürsü sorumsuzluğu ile sınırlı tutulacaktır. Üçüncü olarak, mazeretsiz biçimde Meclis çalışmasına katılmayan Milletvekili’nin katılmadığı günlere tekabül eden maaş kısmı kesilip Hazineye devredilecektir.

Tutmadık El, Dokunmadık Yürek Bırakmayacağız

Bu işler heyecan işidir. Bu işler inanç işidir. Bu işler azim işidir. Bu işler iman işidir. Bizim amacımız da, hedefimiz de bellidir; Kısacası: Hukukta adalet, Kazançta bereket, İnsanda fazilet, Temiz toplum, temiz siyaset, Dünyada Saadet. Ayakkabısı delik Recep amca için üzülmek yetmiyor. Soma’da, Ermenek’te kaybettiğimiz canlar için ağlamak yetmiyor. Çünkü önemli olan ne kadar ağladığımız değil, ne kadar çalıştığımızdır.  Şimdi bunun için önümüzde tarihi bir fırsat var. Sadece 4 ayımız kaldı. Bu 4 aylık süre içinde takatimizin sonuna kadar koşuşturacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Tutmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacağız. Milletimizle el ele verip bu bozuk düzeni, bu soygun düzenini değiştireceğiz.

SİVİL HABER

Güncelleme Tarihi: 11 Mayıs 2015, 00:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209