Kılıçdaroğlu Silivri'yi toplama kampına benzetti

CHP lideri Kılıçdaroğlu, ''1940'larda Hitler'in Almanyasında toplama kampları vardı. Şimdi 2010'ların Türkiyesinde de bir toplama kampı var. Nerede? Evet, Silivri'de bir toplama kampı var.

Kılıçdaroğlu Silivri'yi toplama kampına benzetti

 Ortak paydaları ne? iktidara karşı olmak. Hangi demokraside iktidara karşı olanların toplama kampında toplandığını duydunuz 21. yüzyılda ve Türkiye'de... Profesörü orada, akademisyeni orada, gazetecisi, yazarı orada, çizeri, düşüneni orada, toplama kampında. O toplama kampını dünyanın her tarafına anlatacağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Eryaman İrtibat Bürosunun açılışını yaptı. Beraberindeki parti yöneticileri ve milletvekilleriyle parti otobüsüyle Eryaman'a gelen Kılıçdaroğlu, otobüsün üzerinden kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etti.

CHP'nin, çalışmalarını ara vermeden sürdüreceğini, Türkiye'yi adım adım, sokak sokak, köy köy, kent kent gezeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ülkenin karanlık bir dönemden geçtiğini ileri sürdü. Kılıçdaoğlu şöyle konuştu:

''Başımızda 1980'lerde askeri bir yönetim vardı. Bir darbe yönetimi vardı. Şimdi 2010'larda yeni bir yönetim var. Postmodern darbe yönetimi var. O yönetime karşı direneceğiz. Bu nasıl bir özgürlük anlayışıdır ki gazeteci yazmaktan korkuyor, hapisteki gazeteci sayısı Çin'den sonra dünyada ikinci. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır ki yargıç, yargıçlık yapmaktan korkuyor. Çünkü tavla pulu gibi Türkiye genelinde oynayabilirler, sağa sürülebilirler, sola sürülebilirler. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır ki insanlar telefonlarıyla konuşmaktan korkuyorlar. Televizyonlar aşağı yukarı tümüyle AKP'nin kontrolüne geçmiş durumda. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır ki valiler tek parti iktidarının valisi durumunda. Onun için şunu söylüyoruz; postmodern bir diktatörlük var. O diktatörlüğe karşı özgürlük ve demokrasi bağlamında mücadele edeceğiz. Mücadelemizi kararlılıkla sonuna kadar sürdüreceğiz.''

-''AKP'yi eleştirdikleri zaman başlarına nelerin geldiğini gördüler''

CHP'nin demokrasi mücadelesini her zaman köklü ve dirençli bir şekilde gerçekleştirdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''1980'lerde en ağır bedelleri cumhuriyet halk partililer ödedi. Çocuklarımız idam sehpalarında yargılandı, asıldı. Direndik, yine direneceğiz. Hiçbir güç bizim özgürlük bağlamında gücümüzü elimizden alamaz'' diye konuştu.

CHP'nin mücadelesinin insan hakları, kadın erkek eşitliği, örgütlenme özgürlüğü gibi en temel haklar için olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu nedenle demokrasi ve özgürlüğü her şeyin üzerinde tuttuklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Bizim bir medyamız yok. Bizi de eleştiren bir medya olmalı. Eleştirilerden ders çıkarmayı bilen bir siyasi anlayışa sahibiz biz. Ama sabah akşam AKP'nin yalakalığını yapan bir medyaya da hepimiz tanık oluyoruz. Daha düne kadar AKP'yi övenlerin bugün eleştirdikleri zaman başlarına nelerin geldiğini onlar da gördüler. Artık Türkiye'de gerçek anlamda değişimci, özgürlükçü demokrat bir tek parti var. O partinin adı da CHP'dir''diye konuştu.

CHP'ye yönelik olarak statükocu bir parti olduğu yönünde eleştiriler olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Kim söylüyordu bunu? Batılılar söylüyordu. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi sabah akşam batıya gidip CHP'yi kötülüyorlardı. CHP, batıya da doğuya da gitti. Onlara demokrasi dersi verdik, özgürlük dersi verdik, Türkiye'nin ne halde olduğunu söyledik. Şimdi hapisteki gazeteci sayısını onlar daha iyi biliyorlar. Türkiye'de özgürlüklerin nasıl kısıtlandıklarını daha iyi biliyorlar.

Şimdi ne diyorlar? 'Var ya şu CHP, gidiyor batıda bizi kötülüyor'. İyi şeyler yap o zaman. Ben senin gibi sağda başka şey, solda başka şey mi söyleyeceğim? Bizim içimiz de bir dışımız da bir, fikrimiz de bir. Senin gibi içten pazarlık yapan birisi değiliz biz. Biz demokrasi için mücadele veriyoruz,. Çocuklarımız özgür bir ülkede büyüsün diye mücadele ediyoruz. Onlar içeride başka dışarıda başka, onların yüzünü gösterdik, maskelerini indirdik, bütün dünya artık onları çok iyi tanıyor. Türkiye'nin ne halde olduğunu da biliyorlar.

Silivri'ye gittik. Biliyorsunuz 1940'larda Hitler'in Almanyasında toplama kampları vardı. Şimdi 2010'ların Türkiyesinde de bir toplama kampı var. Nerede? Evet, Silivri'de bir toplama kampı var. Ortak paydaları ne? iktidara karşı olmak. Hangi demokraside iktidara karşı olanların toplama kampında toplandığını duydunuz 21. yüzyılda ve Türkiye'de... Profesörü orada, akademisyeni orada, gazetecisi, yazarı orada, çizeri, düşüneni orada, toplama kampında. O toplama kampını dünyanın her tarafına anlatacağız. Biz bunu söylerken özgür ve bağımsız yargıdan ödün verilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Herkes yargılanabilir ama hukukun üstünlüğü kuralı içinde yargılanmalıdır.''

-''19 Mayıs'ta bütün statlar halkın olacaktır''-

CHP'lilerin hiçbir zaman umutlarını yitirmeyeceğini ve demokrasi mücadelelerini yürüteceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Umudumuzu yitirmeyeceğiz. En zor koşullarda Mustafa Kemal ve arkadaşları yedi düvele karşı mücadele edip bağımsız Türkiye'yi kurdular. Umutlarını yitirmediler. 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktılar. Şimdi 19 Mayıs'ı yasaklıyorlar. İstedikleri kadar yasaklasınlar. 19 Mayıs'ta bütün statlar halkın olacaktır. Bütün meydanlarda olacağız 19 Mayıslarda. Sanıyorlar ki yasak getirdik herkes evine girecek. Hayır inadına inadına sokaklara çıkacağız, inadına inadına bayramımızı yapacağız. Çünkü biz gücümüzü Kuvayımilliye'den aldık Recep Tayyip Erdoğan'dan değil'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP'lilerden Türkiye'yi karış karış gezmelerini de istedi. ''Türkiye'nin bütün coğrafyasına gidiyoruz. Gidemeyen kim? Gidemiyor korkudan. Gidemezler zaten. Giderse de orduyla giderler, polisle, bin tane korumayla giderler. Ama bu kardeşiniz tek başına gidiyor'' dedi.

Irak sınırındaki olayın ardından Uludere'ye gittiği için eleştirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bunların kafasında ülke sevgisi, insan sevgisi yok. Ben Uludere'ye Türkiye'nin birliği bütünlüğü için gittim. Sen gidemedin, ben gittim oraya. Utanıyorsun ama ben söyleyeyim burada. Uçak sözü verdiler, uçak vermediler. Sandılar ki Kemal Kılıçdaroğlu, 7 saatlik yolu göze alamaz. Yedi değil 77 saat olsa ben yine oraya gideceğim'' ifadelerini kullandı.

''Yeniden bir ulusal kurtuluş hareketi başlatmak zorundayız. Rahatsız olacaklar, yine başlatacağız. İster yargıyı ele geçirsinler isterlerse vilayetleri ele geçirsinler, isterlerse tersaneleri ele geçirsinler, bizim yüreğimizi kimse ele geçiremeyecektir'' diyen Kılıçdaroğlu, CHP'lilerden yılmadan çalışmalarını istedi.

Kılıçdaroğlu, bazı medya kuruluşlarının tek görevinin CHP'yi eleştirmek olduğunu ileri sürerek, ''AKP medyasının yazdıklarını inanmayın. Onların bir tek görevi var. CHP'yi eleştirmek, CHP'yi itibarsız hale getirmek. Onlar ne yazarlarsa yazsınlar, ne söylerlerse söylesinler inanmayacağız. Yüreğimizde bir tek şey var o da insan sevgisi'' dedi.

CHP'nin yakın zamanda tüzük kurultayı yapacağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, kurultayın bayram havasında geçeceğinden kimsenin endişe etmemesini istedi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından irtibat bürosunun açılışını yaptı. Kılıçdaroğlu, açılışta kalabalık nedeniyle irtibat bürosuna alınmadığını belirterek tepki gösteren bir partiliyle de yakından ilgilendi.


SİVİL HABER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner309

banner225

banner209