Türban-başörtüsü tartışmalarının yaşandığı
toplantıda
bazı gazetecilerle
katılımcılar
arasında sözlü tartışma yaşandı. Sanatçı Orhan
Aydın
,
aydınların
, vatanseverlerin bulunduğu bir
toplantıda
bile sözün türbana getirilip sıkıştırılmasını
onaylamadığını
belirterek "Türban bu
ülkedeki
gericiliğin, hem de dinci gericiliğin şeriatın simgesidir ve şiddetle reddettiğimi ilan etmek istiyorum." dedi.
Taksim'de yapılan
toplantıda
sanatçıların, akademisyenlerin ve siyasi isimlerin
destek
verdiği bildiri basın mensupları ile
paylaşıldı
. Metni sanatçıIşık Yenersu okudu. Yenersu hükümete yönelik
eleştirileri
sıralayarak
, "
Özel
yaşamlara
ve
aile
yaşamına
müdahale etmeyi kendinde
hak
gören
tek
tip birey ve
tek
tip
gençlik
oluşturmayı amaçlayan, fetvayı
yasaların
üzerinde gören, toplumsal
sorunlara
bilimsel değil, dinsel referanslarla
çözüm
arayan,
tüm
kamu
kurumlarında
hızla
kadrolaşan ve bir din devleti yaratma
hayalini
adım adım uygulayan AKP'nin
baskıcı
ve antidemokratik müdahaleleri anayasayı,
yasaları
ve başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere
tüm
yüksek
yargı
kurumları
kararlarını
açıkça
ihmal etme
boyutuna
ulaşmıştır." dedi.
Toplantının
soru
-
cevap
bölümünde gazetecilerin
sorularını
cevaplayan
ilk sanatçı Tarık Akan oldu. Akan, bu tip
toplantıların
toplumda hiç bir şeyden
haberi
olmayan
insanların
aydınlatılması
amacıyla yapıldığını söyledi. Akan,
yıllardan
beri Türkiye'de
merkez
sağ iktidarları bulunduğunu ancak AK Parti'nin
merkez
sağ olmadığını savunarak "AKP
merkez
sağ falan değil,
çok
daha üzerinde, anti Atatürkçü ve
ülkeye
şeriatı resmen getirmek isteye bir
anlayış
.
Bizler
diyoruz ki; ey
Türk
vatandaşları
oyunuzu
verirken
biraz düşünün, eğer içinizde varsa bir
yakınlaşma
oyunuzu
AKP'ye
verin
ama sakın aldanmayın bunlar
merkez
sağ falan değil demek istiyoruz." dedi.
Bir gazetecinin 'daha kötü
günler
olduğu, Balbay'ın tahliye edildiği ve başka rüzgarların estiği bir dönemde neden böyle bir
açıklama
yapıldığı yönündeki
soruya
Ataol Behramoğlu
cevap
verdi. Behramoğlu, toplumsal oluşumların bazen
insanların
kararlarından da bağımsız yönelişleri olduğunu belirterek "Böyle bir
hassasiyet
demek ki
çok
çeşitli
çevrelerde, demek ki
sadece
CHP değil, sanatçılar var, gazeteciler var... Belki ileriye doğru gidişte bir süreç
bizi
buna yöneltti." ifadelerini
kullandı
.
BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI
Bir gazetecinin başörtülü olarak Meclis'e girilmesine neden karşı olunduğunu, bunun neden bir anayasal suç olarak savunulduğunu sorması üzerine CHP Milletvekili Dilek Akagün
Yılmaz
söz aldı.
Yılmaz
, 2005
yılında
Bülent Arınç'ın kamu alanlarına türbanla olamayacağı gibi diğer dini kıyafetlerle de girilemeyeceği yönünde sözler söylediğini belirtti. Avrupa'daki çağdaş dünyanın yaklaşımının da bu yönde olduğunu ileri süren
Yılmaz
, dini simgelerin tarafsızlığa neden olabileceği ve
insanların
üzerinde baskı unsuru olabileceği belirtilmişken Türkiye'de bunun bir baskı unsuru olmadığı şeklinde algı oluşturulmaya
çalışıldığını
savundu. Yılmaz, "Biz eğer çağdaş dünyanın bir üyesi isek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını uygulamak durumundaysak bu çerçevede bu kararların uygulanması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının da o çerçevede uygulanması gerekiyor. Bizim yaklaşımımız bu hukuki çerçevede çağdaş dünyanın kuralları çerçevesinde bu meseleye yaklaşılması yönündedir." değerlendirmesinde bulundu.
Toplantının en dikkat çeken açıklamalarından birini Orhan Aydın yaptı. Aydınların, sanatçıların bulunduğu bir toplantıda bile türban konusunda sıkışmanın AKP yandaşlığının bir parçası olduğunu ileri sürdü. Aydın'ın açıklama metnine atıfta bulunarak, "Orada 20 tane ya da 50 tane tanımlama var ama siz sadece türban meselesini gündeme getiriyorsunuz. Bu bir makas. Bu makasa girmeyiz, net söylüyorum.Türban bu ülkedeki gericiliğin, hem de dinci gericiliğin şeriatın simgesidir ve şiddetle reddettiğimi ilan etmek istiyorum." sözleri dikkat çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun türban ile ilgili açıklamalarını hatırlatan ve Meclis'te türban ya da başörtüsü ayrımının nasıl yapılacağını soran gazeteciye CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler cevap verdi. Güler, "Bizim için sorun türban sorudur. Türban bizce bir siyasi simge. Bu ikisi arasındaki ayrımın çok net yapılması gerekir. (Sayın Kılıçdaroğlu yapamadı bu ayrımı, Meclis'e başörtülü vekiller girdi sizce onlarınki başörtüsü mü türban mı? şeklindeki soruya) "Siz gazeteci gibi değil tartışmacı gibi konuşuyorsunuz. Başörtüsü ve türban arasındaki fark çok açık. Bu platforma duyulan ihtiyaç da belki nedenlerden birisi." dedi.
Soru-cevap sırasında bazı katılımcılar gazetecilere yönelik sataşmalarda da bulundu.
Kaynak: CİHAN
SİVİL HABER