Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanlığı, her ay düzenli olarak yaptığı basın mensuplarıyla kahvaltılı toplantıyı, bu ayda 31 Mart 2013 Pazar günü ilçe merkezinde gerçekleştirdi.
Kahvaltıya basın mensuplarının yanı sıra Saadet Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı Abdulkadir ÇELEBİ, İlçe Başkanı Yusuf GÜŞEN, İlçe Başkan Yardımcıları ve Suriye'den Türkiye' ye göç eden bir grup Suriyeli katıldı.
Toplantının ana gündemi, Anne sütü merkezleri ve Neslin yokolması konusunda basını bilgilendirmekti.
Kahvaltının ardından gündemin diğer maddesi olan açılış konuşmasını Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Yusuf GÜŞEN yaptı. GÜŞEN, Anne Sütü Merkezleri için işin neresinden bakarsanız bu işin sonunda felaket var, Maddi hasar bir şekilde giderilir fakat bu projenin doğuracağı manevi hasarın telafisi yoktur, dedi.
İstanbul İl Başkan Yardımcısı Abdulkadir ÇELEBİ, Anne Sütü Merkezleri hakkında bilgi verdikten sonra, Hükümetin yaptığı manevi tahribatlarından biri de süt merkezleri olacaktır, dedi.
Recep AKDAĞ Niçin Görevden Alındı
ÇELEBİ konuşmasının devamında, Yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu' nun göreve gelir gelmez ilk icraatının Süt Bankası olması ve bu projeyi millete rağmen biran önce devreye sokmak istemesi akla şu soruyu getirmiştir.
Acaba Eski Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ bu projeye karşı çıktığı için mi görevden alındı?
Yezid' e gidip Hüseyin' e zulmetme, dedik
Saadet Partisinin Suriye ziyaretini eleştiren basın mensubuna cevap veren Abdulkadir ÇELEBİ,
Biz Yezid' e gidip Hüseyin' e zulmetme! dedik.
Toplumun taleplerine karşılık verin dedik.
Saadet Partisinin Esad'a yaptığı ziyaret tıpkı Peygaberimizin dönemin zalimi Ebu Cehil' e değişmesi ümidi ile yaptığı tebliğ gibidir.
Bunun Esad ile beraber bir işbirliği olarak gösterilmesi haksızlıktır, dedi
Program sonunda Basın mensuplarına dağıtılan Basın Bildirisi:
31.03.2013
Neslimize Dokunma!
Sağlık Bakanlığınca AB uyum süreci kapsamında uygulamaya konulmak istenen eski adıyla Anne Sütü Bankası yeni adıyla Anne Sütü Merkezleri denilen sistemi çiçeği burnundaki Sağlık Bakanı millete rağmen ısrarla devreye sokmaya çalışmaktadır.
Eşcinsellere dernek kurma hakkı tanıyan, zina suçunu kaldıran, nüfus cüzdanlarından din hanesini çıkaran hükümet şimdi de, cüretkar girişimlerinden biri olan “Anne Sütü Merkez” projesi ile bu ülkenin manevi damarlarında telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacak bir süreci başlatmış olacaktır.
Evet, bizim inancımızda süt kardeşliği denen bir olgu vardır.
Fakat, İslam fıkıhına göre süt kardeşlerin birbirlerine evlenemeyeceği gerçeği ortada iken böylesine garip ve bir o kadarda dehşet verici olayın Türkiye’de uygulanmaya konulmak istenmesi büyük bir gaflettir.
İlk bakışta son derece masum ve iyi niyetli gibi görünen bu projenin itikadi açıdan doğuracağı sakıncaların bir an evvel gündeme alınmasını istiyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığının ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin karşı çıkmasına rağmen, Sağlık Bakanlığının projeden geri adım atmadığını gözlemliyoruz. Bu halka rağmen sürdürülen bir projedir. Halka rağmen icraat yapılmaz.
Ülkemizde daha idrar tahlilleri bile karıştırılırken, bir insanın sağ yerine sol bacağı kesilirken, kitle diye böbreği alınırken, kimin ne kadar vergi vereceği takip edilemezken, zinaya izin veren, genelevlerden vergi alan hükümetin yıllar boyu bir sütün takipçisi olup, süt kardeşlerin evlenmelerine engel olacak düzenlemeler yapacağına inanmamızı nasıl bekleyebilirler?
İnsanlara kimlik verileceğini söyleyen Sayın Bakanımıza soruyoruz: Sokakta yürürken kimliğini kaybeden bir şahsın üzerine onlarca şirket kurulması haberlerine şahit olduğumuz bu ülkede süt kimliği kaybolan bir vatandaşın başına neler gelecek?
Bir yanlışlık sonrası iki süt kardeş evlense, yıllar sonra çoluk-çocuğa karışınca bu yanlışlık fark edilse çözümünüz ne olacak?
Bakanın dediğine göre bağışçı annenin çocuğu ile alıcı annenin çocuğu aynı cinsiyetten olacakmış. Bir kadından alınan süt sadece erkek çocuğa veya sadece kız çocuğa verilecekmiş. Aynı kadının başka cinsiyette çocuğu olursa sonrası ne olacak? Bu çocuklar kardeş olmayacak mı?
Süt annelerin ve sütten yararlanan bebeklerin kimliği tutulmuş olsa bile, yapılan en küçük bir ihmal veya kargaşa, geri dönüşü olmayan büyük sıkıntılar yaşatacaktır.
Tuttuğunuz bütün kayıtlar bir felaket sonucu yok olsa nasıl bir çözüm yoluna gideceksiniz?
Süt Bankalarına verilecek sütten içen karşıt cinsten iki insanın yıllar sonra evlenmek için bir araya gelemeyeceğini kim garanti edebilir.
Sağlık sisteminin içine sokulacak böyle bir virüs, toplumumuzun inancına, fıtratına, kültürüne tamamen zıttır, ahlak ve maneviyat bozucudur.
Bu girişim tamamen neslin bozulmasına yönelik bir uygulamadır. Bunu Türkiye’de gerçekleştirmek isteyenler yarın Allaha hesap veremeyeceklerdir. Onun için Sağlık Bakanlığı ateşle oynamaktadır.
Öyle ise bu projeden vazgeçilmeli, veya kamuoyuna tatmin edici bir cevap verilmelidir.
Buradan yeni Bakanımıza sesleniyoruz: Yeni göreviniz hayırlı ama böylesi isabetsiz kararlarınız da son olsun!
“Neslin muhafazası” hükmünü ihlal eden, süt kardeşin kardeşleriyle evlenmesine sebep olacak bu proje için başta Başbakan olmak üzere tüm yetkililere "Neslimize Dokunma!" diyoruz
SİVİL HABER