Haberde, Oğuzhan Asiltürk'ün SP'nin Bursa örgütünün düzenlediği bir toplantıda, “Erbakan Bey zeki bir kişiydi, borçlarının evlatlarına kalacağını bildiği için davaya ait bütün taşınmazları oğlunun ve damadının üzerine kaydetti” dediği ileri sürülüyordu.
Hürriyet'in bu iddiası internet sitelerine “Erbakan'ın çocukları cihat parasını zimmetine geçirdi” şeklinde yayıldı.
Konuyla ilgili görüştüğümüz Asiltürk, Habervaktim.com'a şu açıklamayı yaptı:
“Biz demokratik bir partiyiz. Özgürlüğün olduğu bir partiyiz. Hele ki partimizle ilgili konuları en ince detayına kadar istişare ederiz.
Bu konu da partimiz içinde, kendi aramızda konuştuğumuz bir mevzudur.
Buranın altını özellikle çizmek istiyorum: Kendi aramızda konuştuğumuz bir konudur.
Böyle konuları aleni konuşmayız, medyanın önünde asla konuşmayız.
Nitekim ben Bursa'da basına böyle bir demeç kesinlikle vermedim, vermem de.
Gerek görüyorsak konuyu partimiz içinde yine tartışırız, konuşuruz.
Kardeşlerin durum değerlendirmesi yapması, varsa bir sorunları bunu istişare etmeleri son derece normaldir. Bizler kardeşiz.
Partimizde iddia edildiği gibi bir karışıklık olmadığı gibi kendi aramızda geçen istişarelerde maksat Milli Görüş'ün muhafaza edilmesi, zarar görmemesi, ayakta kalması, büyümesidir. Bu ve benzeri konuları istişare partimiz içindir, Milli Görüş içindir.”
Habervaktim.com
SİVİL HABER
Oğuzhan Bey!...
Milli Görüş hareketine bu toplumun nasıl bir dava olarak baktığını ve nasıl fedakarlık yaptığını en iyi bilenlerdensiniz.
Erbakan Hocamızın da hangi sıkıntı ve meşakkatlerle bu mücadeleyi verdiğini de en iyi siz bilirsiniz.
Sizinle ilgili yıllardır bir takım iddialarda bulunuldu. Ancak inanmadığımız gibi hakkınızda hep hüsn-ü zanda bulunduk.
Ancak Konya'da ki o konuşmanızı dinlediğimde irkildim. Ses tonunuzdan ve iftiranızdan dolayı tiksindim.
Siz Fatih Erbakan Bey'în yürüyüşünü yolun başından, en başından kesmenin hamlesini yaptınız.
Konuşmanızın hiç bir anlamı ve gereği yoktu.
Fatih Erbakan Bey zaten salonlarda, parti organizasyonlarında bir nefer gibi cihadını yapıyordu ve hatta uzun yıllardır heyecan arayan bu tabana can vermişti, heyecan vermişti. Umut olmuştu. Bundan gurur duymalıydınız. Çünkü o sizin çok kıymet verdiğiniz bir arkadaşınızın hatta ötesinde liderinizin biricik oğluydu. İftihar etmek yerine iftira etmeyi tercih ettiniz.
O’nu cihat paralarını zimmetine geçirmekle itham ettiniz. Halbuki bugün hangi Milli Görüşçü bu davaya bir maddi katkıda bulunmak istese bunu şahsına olan güven ve sevgisiyle seve seve Fatih Erbakan Bey’e yapar.
Yani biz bugün maddi imkanlarımızı güvenerek Fatih Erbakan Bey’e teslim edecekken kendisinin babasıyla olan ilişkisinden şüphe mi duyacağız yani?
Bu iddialarınızın bizim tabanımızda hatta toplumun çok geniş bir kesiminde hiçbir anlamı ve karşılığı yoktur. Çünkü zaten muhterem liderimiz Hocamızı da siyasetten tasfiye ederken kayıp trilyon iftirası ile bunu yapmamışlar mıydı?
Ancak bu iftira vicdanlarda karşılık bulmamış ve milyonlarca insan Hocamız için ‘Malıyla, canıyla Cihad eden bir mü’min olarak biliriz’ diye şehadette bulunmuştu.
Çünkü bizim toplumumuz oyunu biliyordu.
Bakınız meşhur SİYON PROTOKOLLERİ MADDE 19 ne diyor?
‘SİYASİ BİR SUÇUN KAHRAMANLIK OLARAK BÜYÜTÜLMEMESİ İÇİN MAHKEMELER HIRSIZLIK, CİNAYET ve BUNLARA BENZER ÇİRKİN BİR SUÇ SEVİYESİNDE YAPILACAKTIR. UMUMİ EFKAR BÖYLELİKLE SUÇUN HAKİKİ MAHİYETİNİ ANLAYAMAYACAK.’ ( Louis Marschalko, YAHUDİ, Sebil Yayınevi s.261 )
Çünkü kayıp trilyon tam da bu protokollere göre uydurulmuş bir senaryoydu.
Peki ya sizin iddialarınız!...
Sayın Oğuzhan Asiltürk!.. Çok iyi biliyorsunuz ki Aziz Türk Milleti nasıl Erbakan Hocamızın masumiyetine inanmışsa evladı, gencecik, pırlanta misali Fatih Erbakan Bey’in de masumiyetine inanacaktır.
Lakin ortalığa attığınız bu pisliğe yapışacak, bu iftiranızı Milli Görüşçülerin önüne koyup iftiralarına iftiralar katacak nice menfaatperest, insafsız bir güruhun olduğunu da en iyi siz bilirsiniz.
Siz öyle bir hamle yaptınız ki bu hamleniz ancak bu güruha aradığı malzemeyi vermeye yarar.
Ve öyle bir hamle yaptınız ki tüm siyasi itibarınızı, kariyerinizi, hakkınızdaki hüsn-ü zannı yitittirecek, keza sizinle ilgili ortaya atılmış tüm iddialara da kulak kabarttıracak şekilde adeta bir intihar dalışı yaptınız.
Tüm itibarınızın bitmesi pahasına yaptınız.
İşin bu kısmı bana çok ilginç geliyor, hayret verici geliyor.
Siz bunu hata olarak yapacak kadar tecrübesiz değilsiniz.
İşin bu kısmında ancak Allah’a sığınıp Felak Suresi ile işi Allah’a havale edebiliriz.
1-2-3-4-5. De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım."
Allah başta Fatih Erbakan Bey olmak üzere tüm samimi ve ihlaslı Milli Görüşçülere yardım etsin.
Selam TV olarak 20 yıldır sürdürdüğümüz yayıncılığımızda bu teşkilat içinde kimi bazı kesimlerin nasıl hayasızca, fütursuzca, bazen aşikar ve bazen sessizce iftira attıklarını bize atılan iftiralardan bizzat bilirim.
O nedenle hem Fatih erbakan Bey'in şahsı adına hem davamızın selameti adına çok dua etmeliyiz.
Ve çok iyi bildiğimiz bir şey daha var ki herkese niyetinin karşılığı vardır.