Vural, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, intibak düzenlemesini eleştirdi. Emeklilerin yalnızca yüzde 30'unu ilgilendiren bu düzenlemenin söz konusu kesimin ihtiyacına cevap vermediğini savunan Vural, Hükümetin amacının ''durumu kurtarmak'' olduğunu ileri sürdü. Vural, emeklilerin gerçek manada intibak istediğini, büyümeden kendilerine düşen payı beklediklerini ifade etti.
Milli Eğitim Bakanlığının 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenleri ile ilgili genelgesine değinen Oktay Vural, ''Kafalarını takmışlar milli bayramlara. Nerede 'milli' varsa kafayı takmışlar. 'Milli' olan her şeyle bir dertleri var. İnsanın kanına dokunuyor. Hasmane bir tutumla bu değerleri boşaltmak için her şeyi yapıyorlar'' diye konuştu.
19 Mayıs törenlerine ilişkin genelge ile ilgili Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamayı da eleştiren Vural, şöyle devam etti:
''Açıklamada, milli bayramlar için 'ithaf edilen kitlelerce' ifadesi kullanılıyor. 'Bu bayramlar kime ithaf edilmişse onlar kutlasın' demek istiyor. Atatürk'ü anma, kime ithaf edildi? 19 Mayıs, kime ithaf edilmiştir? Milli egemenlik, kime ithaf edildi? Bunlar millete ithaf edilmedi mi? Zafer Bayramı örneğin. Bu, milletin bayramı değil mi? 'Onu askerler kazandı, askerler kutlasın' diyorlar.
Cumhuriyetin oluşturduğu bütün unsurlar yok sayılıyor. Erzurum Kongresi'nin 2003'teki yıl dönümünde Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin düzenlendiği salonda, kongrenin aldığı kararların hilafına olan 7. uyum paketini imzalamıştı. 18 Mayıs 2003 tarihinde de Başbakan Erdoğan, Samsun'da, 'Çılgın Karadeniz'de bir kaptan vardı, bir de komutan. Aydınlık yarınlara da kaptanıyla, komutanıyla yürüyeceğiz. Tayfası olarak da milletle birlikte yürüyeceğiz' diyor. Yani '19 Mayıs'ta Atatürk çıktığı zaman millet yoktu' diyor. Oysa milletin ruhu oradaydı. 19 Mayıs ile takıntıları buradan başlıyor. Cumhuriyetin oluşturduğu temel değerler, kendilerine göre kurmak istedikleri yeni Cumhuriyetin önünde engel. Bu amaçla kullanıyorlar. AKP'nin attığı bütün adımlar, Cumhuriyetin yürüttüğü mücadeleyi anlamsızlaştırmaktır. AKP, Cumhuriyetin anlayışlarını yeni anlayışlarına dönüştürmek, anlamsızlaştırmak ve toplumun gündeminden çıkarmak istiyor.''
''Yargı reformunun cücüğü...''
Vural, 3. yargı paketine ilişkin değerlendirmesinde, bağımsız ve tarafsız bir yargının olmadığı sürece, yargının hızlandırılmasının bir anlamı olmayacağını ifade etti. Öncelikle hakim ve savcıların, yürütmenin baskısı altından kurtarılması gerektiğini belirten Vural, ''Yargıçlar ve hakimler, yer değiştirme, görevden alınma tehdidi altındadır'' dedi.
Vural, şöyle devam etti:
''Yargı reformunun cücüğü nedir, buna bakmak lazım. Bu yargı reformunun cücüğü, terör örgütüne üye olanların cezasını affetmek, hafifletmektir. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin cezaları indiriliyor. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin cezası da üçte 2'ye kadar indirilebilecek. 'Müjdeler olsun ey PKK terör örgütü' diyor. Kime müjde veriyorsun sen?
Bu, PKK terör örgütü, Öcalan ve BDP'nin istekleri doğrultusunda yapılmaktadır. Kirli ve pis pazarlıklar yürütülmeye devam ediliyor. Terörle mücadelenin bu kadar yoğun şekilde uygulandığı ortamda, bu mücadeleyi zayıflatacak hukuk labirentleri oluşturuluyor.
Terörle Mücadele Kanunu'nun değiştirilmesini BDP istiyor. Bugün geldiğimiz noktada, yargı reformu adı altında ortaya konan bu girişim, terör suçları bakımından terör örgütüne bir manevra alanı bırakmak demektir. AKP içinde hangi güçler var? Bir taraftan 'terörle etkili mücadele ediliyor' denilirken, diğer taraftan terör örgütüne yardım eden insanların cezasını azaltacak girişimlerde bulunuluyor. Görülüyor ki AKP içinde derin koalisyonun, güç çatışmasının getirdiği hususlar var. TCK'da yapılacak bu değişiklikler, terör örgütünün faaliyetlerinin, destekçilerinin artmasını temin edecek girişimden öte bir anlam taşımıyor. Terör örgütü mensupları adeta serbest bırakılmak isteniyor. Ben inanıyorum ki daha sonraki süre içinde bunları affa kadar götürecek bir süreç planlanmaktadır.''
''Mecliste darbe yapmak istiyorlar''
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Oktay Vural, Hrant Dink cinayeti davasında verilen karara ilişkin olarak, yargı sürecinin tamamlanmadığını, temyiz ve karar düzeltme süreçlerinin olduğunu söyledi. Cinayetin işlendiği dönemdeki tartışmaları anımsatan Vural, milliyetçiliğin kötü gösterilmek ve yasak alan haline dönüştürülmek istendiğini savundu. Vural, kendilerinin, o dönemde de şimdi de bu cinayetin siyasi bağlantıları, azmettirenleri, yardım ve yataklık yapanları, örgüt ilişkileri ne varsa devletin bunları ortaya çıkarması gerektiğini söylediklerini dile getirdi.
AK Parti Grup Başkanvekillerinin imzasıyla sunulan TBMM İçtüzük değişikliğine ilişkin kanun teklifine de değinen Vural, iktidar partisinin amacının, Mecliste darbe yaparak, muhalefetin elindeki bütün imkanları kısıtlamak olduğunu ileri sürdü.
AA
Haber Kaynağı : Haber7.com