Koray Taşdemir'in haberi
Görevdeki MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadesi alınmak üzere İstanbul’a çağırılmasının ardından yaşanan gelişmeler, siyasetçi, yazar, asker ve istihbarat uzmanları cephesinden birçok görüşün dile getirilmesine neden oldu.
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, MİT Müşteşarı Hakan Fidan’ın önceki Savcı Sadrettin Sarıkaya tarafından ifadeye çağrılmasının ardından alevlenen tartışmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Büyük resme bakmak lazım” açıklamasına katıldığını belirterek, “Büyük resim şudur: AK Parti’nin anayasa yapmasının önü kesilmeye çalışılıyor. Burada Başbakan’ın uluslararası imajının bozulmasına yönelik bir durum söz konusudur. Hatta belki de Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olmamasına yönelik bir şey var burada. Bu resme bakıldığında durumu iç dinamiklerle izah etmenin zor olduğu ortaya çıkıyor” dedi.
Polisin, MİT’in ve özel yetkili savcıların, devletin her organının içine sızmış ve devletin imkânlarını terör örgütlerinin çıkarları doğrultusunda kullanan yapılara karşı başarılı operasyonlar yaptığına dikkat çeken Orakoğlu, devletin kurumlarının birbirleri ile anlaşmazlık içinde olduğu algısının oluşturulmak istendiğini vurguladı.
Orakoğlu, yaşananların bir senaryo olduğunu belirterek, “Ben bu senaryoyu, MİT’in içerisinde bulunan bir yasadışı güç ile dış güçlerin istihbarat servislerinin birlikte hazırladığına inanıyorum” diye konuştu.
“ARKASINDA İSRAİL VAR”
Bülent Orakoğlu, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin de yaşanan olaylar üzerinde etkili olduğuna dikkat çekti.
“Doğu Akdeniz’de yeni güç dengeleri değişiyor, bazı devletler arasında gizli anlaşmalar yapılıyor ve İsrail ile Suriye arasında bağlar kuruldu” sözleriyle Suriye ve İsrail arasındaki yakınlaşmaya dikkat çeken Orakoğlu, bu devletlerin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de bölgesel bir güç olmasını istemediklerini kaydetti. MİT üzerine yaşanan tartışmaların ve karışıklığın arkasında İsrail Devleti olduğuna inandığını söyleyen Orakoğlu, “Ben bu işin arkasında devlet olarak İsrail devletini görüyorum. Amaçları, Türkiye Cumhuriyeti’nin prestijini sarsmaktır” dedi.
“YASADIŞI ÖRGÜTLERE SIZMAK MİT’İN VAZİFESİ”
MİT Eski Daire Başkanı Prof.Dr. Mahir Kaynak, MİT’in bir vazifesinin de yasadışı örgütlerin içine sızmak olduğunu söyledi.
Prof.Dr. Kaynak, “Yargı, ‘MİT suç işlediği için onları takip ediyoruz’ diyor. Yargı vazifesini yaptığını söylüyor. MİT’in vazifesi de yasadışı örgütlerin içine sızmaktır. PKK’ya giren bir adam, ajan olarak girse bile deşifre olmamak adına PKK’nın politikalarını benimsemek zorundadır. Burada bir ikileme düşüyoruz; ya devlet istihbarat yapmayacak ya da bu örgütlerin içine giren ajanları suçlu kabul etmeyecek” dedi.
“ÜSTÜNLÜK KURMA ÇABASI”
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ise, söz konusu olayı özel istihbarat ünitelerinin provokasyonu olarak değerlendirdi.
Tanrıverdi, “Zannediyorum açılımla ilgili yeni MİT Başkanı’nın girişimleri neticesinde bir kısım rahatsızlık duyuldu. Son olay, özel istihbarat ünitelerinin provokasyonu olsa gerek.
Yani özellikle terörle mücadele hususunda Amerika ve İsrail ile istihbarat bilgi paylaşımı yapılıyor. Muhtemelen bunda bir takım manipülasyonlar var. Ülkelerin üstünlük kurma çabası neticesinde yapılmış bir komplo olarak değerlendiriyorum” dedi.
Tanrıverdi, “İstihbarat teşkilatı legal olmayan örgütler içerisinde legal olmayan şekilde girerek faaliyeti de olan bir örgüt. Zararlı görebiliriz ama esas olarak bu faaliyetler dünyadaki istihbarat örgütleri tarafından da yapılmaktadır. Bunun yargı meselesi yapılması hatalı. İdari kademelerce bu tür faaliyetlerin değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.
MİT’te çürükler varsa ayıklanmalı
Erol Metin'in haberi
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile 4 eski MİT görevlisinin KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasıyla başlayan tartışma sürerken, Akit’e konuşan güvenlik uzmanları gözden kaçan ayrıntılara dikkat çekti.
Uzmanlar, Fidan’ın bu süreçte yıpratılmaması gerektiğini belirtirken, teşkilattaki çürük elmaların ise acilen ayıklanması gerektiğini kaydetti. Yaşanan krizin en çok derin yapıların işine yaradığına işaret eden uzmanlar, kurumsal refleksle hareket edilip MİT adına suç işleyenlerin korunmasının ülke güvenliğine büyük zarar vereceği uyarısında bulundu.
AKPINAR DARBE SÜREÇLERİNİ HATIRLATTI
KCK konusunda uzmanlığıyla bilinen Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mahmut Akpınar, KCK soruşturmasında asıl hedefin Fidan’mış izlenimi verilerek, illegal faaliyetlerin içerisine girenlerin aklanmaya çalışıldığını söyledi. Teşkilatın geçmişte Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren olaylara karşı takındığı ilginç tutumu hatırlatan Akpınar, uzun yıllar askerin kontrolünde bulunan MİT’in, bütün darbelere iştirak ettiğini söyledi. MİT’in özellikle 27 Mayıs darbesinde önemli rol oynadığını vurgulayan Akpınar, “Onun ötesinde 80 öncesinde olduğu gibi MİT üyeleri darbeye zemin hazırlama çalışmalarında yer aldı. Darbe yapılacağı sivil hükümetlerden saklandı. Maraş, Çorum, Taksim olaylarında, faili meçhullerde MİT etkeni hâlâ tartışılıyor. Türkiye’de karanlık birçok olayın içerisinde MİT personeli vardı” dedi.
“MİT’İN İÇİNDE KARANLIK KATMANLAR VAR”
MİT içerisinde sivil hükümetin kuyusunu kazan bir kanadın mevcut olduğunu dile getiren Mahmut Akpınar, “MİT’in içinde karanlık katmanlar var. Bunların ne yapacağı belli değil. Faili meçhullerde ne kadar etkinler bilemiyoruz. PKK, KCK, DHKP/C gibi terör örgütleri içerisinde ne kadar etkili oldukları, onları ne kadar yönlendirdikleri belli değil. Ama bunlarla ilgili basına sızan bilgiler var” şeklinde konuştu.
MİT’TEKİ DERİN KANAT
Ergenekon gibi derin yapıların tamamen çözülmesi için MİT’te çöreklenen derin odakların üzerine mutlaka gidilmesi gerektiğini ifade eden Akpınar, yakın zamana kadar sivil iradenin kontrolünde yer almayan istihbarat teşkilatının yeterince denetlenmediğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Bu dönemde Ergenekon’un, KCK’nın, TSK’daki cunta yapılanmasının üzerine gidildi. Ama şu ana kadar MİT’in üzerine hiç gidilmedi. Faaliyetleri hiç sorgulanmadı. Anayasal açıdan da MİT denetimsiz bir kurum. Karanlık imkanları olan, ne yaptığı sorgulanmayan, denetimden uzak bir kurum. Başbakanlığa bağlı ama Başbakanlık müfettişleri bile yeterince denetleyemiyor. Zaten teşkilat hep askerin kontrolündeydi. Son birkaç yıldır sivil denetime geçmiş durumda. MİT’de karmaşık yapılar var. Bunlar sivil iradeye de karşı. MİT’in geçmişte karıştığı, yönlendirdiği olayların açığa çıkarılması lazım.”
Metiner: Savcı sınırı aştı
Ertuğrul Cesur'un haberi
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ı şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırması ve 4 eski MİT görevlisi ile yakalama kararına tepkiler gelmeye devam ediyor.
Yeni Akit’e konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, savcının CMK 251. Maddeyi yanlış yorumladığını ifade ederek, “Bu mantıkla Başbakan hakkında da soruşturma açılabilir, Cumhurbaşkanı hakkında da” dedi.
“FİDAN İSRAİL’İN HEDEFİNDE”
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın göreve geldiği günden beri İsrail ve Türkiye’deki eski düzen yanlılarının hedefinde olduğuna dikkat çeken Metiner, “Elbette MİT ile ilgili de soruşturma başlatılabilir. Ancak her şeyin bir usulü olur. Savcı MİT yasasının 26. Maddesinde belirtilmesine rağmen Başbakanı by-pass etmeye kalkarsa bir yönetim karmaşası yaşanır. Şimdi Meclis bu duruma el attı ve CMK 250 ve 251. maddeler ile MİT Yasası 26. Madde arasında çelişkili gibi görünen duruma açıklık getirilecek. Hiçbir kurum için ‘soruşturulamaz’ diye bir ayrıcalık yoktur. Eğer MİT içinde suç unsuru oluşturan faaliyetlerle ilgili bir tespit var ise tabiî ki yapılacaktır. Ancak bu kriz, savcının kendi yasal sınırını aşmasından çıktı” diye konuştu.
Bunlar ifade edilirken MİT’e yönelik iddiaları görmezden gelme gibi bir amacın olmadığını da vurgulayan Metiner, “PKK’nın MİT tarafından kurulduğu iddiaları var, KCK gözaltılarında MİT mensuplarının yakalandığı söyleniyor. Tüm bunlar çok önemli iddialar ve elbette soruşturulmalıdır. Ancak burada yöntem hatası yapılmamalı. Hakan Fidan, kendi kurumu içinde bir arınmaya gidilmesine kendisi daha çok özen gösterir” dedi.
“KENDİ YARGISINI OLUŞTURDU DİYENLER UTANACAK MI”
AK Parti’nin yıllardır Türkiye’de derin yasadışı oluşumlarla mücadele içinde olduğunu ve bundan taviz verilmeyeceğini dile getiren Metiner, “Burada işin bir başka boyutu da AK Parti iktidarına yönelik kendi yargısını oluşturdu iddialarının ne kadar haksız ve temelsiz olduğunun görülmüş olmasıdır” diye konuştu.
Haber Kaynağı : Haber7.com