Malum olduğu üzere bu hafta milli kalkınmanın gücü ve geleceğimiz olan gençliğin haftasıdır. Bu münasebetle ülkemizde çeşitli programlar, basın açıklamaları, yürüyüşler, protestolar gerçekleştiriliyor. Bugün burada genci anlamak ve “Genç Türkiye’nin Sorunu Ne?” başlığı altında yaptığımız anketin sonuçlarından yola çıkarak gençlerin sorunlarını gündeme getirmek için toplanmış bulunmaktayız.
Atalarımızın dili olan Osmanlıca ‘da define ve gömülü hazine anlamına gelen genç bizim için de hazine değerindedir. Bu hazinenin gün yüzüne çıkarılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Günümüz Türkiye’sinde “Dindar Nesil” yetiştirme iddiası olan AKP iktidarı Gençliğin Milli ve Manevi değerlerinden uzaklaşmasının ya da uzaklaştırılmasının nedenlerini sorgulamalı, bu sorunları teker teker açığa çıkarılmalı, ifşa etmeli, bu sorunlara karşı önlemler alarak iddiasının ispatını gerçekleştirmelidir. Kula kul olmayan milli ve manevi değerlerine bağlı idealist bir gençlik yetiştirmek için devlet millet el ele vererek olanca gayret sarf etmelidir. Ne yazık ki günümüz devlet yetkilileri bununla ilgili hiçbir icraatta bulunmazken, Ana muhalefet ve muhalefet cephesinden de teşvik gelmiyor gençlerin sorunları dillendirilmiyor. Ülkemiz için büyük bir nimet olan genç nüfusa yönelik çalışmalara önem verilmezse, bu nimet yarın büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Avrupa ve Amerika toplumlarında yaşanan ahlaki ve sosyal çöküş, tedbir alınmazsa ülkemizde de görülecektir. Merhum Necmettin Erbakan’ın da söylediği gibi; ‘’Bir milletin asıl gücü; topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı gençliğidir.” Günümüzde sistemli bir şekilde yok edilmek istenen gençlik, duyarsız bir gençlik konumuna getirilmiş, manevi direnç unsurlarından yoksun bırakılmış, medya unsuruyla yanlış rol model takdimine maruz kalmış ve bunların hepsi de küreselleşme, reel politik, modern dünyanın gereklilikleri gibi kavramlarla meşrulaştırılmıştır.
‘’Genç Türkiye’nin sorunu ne?’’ başlıklı anketimizle günümüz Türkiye’sinin var olan gençlik problemlerini 15 - 30 yaş arası yüzlerce genç kardeşimize sorduk. Anketimizin sonuçlarına baktığımızda; bu kardeşlerimizin % 60’ının eğitim sisteminin milli ve manevi eğitim konusunda yeterli olmadığını düşündüğünü, % 71’inin de eğitim sisteminde parası olanın, ayrıcalıklardan ve eşitlikten daha fazla faydalandığını düşündüğünü görmekteyiz. Kendimize has Milli Eğitim sistemimiz olduğu halde ilk ve orta öğretim müfredatlarının AB uyum kriterlerine göre hazırlandığını düşünen genç sayısının oranı % 45‘dir. Kamu ve eğitim kurumlarında başörtü serbestliğinin yasalaştırılmayıp geçici düzenlemelerle halka çözülmüş bir problem olarak empoze edilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Ayrıca üniversitelerde ibadet özgürlüğünün olmaması kamu ve eğitim sistemimizde bireyin inanç özgürlüğünü kullanamadığını göstermektedir. Anketimize katılanların % 55’i de bu kanaattedir. Anket sonuçlarına göre Türkiye’de de genç nüfusumuzu bekleyen en büyük tehlikelerin başında % 47 ‘ile manevi değerlerden uzaklaşma,% 26’ile madde bağımlılığı,% 13 ile nikâhsız birliktelik,% 5 ile milli değerlerden uzaklaşma,% 2,3 ile bireysel egoizm,% 2,1 ile şans oyunları. Gelmektedir.
Manevi değerlerden uzaklaşma yer alırken hemen ardından Madde Bağımlılığı, nikâhsız birliktelik, milli değerlerden uzaklaşma, bireysel egoizm ve şans oyunları gelmektedir.
Bu bağlamda; sözde dindar gençlik yetiştirme iddiasında olan hükümetin bu tehlikelere karşı önlem almak şöyle dursun, devlet eliyle milli piyango adı altında şans oyunları oynatıp, zinayı suç olmaktan çıkararak nikâhsız birlikteliği meşrulaştırdığını, AB kriterlerine göre müfredatı hazırlanan eğitim sistemiyle birlikte milli ve manevi değerlerden gençliğin uzaklaştırıldığını görmekteyiz. Bunun yanı sıra çeşitli vesilelerle hatta milli bayramlar da dahi kültürel programlar yerine, gençlik şölenleri adı altında gençliğe popüler kültüre hizmet eden, yozlaşmaya neden olan programlar Hükümet ya da Kamu kurumları eliyle düzenlenmektedir. Yine aynı gençlerin % 76’sı sahibi olmadığında onları en çok mutsuz edecek olan nedir sorusuna, “kurulu bir aile yapısı” olmaması cevabını verirken, % 17 si de iş bulamamak diye cevaplamıştır.
Gençler 6-7 yaşından itibarinden eğitim alıp aldıkları bu eğitimin meyvelerini toplayamamaktan rahatsızlar. 2006 Türkiye’sinde ilk defa aralarında İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler, Gazetecilik, Jeoloji Mühendisliği, Marmara Uluslararası İlişkiler ve Mühendislik mezunlarının da bulunduğu gençler, Diplomalı İşsizler Derneği'ni kurmuştur. Böyle bir girişim, yıllarca okuyup diploma aldıktan sonra istihdam edilemeyen gençlerimizin haklı serzenişin en büyük ispatıdır
Hayat doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, faydalı ile zararlının, adaletle zulmün mücadelesinden ibarettir. İslam sadece Müslümanlara değil bütün dünyaya huzur ve barış getirecek değerleri bünyesinde taşımaktadır. Gençler de bu barışın teminatıdır. Barış, kardeşlik, sevgi, adalet ve huzur tüm insanlığın ortak talebidir. Müslüman gençlerin de bu değerleri taşımaları bir zorunluluktur. Taşıdığımız bu sorumlulukların aksine bugün bütün insanlık bir buhranın içindedir. İslam coğrafyası ırkçı emperyalistlerin elinde kan gölü haline çevrilmiştir. Ayrıca işsizlik, açlık, insan hakkı ihlalleri ile dünya gençliği bunalıma sürüklenmektedir. Bunalımdan çıkmak ancak ve ancak Saadet Partisi iktidarı ile mümkündür.
Milli görüşün tek temsilcisi ve ülkemizin en köklü siyasi partisi olan Saadet Partisi’nin İl Kadın Kolları Gençlik komisyonu olarak, tüm insanlığa Adil Bir Düzen ve Yeni Bir Dünya kurabilmek için, takatimizin sonuna kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz. Temsilcisi olduğumuz genç kardeşlerimizi de gençliğinin sorunlarının çözümü, ülke ve dünya insanının kurtuluşu için Milli Görüş’e Saadet Partisi çatısı altına bizimle beraber aktif siyaset yapmaya davet ediyoruz.
Çok yakın bir gelecekte, Saadet İktidarında, tüm gençlerimizin bir meslek ve iş sahibi olduğu, geleceğe ümitle bakan, hakkın tesisi için çalışan, menfaatleri uğruna değil idealleri uğruna fedakârlık yapan gençler yetiştiren bir Türkiye temenni ediyor, gençlik haftanızı kutluyoruz. Ayrıca İstanbul ‘un fethinin 560. yıldönümünü de bu vesileyle kutlayıp, milletimizin şanlı tarihinin en büyük şeref ve zaferlerinden olan Feth-i Mübin’in en büyük sembollerinden Ayasofya’nın zincirlerinin en kısa zamanda kırılarak, cami olarak ibadete açılmasını temenni ediyoruz.
Basın açıklamamıza gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz.
Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları
Gençlik Komisyonu
SİVİL HABER
