MİT’in içinde bir grubun sadece CHP için görevlendirildiğini biliyoruz. CHP içinde karışıklık çıkarmak ve daha bir sürü başka şey için yapıldı bu görevlendirme...
CHP ile ilgili verilen talimatlardan biri şöyle: ‘CHP Alevilerin ve Kürtlerin partisidir’ algısını yerleştirmek için mücadele edecekler, bu çabayı gösterecekler...
Saray olayını gizlemek için Dersim’i gündeme getirdiler...
Ancak birinin de çıkıp CHP’nin görüşlerini anlatması lazımdı, Sezgin Bey anlattı...” demiştir...(1)
Kılıçdaroğlu’nun parti içerisinde en yetkili ve etkili adamı, CIA’nın yan kuruluşu Stratfor’un 705 kod numaralı elemanı, PKK’nın avukatı Sezgin Tanrıkulu’nun CHP’yi karıştırdığını gizlemek için, MİT’in CHP’yi karıştıracağı ileri sürülerek, ortalığa toz duman üfleniyor!..
Kılıçdaroğlu, yukarıdaki açıklaması ile aynı zamanda Sezgin Tanrıkulu’nun, CHP adına dilediği özrü de sahipleniyor...
Y-CHP, Muharrem ayında, “aşure partisi" düzenleyen örgütlerine ses çıkartmamakla, kurumsal olarak “Kürt Açılımı"na açık çek verip, Öcalan’ın sözcülüğünü yapmakla, zaten kitle partisi olmaktan çıkartılmıştır. Kılıçdaroğlu ekibi Atatürk’ün CHP’sini adeta Kürt ve Alevi partisi haline dönüştürmüştür... Ulusal istihbarat örgütümüz olan MİT’in, bu konuda algı yerleştirmesine ihtiyaç kalmamıştır!..
20 Ağustos’da Birgün gazetesine konuşan CHP’yi dönüştürme görevlilerinden Rıza Türmen: “Hem ulusalcı hem solcu olamazsınız” (2) diyerek
Kılıçdaroğlu, bu iki açıklama ile solcu olarak görmediği “Ulusalcı"ların, MİT içerisindeki bir kanadın kontrolünde ve bundan böyle gösterecekleri tepkileri de peşinen o kanadın yönlendirmesi ile yapılacakmış gibi ilan ediyor!.. Bu şekilde, genel seçimler öncesinde Y-CHP’nin yürürlükteki Program’ına aykırı söylem ve eylemlerinin eleştirilmesinin önünü kesmek istiyor...
Y-CHP’nin Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ise, Kılıçdaroğlu’nun verdiği ödevi Erzurum’da yaptı... CHP İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında Kılıçdaroğlu için: "Peygamber soyundan gelen, Kureyşan Aşireti’nden (3) gelen, dini bütün, İslamiyet'i çok iyi benimsemiş, Seyit soyundan (4) geliyor. Seyit sülalesinden geldiği için de genel başkanımız, dini bütündür, ibadetini evinde, Allah'a karşı yapar" diyerek, (5) Kılıçdaroğlu’nun yeniden yorumlayacağını söylediği “laiklik ilkesi"ne gerçekte bağlı olmadığını da vurgulamış oluyor!..
Hazreti peygamberin (kızı Fatıma’nın Ali’den olan) torunlarının soyundan geldiği iddia edilen Kureyşan aşireti’nin ve bu aşirete mensup Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk kökenli olmadığını, Arap kökenli olduğunu da bu açıklamadan anlamış bulunuyoruz... Yoksa Hz Ali mi Türk’tü?..
Bu yeni tartışmalardan; Kılıçdaroğlu’nun mensup olduğu Kureyşan aşireti’nin Dersim İsyanı’nın baş aktörlerinden olduğunu, Dersim İsyan’ı sırasında; kendi çocuklarını boğarak (6) Munzur’a attıklarını, kadınları ve kız çocuklarını tatlı canlarını kurtarmak için kalkan olarak kullandıklarını, daha sonra da bu insanlık dışı suçlarını Türk ordusunun üzerine attıklarını öğreniyoruz...
Dersim İsyanı’nın arkasında dış güçlerin bulunduğu, isyana karışan aşiretlerin düşmanlarımızın piyonu olduğu bütün kanıtları ile ortaya çıkmış (7) olmasına rağmen, Kılıçdaroğlu’nun “Ben bu işin mağduruyum” (8) diyerek, buihaneti sahiplenmesinin itiraf olduğuna kuşku yok. Dersimli Kemal’in bu konuda ısrarla ve inatla bilgi kirliliğine devam etmesini ise, küresel güçlerin kendisine verdiği;CHP’yi bitirme ve Atatürk’ü itibarsızlaştırma görevinin bir parçası olarak kabul etmek gerekir!..
CHP’li ulusalcı milletvekillerinin genel merkezin insafsız ve akıl almaz baskısı altında olduğu tartışmasızdır. Büyük olasılıkla önümüzdeki seçimlerde aday da gösterilmeyecekler!..
CHP’nin 6 ok’undan ikisi; demokrasinin olmazsa olmazı “Laiklik ilkesi” ile milli bütünlüğümüzü sağlayan “Milliyetçilik (Ulusalcılık) ilkesi", bu bilim ve akıl dışı tartışmalarla başlatılmış bulunmaktadır...
Bu yüzden, önümüzdeki günlerde çok tartışılacağı anlaşılan “ulusalcılık” ve “solculuk” kavramlarının ne anlama geldiğini anımsatmak, hafızalarımızı tazelemek gerekir. Bu iki kavram Rıza Türmen’in söylediği gibi, gerçekte birbiri ile çelişiyor mu?..
Kemal Kılıçdaroğlu, Rıza Türmen ve “Yeni CHP"lilere batan:
Ulusalcılık: Atatürk'ün öngördüğü; tam bağımsızlığı, küreselciliğe veemperyalizme karşı olmayı, ulusal sanayinin geliştirilmesini, dışa bağımlılıktan kurtulmayı, devletin temel kuruluş ilkelerine bağlı kalmayı, emeği savunmayı, ulusal çıkarlarımızı her zeminde korumayı, ulusal davalardan ve diplomasideki kırmızı çizgilerden taviz vermemeyi ve ülkenin iç işlerine yabancı devletlerinkarışmamasını esas alan siyasi düşüncedir... (9)
Solculuk ise: Sosyal eşitsizliği kaldırmak isteyen, maddiyatın ve sosyal adaletin eşit dağılımını öngören, sosyal eşitsizliklerin sınıfsal nedenlerden kaynaklandığına inanan, çelişkileri emek düzleminde çözüleceğini savunan ve her türlü sümürüye karşı duran siyasi bir kavramdır... (10)
Görüldüğü gibi "ulusalcılık" ile "solculuk" kavramlarının çeliştiğini söylemek akıl dışıdır...
Tam aksine, solcu olmanın birinci koşulu ulusalcı olmaktan geçer...
Ulusal kurtuluş savaşlarında ulusalcılığın itici gücü ve ilerici niteliği inkar edilemez!.. (11)
Maddi varlıkların ve adaletin eşit dağılımı, ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin de kuruluş ilkelerinin başında yer alan; demokratik hukuk devletinde
Programına bağlı kalmayan, söylemlerinde ise; ulusal sanayiyi geliştirme, ulusal çıkarlarını koruma ve dışa bağımlılığı en aza indirme bulunmayan "Yeni CHP"nin, solcu olduğu iddia edilemez!..
Küresel sermayenin desteğini alarak iktidara gelmeye çalışan Y-CHP, AKP'nin yedeği durumundadır ve kötü bir taklitidir denebilir!..
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1) //cep.hurriyet.com.
(2) //www.ulusalkanal.
(3) //tr.wikipedia.org/
(4) //www.ehlibeyt-alevi-
(5)//www.cumhuriyet.com.
(6) //www.youtube.com/
(7) //www.guncelmeydan.
(8) //www.chp.org.tr/?p=
(9) //tr.wikipedia.org/
(10) //tr.wikipedia.org/
(11) //webftp.gazi.edu.
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2014, 17:08