İşçi Partisi, "Atatürk"de birleşelim" teklifini ortaya atınca, Kılıçdaroğlu paniğe kapılmıştı. TGB'nin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına karşı, alelacele "Mustafa Kemal'in yurttaşlarıyız" ortaya atmışlardı. Besbelli askere ve Atatürk'ün askeri olmaya kökten karşıydılar!.. Başarılı olamadılar tabi. CHP tabanını küstürmek işlerine gelmiyordu. Dersimli Kemal, bu yüzden Bağdat Caddesi'ndeki Cumhuriyet Yürüyüşü'nde, 37 kez "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırmak zorunda kaldı...(1)
İşçi Partisi, bugünlerde "Altı Ok'ta (2) birleşelim" çağrısını yapıyor. Bu öneriden sonra da PKK'ye göz kırpan "Öcalan'ın Kemali"nin yine ödü kopuyor... Atatürk'te birleşemeyen Yeni CHP'nin, Altı Ok'ta birleşmesi imkansız gibi bir şey...
Y-CHP'nin asli görevi: Altı Ok'u yeniden yorumlayarak, ortadan kaldırmaktır. Dersim yalanları ile Atatürk ve İnönü'yü katil ilan edip, itibarsızlaştırmaktır...
ABD'nin Ortadoğu'da dilediği gibi at koşturmasının önündeki en büyük engel TSK'dır. TSK ise, gövde olarak tıpkı CHP gibi, Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır. Yönetim kademelerine işbirlikçiler getirilmedikçe, bu iki engelin aşılması olanaksız gibidir. Bunu çok iyi bilen küresel güçler; TSK'ya kumpas, CHP'ye de kaset operasyonu yaptılar...
Bu gerçeği görüp, kabul etmeden, yapılacak olan analizler hiçbir işe yaramazlar!..
ABD'li askerlerin başına çuval geçirerek, Süleymaniye'nin intikamını alan TGB'li gençlere, kol kanat geren İşçi Partililer olmasaydı, bazı temel kavramları yorum yoluyla genişleterek sulandırmak çok kolay olacaktı!..
İşte bu nedenlerle Y-CHP, enerjisinin çoğunu yeni kadroları ile Altı Ok'u yorumlamaya ayırdı:
Çok kötü şekilde istismar edilip kullanıldıkları için, Y-CHP'de kısa süre içerisinde yıpranan kadroların yerine, yenileri alınarak vitrin güncelleniyor. Bu şekilde Y-CHP'nin ömrü de uzuyor tabi...
Şimdi görev sırası; Genel Başkan Yardımcılığına getirilen Selin Sayek-Böke'ye geldi. Hanımefendi, "Türkiye'nin bunalımdan çıkış yolunun güler yüzlü liberalizmden geçtiğini" söyleyerek, CHP'nin Altı Ok'unun "Devletçilik İlkesi"ni yeniden yorumlamaya çalışıyor!..
Önceki haftalarda, tetikçilerine Peygamber soyundan geldiğini söyleterek, bir "Seyit" olduğunu iddia eden Dersimli Kemal, "Türkiye'de laiklik tehlikede değildir", "Türbanı biz çözeriz" diyerek, "Laiklik İlkesi"ni yeniden yorumlamaya kalkışmıştı!..
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Ekmeleddin'i "çatı adayı" göstererek, halkı sandık dışında bırakan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın birinci turda seçilmesinden, yinehalkı sorumlu tutuyor. Adeta sürgün cezasına çarptırılan CHP tabanı, Yeni CHP yönetimin, "halk iradesi" ile alay etmesine bir türlü alıştırılamıyor. "Halkıçılık İlkesi" de bu şekilde yeniden yorumlanıyor!..
"Milliyetçilik=Ulusalcılık
Yeni CHP'nin parlatılmış Genel Başkanı Dersimli Kemal, egemenliğin ve iktidarın kaynağını, halkta arayacak yerde, Amerikan elçileri ile otel odalarında baş başa gizli görüşmeler yaparak, küresel güçlerde aramaya devam ediyor. Bu şekilde "Cumhuriyetçilik İlkesi"ni de yeniden yorumluyor!..
Atatürk'ün partisini kaset operasyonu ile ele geçiren Dersimli Kemal ve TESEVCİ arkadaşları, başta Gülen Cemaati olmak üzere, karşı devrimcilerle kol kola girip, yıllarca "Ordu darbecilerden temizlenmeli" mavalını okuyarak, Türk Ordusu'na kurulan kumpasta rolalmışlardır. Atatürk Devrimleri'nin en önemlisi kabul edilenÖğretim Birliği Yasası'nı kaldıran yasaya da karşı çıkmamışlar, işin sadece ihale bölümleri ile ilgilenmişlerdir. Şimdi de "Anadilde eğitim"i savunarak, "Devrimcilik İlkesini" yeniden yorumlamaya çalışıyorlar!..
Anlaşılıyor ki, küresel güçlerin Türkiye'deki memurlarına verdiği yeni taktik:Reddedilmesi imkansız gibi duran kavramları,yeniden yorumlayarak sulandırmaktır!..
Bakalım ne kadar başarılı olacaklar!..
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(2)Yeni CHP'nin yorumlayarak sulandırmak istediği Altı Ok'tan neleri anlamak gerekir?
İşçi Partisi'nin gelin üzerinde birleşelim dediği Altı Ok:Bir bütün olarak, siyasi kimliğimizin, ideolojimizin ve parti programımızın tarihsel en güçlü dayanağıdır.Tam bağımsızlık tutkumuzdur. Halkın iradesine, yurttaşın özgürlüğüne ve modernleşmeye dayalı çağdaş bir toplum olma iddiamızın, Cumhuriyet-Laiklik-Demokrasi
Cumhuriyetçilik İlkesi
Egemenliğin kaynağını ulusta bulan anlayıştır. Saltanat kavramının yıkılması vemilli iradeye dayalı devlet düzeninin gerçekleşmesidir. Tebaanın yeriniyurttaşın almasıdır...
Milliyetçilik İlkesi (Moda deyimiyle Ulusalcılık)
Irk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışının ulusal düzeyde aşılmasını ifade eder. Ülkenin sorunlarının çözümüne ırk temelinde değilyurttaş temelinde yaklaşmayı esas alır. Türkiye'nin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik tüm düşünceleri kesinlikle reddeder. Milliyetçilik anlayışımız; çoğulculuğu ve tüm yurttaşların hukuk önünde eşitliğini benimser. Bütün vatandaşların ülkenin sahibi olduğu anlayışıdır. Bu anlayış, Devletin tüm etnik kimliklere eşit mesafede durmasını öngörür. Bireysel Kültürel Haklara Saygı İlkesini savunur. Tüm yurttaşların birliğinin ve güvenliğinin,ülkenin bağımsızlığının ve egemenliğinin, Türkiye toprakları ve halkı ile bütünlüğünün koşulsuz olarak korunmasını öngörür...
Halkçılık İlkesi
Siyasal meşruiyetin temelinin halkın iradesi olduğunu kabul etmektir. Sahipsizlerin sahibi olmaktır...
Devletçilik İlkesi
Devletin halka hizmet için yapılanmasını,katılımcı yönetimi ve demokratik hukuk devletiniöngörür. Yurttaş Devlet için değil,Devlet yurttaş için anlayışının yaşama geçirilmesidir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle, Devletindüzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul etmektir...
Laiklik İlkesi
Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. İnanç ve vicdan özgürlüğününomurgası, toplumdaki farklı inançların barış içerisinde birlikte yaşamalarının önkoşulu ve güvencesidir. Cumhuriyetin, demokrasinin,ulusal bütünlüğün ve iç barışın temel değeridir. Devletin ve kurumlarının, toplumun, hukukun ve eğitimin laik olması,asla ödün vermeyeceğimiz temel kuraldır. Laiklik ilkesinin temel amacı;aklın özgürleşmesidir. Siyasetin dini istismaretmesine kesinlikle karşı çıkmaktır. Ne dinin siyasallaştırılması ne de siyasetin dinselleştirilmesi kabul edilemez. Devletin din ve inançlar karşısında eşit mesafededurmasını ifade eder. Anayasamızın değiştirilemez ve vazgeçilemez
Devrimcilik İlkesi
Ülkemizi kurtarıcısı ve Devletimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti kurarak başlattığı, çağdaş medeniyeti hedefleyen kökten değişim sürecinin devam ettirilmesidir. Çağı paylaşmadır, geleceğe atılımdır. Gençliğin enerjisini ve dinamizmini, değişimin itici gücüne dönüştürmek, gençliğin değişim ve yenilik vizyonunun topluma aşılanmasıdır...
(Bu bölüm,CHP Programı'nın 11-17. sayfalarından özetlenerek aktarılmıştır.)
SİVİL HABER
Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2014, 15:14