Futbola başka anlamlar atfediyoruz diye ‘huylananlar’ var. Bizler ‘ağlak’, romantik dilencileriz, onlar
futbol
realistleri. Peki,akşamki maçı nasıl açıklayacaksınız? Bütün dünyada spor sayfaları Khedira’dan çok Merkel’den bahsediyorsa
futbol
sadece
futbol
olarak nasıl kalacak?
Sırf ekonomi-politik de değil. Misal, hangi
Yunanistan
’ı temsil ediyor bu takım? Neo-
Nazi
Altın
Şafak’ın ‘Hellas’ını mı, yoksa son dönemlerin en heyecan verici sol hareketi Syriza’nın memleketini mi? Nitekim Syriza’lılar dün sosyal medyada
Altın
Şafakçıları sıkıştırıyordu: Bu maçta aslında kimi tutuyorsunuz? Peki ‘öbür’ takım kimin takımı? Merkel kibrinin, muhafazakarlığının mı? Öyleyse ekonomik krizde
Yunanistan
’la dayanışmayı seçen, çeşitliliğe, bir arada yaşamaya inanan Di Linke’liler (Sol İttifak) kimi tutacak? Merkez Bankaları oynamıyor ki futbolu!
Üstelik bu öyle bir maç ki, sadece
futbol
konuştuğumuzda bile kafalar karışıyor. Otto Rehagel’in çelik disiplinli
Yunanistan
’ı mı daha Alman, yoksa Löw’ün Türk, Faslı, Afrikalı, Polonyalılarla dolu nefis oyun stili mi?
Turnuvada hiç bırakmadan tutacağımı söylediğim tek takımdı Almanlar. Ama sonuç ve oyun ne olursa olsun Merkel’le aynı şeye sevinmek çok zor oldu. Tek avuntu Yunanların
futbol
anlayışı olarak Syriza’nın sevimliliğini değil,
Altın
Şafak nemrutluğunu andırıyor olmasıydı.
Maça gelirsek,
Almanya
İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yılları gibi yüklenmeye başladı. Buna mukabil
Yunanistan
’ın ‘Partizan direnişi’ başta iyiydi. Gerçi herkese çift dalan Samaras’ın (adaşının kulakları çınlasın) gördüğü kart
Altın
Şafak’ın kulaklarını da çınlatıyordu. Art arda girişimler gol getirmeyince Almanlar ekonomik değilse de psikolojik krize girdi. 32’de tribündeki Theodorakis şarkıları eşliğinde gelen Ninis’in şutu girse Avro devalüe olurdu. Tersine 39’da
Almanya
’nın golü zuhur etti: 1-0. Tek teselli, golü homofobiye karşı açıklamalar yapan muhalif kimlikli Kaptan Lahm’ın atmasıydı. Golden sonra reji Merkel’i göstermese oynanan futbola hürmeten sempati gösterebilirdik. Ama Şansölye’yi havada görünce biz de yenilmiş sayıldık.
İkinci yarı çelişkiler keskinleşti. 55’te Samaras, siyasetteki adaşının zinhar yapamayacağı şeyi yaptı ve golü attı: 1-1. Zafere Kaçış’ın kulakları çınladı. Ama çok sürmedi 61’de Faslı Khedira durumu 2-1’e getirdi. Devamında da maç 68’de Klose’nin, 74’te Reus’un golleriyle Alman işgaliyle son buldu: 4-1. Salpingidis’in golü teselli ikramiyesiydi sadece: 4-2. Velhasıl, Monthy Piton’un felsefecileri gibi Arşimet çıkıp maçı kazandıramadı. Zaten
Almanya
’da da Marx falan oynamadı. Syrizia seçimi kaybetti. Merkel sevindi.
Futbol
sadece
futbol
olarak kaldı. Daha mı iyi oldu? Tartışılır.
MAÇTAN NOTLAR
Yunanistan
takımının 2. golünü atan Salpingidis, 2012 Avrupa
Futbol
Şampiyonası'nın ilk penaltı golünü attı. Ayrıca 6 golün atıldığı
Almanya
-
Yunanistan
maçı turnuvanın en gollü maçı da oldu. Bu mücadeleye kadar en gollü maç
İngiltere
'nin 3-2 kazandığı
İsveç
karşılaşmasıydı.
KLOSE TARİHE GEÇTİ
Almanya
Milli Takımı'nın yıldız forveti Miroslav Klose,
Yunanistan
filelerini de havalandırarak,
Almanya
'nın Avrupa kupalarında gol atan en yaşlı futbolcusu oldu. 34 yaşındaki yıldız oyuncu 120. milli maçında 64. golünü attı.
MERKEL DE TRİBÜNDEN İZLEDİ
Yunanistan
ile oynanan zorlu karşılaşmayı
Almanya
Başbakanı Angela Merkel,
Almanya
Futbol
Federasyonu Başkanı Wolfgang Niersbach ve
UEFA
Başkanı Michel Platini birlikte izledi.