Fatih Terim ile çalışan her genç futbolcunun yaptığını yaptı. Çalıştı ve "Formayı ben vermem, siz benden alırsınız" diyen İmparator'dan formayı Fenerbahçe derbisinde kaptı ve bir daha da çıkarmadı. İstanbul Belediye maçında ceza sahası dışından attığı iki nefis golle Galatasaray'ın 2012 yılındaki ilk galibiyetinde baş rolü oynayan Emre Çolak, jeneriklik vuruşlarının sırrını yakın geçmişte kulübün dergisinde paylaşmıştı:
İstanbul'da Atışalanı'nda büyüyen Emre, sahalarının olmadığı semtte yokuşlu bir sokakta futbol oynuyorduk demiş ve gülerek eklemişti: "Topu yere koyduğunda yerinde durmazdı.Belki de o yüzden hareketli toplara iyi vururum. Mahalle arasında oynanan maçlarda büyüdüm, kendimden büyüklerle oynardım hep."
SCOTT PİRİ'DEN FİTNESS PROGRAMI
Yeteneği tartışılmayan ancak zayıf fiziği nedeniyle A Takım'a geldiği günden bu yana ikili mücadelelerde zorlanan Emre, Scott Piri'nin hazırladığı fitness programını uyguluyor. Piri, Emre'nin dayanıklılığını arttıracak kol ve bacak arka adalelerini güçlendirmeyi hedefliyor.
BEŞİKTAŞ'TA BAŞLADI GALATASARAY KAPTI
Atışalanı'ndan her sabah saat 6'da kalkıp Fulya'da Beşiktaş altyapısında idmanlara giden Emre Çolak'ı siyah-beyazlı kulüp, ezeli rakibi Galatasaray'a kaptırdı. Beşiktaş'ta Emre'yi takıma alan altyapı sorumlusu görevi bırakınca, Galatasaray ile oynanan maçta sarı-kırmızılı takımın altyapı sorumluları genç yeteneği ikna etti .
ARDA İLE AYNI KADER
Galatasaray, alt yapısından yetişen kaptanı Arda Turan'ı Atletico Madrid'e uğurladıktan sonra bir başka genç yıldızı Emre Çolak'ı vitrine çıkardı. Bayrampaşa'da büyüyen Arda gibi, Emre de futbola Atışalanı'nın sokaklarında başladı. Arda'dan 4 yaş küçük olan Emre Çolak, eski kaptanı gibi yakaladığı fırsatı iyi değerlendirmesini bildi. Arda, Carrusca'nın hayal kırıklığı yarattığı dönemde Erik Gerets'ten formayı kapmış ve bir daha bırakmamıştı. Emre de, bir başka yabancı yıldız Riera'nın formsuz günlerini fırsata çevirdi ve Fatih Terim'in onbirinde yerini aldı
2003'te Galatasaray'ın ilgisini çekti
Ordu'nun Mesudiye ilçesinde 1991 yılında dünyaya gelen Emre, futbol hayatına Atışalanıspor'da başladı. 2001'de denenmek için Beşiktaş'ın altyapısına gitti ve Kartal'la 1 ay antrenmanlara çıktı. 2003'te Galatasaray'ın Atışalanıspor'la oynadığı müsabakada sivrildi. Sarı-Kırmızılı idareciler, bu karşılaşmada dikkatleri çeken Emre'yi 5 top ve 20 kaban karşılığında Cim Bom'a kazandırdı. Sarı-Kırmızılıların altyapısında ve genç milli takımların bütün kategorilerinde forma giydi. Hollandalı teknik adam Frank Rijkaard döneminde A takıma yükseldi. Fiziği zayıf olduğu için iki yıl boyunca geri planda kaldı. Bu süreçte en büyük destekçisi kaptan Arda Turan oldu. Rijkaard'ın ardından Rumen Gheorghe Hagi'nin de şans tanımadığı yetenekli ismin imdadına sezon başında Galatasaray'da yeniden göreve gelen Fatih Terim yetişti. Altyapıdan yetişenlere büyük önem veren Terim, kiralık gönderilmesi gündemde olan Emre'yle birlikte Semih Kaya'nın takımda kalmasına onay verdi. Servet Çetin ve Gökhan Zan'ı kulübeye gönderen Semih'in ardından Emre de sonradan oyuna girdiği Gençlerbirliği maçında Eboue'ye yaptığı asistle formayı kaptı. Başarılı futbolcu, bu maçın ardından Fenerbahçe, Trabzonspor, Orduspor, Manisaspor ve son olarak da Belediyespor karşısında etkili bir oyun ortaya koydu.
ABD'li kondisyoner Scott Piri'yle fizik gücü yükselen Emre, taktik antrenmanlarda da Terim'in verdiği talimatlar doğrultusunda her hafta kendisini geliştirmeye devam ediyor. "Sadece antrenmanlarda değil, maçlarda da bol bol şut at." diyen hocasının uyarılarını dinleyen Emre, İstanbul Bş.Belediyespor'a uzaktan attığı iki güzel golle takımına 3 puanı getiren isim oldu. Her 90 dakikanın ardından Atletico Madrid'e giden ağabeyi Arda Turan'la gelenek haline getirdiği telefon görüşmesinde, "Aferin Emre, böyle devam et." sözleriyle moral bulan Emre, geleceğe şimdi daha güvenle bakıyor.
