Sovyetler Birliği'nin hakim olduğu 69 yıl boyunca Orta Asya'dan, Kafkasya'ya, Baltık Denizi'nden Doğu Avrupa'ya kadar pek çok ülkeyi tasallutu altında tutan Rusya bu sömürgeci anlayışını sürdürmeye devam ediyor. Tüm dünya, özgürlükleri yok sayan, Stalinist bu baskıcı anlayışın, 1991 yılında sona erdiğini düşünerek umutlanmıştı. Fakat, SSCB yerine kurulan Rusya Federasyonu'nun 1994 yılında Çeçenistan'ı işgal etmesiyle başlayan "yeni hukuksuzluk" süreci ardında 42 bini çocuk 250 bin kurban ve 300 bine yakın mülteci bırakarak devam etti. Rusya, bu mültecilerin insanca yaşayabilmelerine olanak sağlayan tüm yasal kurum ve derneklerin bu "insani faaliyetleri"nden dahi rahatsızlığını gizlemedi.

Başta Kafkasyalılar olmak üzere, mültecilerin hukuki sorunlarını gündemleştirmek ve onlara insani yardım sağlam üzere kurulmuş olan derneğimiz İMKANDER'in faaliyetlerinin engellenmesi için Rusya, bugüne kadar tehdit dahil olmak üzere her türlü yola başvurdu.

Son olarak bu yılın Mart ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne faaliyetlerimizin engellenmesi ve derneğimizin "terörle ilişkilendirilmesi" hususunda yaptığı başvuru Konseye üye İngiltere, Fransa, Lüksemburg, ABD ve Azerbaycan tarafından reddedilmiştir.



Rusya'nın yaptığı başvuruda Kavkazcenter Haber Ajansının Finlandiyalı sahibi eski Milletvekili Mikael Storsjö ve şu anda İsveç'te mülteci olarak yaşayan eski Kafkasya Gazeteciler Birliği Başkanı İsa Cebrailov'u "El Kaide Örgütü üyesi" olarak göstermesi ise bir devletin "akli muvazenesini" nasıl yitirebildiğine çarpıcı bir örnek olarak tarihe geçmiştir.

Rusya'nın bu çirkin girişimine karşı durarak, "hukukun", "mültecilerin" ve "sivil toplum"un yanında yer alan üye ülkelere, Konsey'den bu şekilde sonucun alınmasında emeği geçen tüm uluslararası İnsan Hakları kuruluşlarına, mültecilerimizin dramına bigane kalmayarak bizi destekleyen uluslararası haber ajanslarının vicdan sahibi çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Bununla birlikte, son altı aydır yaşadığımız tüm bu zorluk ve baskı dönemi boyunca sözüm ona bazı insan hakları kuruluşlarının bize "mülteci kardeşlerimizin hukukunu koruma ve direnme" telkini yerine, derneğimizi kapatmamız yönünde baskı sadedinde yaptığı telkinleri de kendi "insan hakları" anlayışlarındaki kısırlığa ve "gerçek bir sivil toplum örgütü"nün nasıl olması gerektiği hususundaki bilgisizliklerine veriyoruz.

Rusya Federasyonu'nun derneğimizin faaliyetlerinin engellenmesi konusunda ortaya koyduğu çabalar, yürüğümüz yoldaki haklılığımızı bir kez daha kanıtlamıştır. Hangi koşullar altında olursa olsun, tüm mülteci kardeşlerimizin sorunlarını gündemleştirmeye, savaş mağduru dul ve yetimlerimizin yanında yer almaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Murat Özer
İMKANDER Genel Başkanı

SİVİL HABER