SUSAYAN GÖNÜLLERE “İNSANÎ ve SOSYAL GELİŞİM”
“İnsan hayatı” diyerek söze başlamak istiyorum. Malum hayat, biz insanlara sunulmuştur. Fakat insan olarak bizler bu ikramı nasıl algılıyoruz?
Hayata ve insana dair merak edilen o kadar çok soru ve meselelerimiz var ki? Bu soruların bir kısmını İnsanî ve Sosyal Gelişim Uzmanı Dr. H. Emin SERT’e sorduk. İnsana ve sosyal hayata kültürel kodlarımızdan beslenen, farklı bir sistematiği soru ve cevaplarla takdirinize sunuyoruz.
1. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız Emin Bey? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz ve nerede çalıştınız?
1967 yılında Ordu-Perşembe'de fani hayata gözlerimi açmışım. 1972 yılında 8 ay Hollanda'da kaldım. İlkokulu köyümde, ortaokul ve liseyi Samsun'da tamamladım. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi sonrası İstanbul'da 3 yıl özel dersler aldım. 1992-95 arası öğretmenlik yaptım. 1995-2009 yıllarında Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştım. Doktoramı Ondokuz Mayıs Üniversitesinde tamamladım. Vatani görevimi danışmanlık ve rehberlik hizmeti ile değerlendirdim. Halen insani ve sosyal gelişim anlayışımın gereği Samsun İl Müftülüğünde Eğitim Uzmanı görevini yürütüyorum.
2. Bize çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Bugüne kadar ne tür yayın ve çalışmalarınız oldu ve bunlar nasıl ilgi gördü?
Çok fazla eser vermedim. Şimdilik benim için temel bir çalışma olan "Kur'an'da İNSAN Tipleri ve Davranışları" kitabım yayınlandı, 3 baskı yaptı. Gazetelerde "Hayatın Akışı" dergilerde "Hayat Sermayesi" Televizyonda "3.GÖZ'den HAYATIMIZ" gibi çalışmalarım oldu. Akademisyen olarak bilimsel yayınlarım farklı dergilerde yayınlandı. Türkiye ve Avrupa'da eğitim, gelişim, rehberlik temelinde birçok konferans ve seminerler verdim ve veriyorum. Şu an mayalanma sürecindeki yaklaşımlarımı www.eminsert.org adresinde paylaşıyorum. Günlük 1000 civarında ziyaretçisi oluyor. 700 bine yaklaşan bir ziyaretçi sayısına ulaştık.
3. İnsanı ve Sosyal Gelişim Uzmanı unvanı taşımaktasınız. Bunun anlamı nedir? İnsanı ve sosyal gelişim ne demek? Bu gelişimi önemseyen insanlar neler kazanır?
"İnsanı ve Sosyal Gelişim" bizim vatani görevdeki danışmanlığımız esnasında insanların dünyasında seyahat dediğim çalışmaları yaparken kendime sorduğum "Biz kime ne verdik, ne istiyoruz?" sorusuyla başladı. Sahanın üstadı Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu ile yaptığım iki saatlik özel görüşme sonucu "Siz bu sahada ekol olursunuz" teveccühü ve daha yaptığım bir çok profesyonel görüşme ile sorumluluğa dönüştü. 10 yıldır dünya çapında kendimce yürüttüğüm iletişim, paylaşım ve canlı kitaplar ile mayalandı.
İnsanı ve Sosyal Gelişim; İnsani Gelişim, Ailevî Gelişim, Kurumsal Gelişim, Toplumsal Gelişim ve Küresel Gelişim gibi, beş temel başlıktan oluşmaktadır. Bunların her birinin kendi içinde açılımları vardır. Amatör birruhla oluşan www.insgem.com sayfamızda ilgilenenler için detaylar vardır.
Sayın Emin Bey, İnsanî ve Sosyal Gelişim Merkezi İnsgem marka tesciliyle farklı çalışmalar yapıyorsunuz. Bilginin hayata taşınması, canlı kitapları okumak ve yazmak, Herkes için sürekli eğitim, nesiller arası iletişim, bilgi ile tecrübenin buluşturulması, etkili öğrenme diye birçok konu üzerinde yoğunlaşıyorsunuz. Peki, neden İnsanî ve Sosyal Gelişim sizin için bu denli önemli? Hayatınızı insanlık ve gelişime adamak neden?
E- Her canlının yaratılış gayesi ve bu gayeye ile buluşma varoluş sebebi vardır. İnsan sevgi,saygı,iyilik ve kötülüğün en mühimi dünyanın hizmetine sunulan en özel ve değerli irade sahibi olan tek canlıdır.
Sayın, Emin Hocam, İnsan için en önemli şey nedir sizce? İnsan denildiğinde ilk aklınıza gelen özellik nedir?
Fıtrat, yaratılış ve insan tabiatıyla ilgili temel bir kavramdır. Temel kavramların tarif ve çerçeveleri iyi belirlendiğinde, iletişim ve anlaşma kolaylaşır.
İnsan fıtri olarak inanma, bağlanma, değerli olma ihtiyacındadır. Ben bilinci sonrası belirecek ihtiyaçların karşılanması, kişisel bütünlüğü de etkilemektedir.
Fıtrat, insanın özündeki yaratılış şifresi ve ilahi imza gibidir. İnsan farklı eğilimlerle değişik yönelimlerde bulunsa da belli zamanlarda öze dönüş ve yeniden dirilişi yaşayabilmektedir.
FARKLI EĞİLİMLER VE ÖZE DÖNÜŞ DİYORSUNUZ İNSANIN ÖZÜ İNSANI AYAKTA TUTAN ŞEY NEDİR?
Maneviyat, insanı ayakta tutan hayata bağlayan bir değerdir. Çünkü insan gönül dünyasıyla mana kazanır, var olur, huzur bulur. Daraldığımızda bir tutunacak dal, sığınacak bir liman ararız. Öyle zaman olur ki, ana, baba, eş, sevgili, arkadaş, kardeş çare bulamaz derde... İşte bu noktada hakiki sığınak gelir akla, O'na yalvarmak, onunla manevi irtibat kurmak ve huzura ermek. Bunun için rehber gerek.
Aslında o rehber hep var, biz farkında olmasak da. Bazı hakikatleri algılamakta zorlansak da. Özümüze bir dönebilsek, kulağımızı tıkarcasına kendimizi mahkum ettiğimiz gürültülerden uzaklaşıp derunumuzdan gelen sesi duyabilsek, fıtratla buluşabilsek... Manevî danışmanlık, bu noktada devreye girer. Ehil eller ve diller ile yol alır, kemâlat yolunda ilerler. İnsanın hayat yolunda gidişatı tek düzen ve çizgide midir?
Hayat devam ettiği müddetçe insan inişli ve çıkışlı yolda devam eder.
"Yerinde Çözüm" Kişinin ihtiyaç ve beklentilerine, kendi gerçekleriyle çözüm üretmeye odaklıdır. Dünya hayatının merkezinde insan var. Ama bazen insan eder kendine dünyayı dar. Kişi yapmalı kendine iyilik ve güzelliği medar (dayanak noktası). Benim de birkaç sözüm var.
Karşılıklı konuşmayla açıldı bu fasıl, Bir okuyup bakınız nasıl?
a- Dünya huzur vermiyor.
b- Dünyayı biz çevirmiyoruz. Önemli olan ayakta durabilmek, dünya kıyamete kadar döner. Sen kendine huzur ver.
A- Bazen güler, bazen ağlarım. Huzurum olmadı, bundan sonra da olmayacak, içim de kanayacak hep.
B- Buna hakkın yok, dinlemezsen olmaz, sana başkası çok da fayda vermez. Zira geçmezse söz, incinir öz.
Bu iletişim yazdırdı bu satırı, Bilmem var mı hatırı...
Kişi kendisiyle yüzleşebilmeli, Rabbinden, etrafından hatta kendinden özür dileyebilmeli. Bu yapılabildiğinde bazı şeylerin değiştiğini görebilir.
Sayın Emin Hocam kişinin kendinden özür dileye bilmesi diyorsunuz bu nasıl meydana gelmeli?
Değişim özden başladığı zaman olunur hür, insanın içi dolar huzur. Ağlamak temizler özü ve gözü, Allah için ağlayabilenin huzur dolar içi, nurlu olur yüzü.
Huzur, kişinin içinde bulunduğu durumu iyi algılayıp değerlendirmesi ve şükür bilinciyle hareket etmesine bağlıdır. Varlık içinde yokluk çekenler, sağlığın ve nice nimetlerin değerini bilmeyenler huzur bulamaz.
Huzurlu bir dünya için, kendimiz, ailemiz, iş arkadaşlarımız, akraba, komşu ve dostlarımızın kıymetini bilelim. Nitelikli vakit geçirme zeminleri oluşturalım. Varlık sebebimize uygun ürün ve eserler ortaya koyma yolunda gayret gösterelim.
Huzur insanın iç dünyasındaki dengeyle erişilebilen bir değerdir. Her birimiz o dengeyi sağlayabildiğimiz ölçüde daha huzurlu ve mutlu olabiliriz.
İnsan, fıtrat ve kişinin iç huzuru derken konumuz kişinin hayatta var oluşunun ve hayat boyu devam eden yolculuğundaki en önemli ihtiyacı olan iletişime geldi en önemli iletişim olan kişinin evvela kendi ile iletişimini ruhumuza işleyen anlam ve değer yüklü sözlerinizle izah ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İletişim başlı başına bir mevzu diyorsunuz sizin değerli yorumunuz ile iletişim konusu ile bir dahaki yayınımızda buluşmak dileğiyle…