Dün kimin askeri oldukları belli olmayan bir takım silahlı kişilerin işgali ile hava alanlarına el koyulmuştu.
Türk uçağı işgal altındaki alana inememiş İstanbul'a yolcuları ile geri dönmüştü.
Türk dış işleri hareketlenmeler yaşamış bakan Davutoğlu ülke dışında olduğu halde Ukrayna kargaşasını yerinde görmek amacı ile olayların merkezine gitmişti.
Gelişmeler kaygı verecek duruma gelince başta AB parlamentoları olmak üzere Türkiye arka arkaya mesajlar vererek ülkenin toprak bütünlüğüne müdahale bölgede telafisi zor problemlerin olacağını ifade ediyordu.
Gelinen nokta Rus silahlı kuvvetlerinin Ukrayna’yı fiili olarak işgal altına aldığının ortaya çıkması oldu.
Dünya bu gelişmeyi yakından takip ederken Rus parlamentosundan Putin için Ukrayna’ya asker çıkarma yetkisinin verilmesi.
Aslında Putin alınan kararı beklemeden askerini tatbikat amaçlı o bölgeye çıkarmıştı zaten.
Kırım kaderine terk edilmemeli.
Rus politikası ile kırım tatar Türklerinin yaşadığı bu bölge önce Rus asıllı insanlarla nüfus arttırılmış Rus yanlısı Ukraynalılarla takviye sağlanarak nüfus oranları değişimi gerçekleşmiştir.
Bu durum hiçbir dönem Türkiye tarafından ciddi anlamda gözlemlenememiş kırım ile ilgili bir politika üretilmemiştir.
Gelinen nokta ise kırım özerk bölgesinin %58 Rus %24 Ukrayna ve bölgenin gerçek sahibi kırım tatar Türklerinin nüfusu ise %12 olarak kalmıştır.
Bu sinsi tuzak ile stratejik konuma sahip dün ‘Sivastopol önünde yatan gemilerimiz’ derken, bugün o limana uluslararası izin ile girilebilecek şekle dönüştürülmüştür.
Bu oyun burada bitmiyor.
Gelinen nokta çoğunluğa sahip Rus yanlısı iradenin kırım bölgesinin Rusya’ya bağlanması oyunudur.
Ülkemizde girilen yerel seçim kazanma yarışı arasında Ukrayna’nın unutulmaması temennisi ile kalın sağlıcakla.
