Tarih sahnesine büyük zaferlerle çıkan 6 asırlık çınar Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesi de yine kendine yakışır iki büyük zafer ile olmuştur.
Bu başarılardan biri Çanakkale zaferi, diğeri kut-ül amare zaferidir. Çanakkale zaferi dünya milletlerinin gözü önünde cereyan etmiş, hafızalarda yer etmiştir ve unutulması imkânsız hale gelmiştir. Çanakkale gibi büyük bir başarı olan kut-ül amare zaferi Nato’ya girdiğimiz 1952 yılından itibaren unutturulmuş bir daha kutlanmamıştır, hatta tarih kitaplarından çıkartılmış ve milletin hafızasından silinmiştir. 1. Dünya Savaşı’nın en önemli muharebelerinden biri olarak bilinen Kut-ül Amare Muharebesi, Osmanlı ordusunun Çanakkale’den sonra İngiliz birliklerine karşı vurduğu büyük bir darbedir. İngiliz kuvvetleri ile Osmanlı arasında geçen ve 29 Nisan 1916’da Osmanlı’nın kesin zaferi olarak sonuçlanan Kut-ül Amare muharebesi, 98 yıl önce İngiliz kuvvetleri ve müttefiklerine karşı kazanılan ve 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlanan Kut-ül Amare zaferi 1. Dünya Savaşı’nın en önemli muharebelerinden biri olarak, Osmanlı ordusunun Çanakkale’den sonra İngiliz birliklerine karşı vurduğu büyük bir darbedir.
İNGİLİZ BİRLİKLERİ TAMAMEN ESİR ALINDI
Kut-ül Amare, Dicle Nehri kıyısında Şattülarap kanalı ile birleşen Basra Körfezi’nin kuzeyinde, Bağdat’ın güneyinde bulunan bir kasaba. Şehrin yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve 13 bin İngiliz askerinin tamamının esir alınmasıyla bitti. (Kut-ül Amare Zaferi’ni anlatan karikatür)
NATO’YA GİRİNCE ZAFER UNUTTURULDU
Kut-ül Amare zaferi, 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak Türkiye’de kutlanmaya devam etti. Ancak Türkiye NATO’ya üye olduktan sonra İngilizler’in baskısıyla bu bayramı kaldırdı. Hatta İngiliz baskısıyla bu zafer ve bayrama yönelik tarihi bilgiler, okullardaki tarih kitaplarından bile silindi, unutturulmak istendi.
KUT-ÜL AMARE MUHAREBESİNDE NELER OLDU
İngilizler Kut’u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçtiyse de 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi’nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede geri çekilme emrini veren 9. Kolordu Komutanı Miralay ‘Sakallı’ Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa’nın kendisinden bir yaş küçük amcası olan Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi’nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi’nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. Ancak 8 Mart 1916’da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu’ya hücum ettiyse de 3.500 asker kaybederek geri çekildi. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi. 19 Nisan 1916’da 6. Ordu Komutanı Mareşal Von der Goltz Paşa, Bağdat’ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, yerine Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi. 29 Nisan 1916 Townshend birlikleri diğer 13 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte Osmanlı Kuvvetleri’ne teslim oldu. Bu tarihi zafer üzerine Altıncı Ordu Komutanı Mirliva Halil Paşa, ordusuna şu mesajı çekiyordu
BUGÜNE KUT BAYRAMI NAMINI VERİYORUM
Halil paşa kut zaferi üzerine 29 Nisan 1916 Tarihli günlük ordu emrinde şu tarihi notları düşüyordu:
ORDUMA
Arslanlar!..
Bugün Türkler'e şerefü şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında sühedamızın ruhları şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
Bize ikiyüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azametine bakınız ki, binbeşyüz senelik İngiliz Devleti'nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir.
İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale'de, ikinci vakayı burada görüyoruz.
Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler, tebarekeler, fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayatı ulviyatta, semevatta kızıl kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar."
Mirliva Halil
Altıncı Ordu Komutanı
29 / nisan / 1916- Bağdat
Sonuç olarak; Kutü'l-Amare Muharebesi; Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nun zor şartlar ve imkânsızlıklar içerisinde, Çanakkale'den sonra İngilizlere karşı kazandığı ve bir tümeni bütün personeli ile birlikte esir aldığı eşsiz bir zaferdir, aynı zamanda Osmanlı Devletinin kazandığı son zafer olmuştur. Böyle bir zafere imza atan bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ederken, bu önemli zaferi hatırlamak ve hatırlatmak, tarihçi, yazar, araştırmacı, gazeteci, akademisyen, siyasetçi, devlet adamları gibi bizimde ecdadımıza karşı bir vazifemizdir.
Şener Mengene
Araştırmacı-Yazar-Stratejist