Uzun yıllardır yaşamış olduğum sosyal medya birlikteliğimiz, arkadaşığımız, dostluğumuz son yıllarda maalesef düşmalıkların körüklendiği bir hal almaya başladı.
Yıllardır arkadaşlık kurduğumuz, güzellikleri paylaştığımız Facebook, Twitter ve sosyal medyada ki diğer alanalrımızı paylaşırken, yaşarken kimsenin siyasi görüşüne bakmadan; dil, din ve ırk ayrımına tabi tutmadan, ülke bölge ve cinsiyet ayırımı göstermeden iletişim kurduk iyi güzel anlarımızı yaşadık. Bazan hüzün dolu, ölüm, hastalık ve kaza haberlerimizi ve sıkıntılarımızı paylaştık. Gün geldi nişan, düğün, evlilik, doğum, sünnet gibi güzelliklerle mutlu anlarımızı paylaştık. Özel günlerimizi, doğum günlerimizi, kutladık, dini ve resmi bayramalrımızı yaşadık paylaştık. Türkülerimizi, şarkılarımızı, fıkralarımızı yaşadık hep birlikte. Gün geldi tatlı spor atışmalrımızı, tatlı siyasi atışmalarımızı, espirilerimizi, projelerimizi, umutlarımızı ve korkularımızı paylaştık güven ve saygı içinde.
Sosyal medya gün geldi ateşli atışmaların, belki şiddetli tartışmaların mecrası oldu ama hiç bir dönem ve dünyanın hiç bir yerinde Türiye’de ki son yıllardaki kadar acıtan bir konuma gelmemiş, hiç bu kadar kışkırtıcı bir hal almamıştı.
Anayasamızda çok açık ve net yazıyor: hiç kimse kimsenin siyasi, dini ve etnik görüşünü, sorgulayamaz ve açıklamaya zorlanamaz.
Ben, buradan bir kez daha duyurmak ve hatırlatmak istiyorum.
Ben, Müslüman ana babadan doğma, Oğuz Türklerinin Avşar Boyundan Mahioğlu akrabasından yüzde yüz Türk oğlu Türk Rize’nin Derepazarı ilçesi Çukurlu köyünde dünyaya gelmiş, Milli ve Manevi değerleri benimseyen, Türkiye Cumhuriyetinin onurlu bir bireyi Müslüman bir Türküm.
Türk ve Müslüman olmam kimseye karşı bir üstünlük ve farklılık kazandırmayacağını biliyorum. Üstünlüğün, ancak takvada olduğunu bilen birisi olarak.
Maalesef son yıllarda siyasi düşüncelerimiz, farklı siyasi tercihlerimiz ve eleştirilerimiz yüzünden;
Müslümanım diyen camialardan,
Türküm diyen camialardan,
Rizeliyim, Karadenizliyim diyen hemşerilerimizden,
Derepazarlı ve hatta Köyümde ki tanıdık, arkadaşlarımızdan, Müslüman ve Türk Milleti olduğunu iddia eden kişilerden ağıza alınmayacak galiz küfürler, hakaretler, tehditler aldım, almaya da devam ediyorum.
Sosyal medyadaki paylaşımlarımı beğenmeyip, itiraz eden, medeni ve insanı bir şekilde eleştiren, bilgi ve belge eşliğinde yorum yapanlara sözüm yokur. Hiç bir zaman da olamaz.
Sözüm; Vatan hainliğinden tutun da Müslüman ve Türk düşmanlığından dem vuran eğitimsiz, bilgisiz, edepsiz, ahlaktan, imandan, irfandan, izanda, siyasi etikten, yoksun, sözde Müslüman, sözde Türk olduğunu iddia eden biçare insanalara ve düşünmeden, okumadan üretmeden beynini ve bedenini kiraya verenleredir.
Bu ahkalsız eylemleri yapan ve yapmaya çalışan insan müsveddeleri;
Eğer sizler Müslümansanız, ben o dinden değilim,
Eğer sizler Türkseniz, ben Türk değilim,
Eğer sizler Rize’li iseniz ben Rize’li değilim
Eğer sizler İnsansanız ben İnsan değilim...
Paylaştığım haber ve yazılara ahlak dışı yorum ve hakaretler yapanlara son çağrımdır. Bilgi birikim ve edepten yoksun olabilirsiniz; ama en azından kimsenin haklarına tecavüz etmeden usulca arkaşlığınızdan çıkartıp, gidin sayfalarımdan.
Sizler, bu dünyanın baki, tapındığınız insanların ölümsüz, makamlarınızın ve saltanatlarınızın altınzıdan kayıp gitmeyeceğini mi sanıyorsunuz?
Sizler, hangi hakla insanları etnik, dini ve mezhepsel ayrılığa tabi tutup siaysi çatışmaların, merkezi haline getirmeye çalışıyorsunuz?
Benim inancımdan, siyasi görüşümden, memleketimden, paylaşımalrımdan rahatsız olan zevat; ya sessizce çekip gidin sayfaalrımdan ya da pes etmeyeceğimi bir kez daha hatırlatmak istiyorum sizlere!
Ben, ne istiyorum ne için mücadele ediyorum;
Ben, ne istiyorum ne için mücadele ediyorum;
Ülkemin sınırları içinde yaşayan 80 milyon İnsanı ile yurt dışında yaşayan yaklaşık 5 milyon insanımızla birlikte 85 milyon bir aile olarak insanca bir hayat umut ve temenni ediyorum. Doğuştan kazanılmış haklarımı, siyasi ve kültürel haklarımı ekonomoik ve sosyal hakalrımı, demokrasinin hakim olduğu, insanlarımıza insan olmanın gereği erdemi davranılmasını, işsiz ve mutsuz insanlarımızın olmamasını, çevrenin kirletilmediği, yeşilin yok edilmediği, insanın insana kul olmadığı, İnsanları dışlanmadığı, her türlü terörün yok olduğu, barış ve huzur içinde bir Türkiye bir dünya hayal ve temenni ediyorum.
Bu ideal ve hayallerime engel olan her türlü düşünce, eylem ve söylemin karşısında olduğumu; olmaya devam edeceğimi beyan ve taahhüt ediyorum.
Bu ideal ve hayallerime engel olan her türlü düşünce, eylem ve söylemin karşısında olduğumu; olmaya devam edeceğimi beyan ve taahhüt ediyorum.
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nâzım HİKMET
GERİLİMDEN BESLENMEYİN EY BEYLER !
Her yer adım adım gerilim;
Her yer adım adım mayın:
Yapmayın beyler! Bunu ülkemize yapmayın;
Hüzün yakacak, gözyaşı boğacak hepimizi.
Ve savaş öldürecek çocukları;
Sağ kalanlar yetim, öksüz olacak;
Ülkemiz üzerine kem gözlerin gölgesi, hainlerin pençesi olacak
Yapmayın beyler! Bunu ülkemize yapmayın;
Zaman varken gelin!
Huzur ve barış içinde mutlu bir Türkiye için
Birlik Olalım.
Mithat Özdemir
Mithat Özdemir