İnsan niçin kendini uyuşturmak ister?
Tüm dünyada yaygınlaşan uyuşturucu kullanımının Türkiye’de de oldukça fazla olduğu ortaya çıktı. Özellikle de “bonzai” adlı madde son zamanlarda çok yaygınlaştı. Resmi rakamlarca bonzai kullanım miktarında yüzde 622'lik artışı olduğu, kullanma yaşının 11’in altına düştüğü bildirildi. Bu nedenle uyuşturucu bağımlılığı artık toplumsal sorunlarımızın en başlarında yer almaya başladı.
Diğer uyuşturucu maddeler gibi bonzai’nin kullanımının bu kadar artması, “gençlerimizi bu tehditten nasıl koruyabiliriz, ne gibi tedbirler alabiliriz, ailelere, gençlerimize neler önerebiliriz” sorularını gündeme getirdi. Şu iyi bilinmelidir ki; uyuşturucu kullanımı ve satışına ağır cezalar verme, çocukların okul devamsızlıklarının takibi, çocuklara tehlikeli durumlara karşı “hayır deme” becerisini kazandırılma, çocuk ve aile bilinçlendirme kursları vs gibi ciddi eğitim kampanyaları ve tedbirlerin kısmen faydası olabilir, fakat hiç bir zaman bu büyük soruna kesin çözüm olamaz.
Nitekim bugüne kadar alınan teknik tedbirler ve soğuk söylemlerle tam çözüme ulaşılmadığını gördük. Uzmanlar “okul kapılarına sakın uyuşturucu satanları yaklaştırmayın” diye çözüm öneriyor. Ya da aileler “aman çocuğum uyuşturucu sağlığına zarar verir” diyorlar. Peki çocuk bunu dinler mi? Böyle yüzeysel tedbirlerle çözüme ulaşılır mı? Uyuşturucuyu bulmak isteyen çocuk illa ki okul kapısından temin etmez. İsteyince bulmak sorun değildir, ilgili yere gider ve bulur. Bu nedenle asıl önemli olan uyuşturucuya ihtiyaç duyan gençliğin oluşmamasını sağlamaktır.
Uyuşturucunun eğlenceli hiç bir yanı yoktur. Şuur kapanıklığının nasıl eğlenceli bir tarafı olsun ki! Örneğin; Bonzai kullanan bir insanın otomatik olarak dünya ile bağlantısı kesilir. Kullandıktan hemen sonra kişilerin çene ve vücutları kilitlenip, kıpırdayamaz hale gelir. Beyin hücrelerine kısa sürede hasar veren bu maddeyle beyin artık vücuda komut veremeyecek duruma gelir. Kişi bulunduğu ortamı seçemez, hafıza kayıpları ve şizofreni etkileri oluşur. Halüsinasyon görerek intihar edenlerin sayısı da oldukça fazla. O an ölümle sonuçlanmasa bile bonzai kullananların en fazla 5 yıllık ömrü olduğu belirtiliyor.
O zaman çözüm nedir ?
Toplumsal problemler birbirinden farklı görünse de gerçekte hepsi tek bir kaynaktan beslenmektedir: dinsizlikten... Allah sevgisi olmayan insanın ruhu boşluğa düşer ve yanmaya başlar. Ruhun yanmasını ağrı kesici ile engelleyemezsiniz. Kişi o ateşi söndürmek için uyuşturucu alır. Ruhu adeta cayır cayır yanar. İmansızlık çok zordur, bir insanın vücudunun imansızlığa dayanması mümkün değildir. Kişi sebebini bilmez, ama içindeki yangının asıl sebebi imansızlık, sevgisizliktir. Bu vücudun kaldırabileceği bir şey değildir. Vücut hücreleri hep aşkı, sevgiyi arar, bulamadığı zaman kendini yakmaya başlar, O zaman da kişi esrar, eroin, tiner, kokain, bonzai, hap vs hangi uyuşturucuyu bulursa onu kullanır. Uyuşturucunun tek çözümü Allah aşkının, muhabbetinin insanların kalbine nakşedilmesidir.
Netice itibarıyla içinde fare zehirine kadar her çeşit öldürücü kimyasal bulunan bonzainin kullanımı en uç mahallere kadar yayılmışsa, artık bu doğrudan ülkemizin ulusal güvenlik sorunudur. Çocuk denilecek yaştaki gençlerimizin bir an önce bu illetten kurtulması için acil tedbir alınması, gençlerimize bir an önce manevi eğitim verilmesi gerekir. Okullarda öğretilen materyalizm ve Darwinizm’in yanlışlıklarının, yerine doğruların anlatılması, Yaratılış gerçeği/iman hakikatlerine mutlaka yer verilmesi çok önemlidir. Gençlere, Allah korkusu, sevgisi, derin iman, cennet sevinci aşılanmalıdır. Allah aşkıyla muhabbetiyle coşan insan niye kendini uyuşturmak istesin? Hem haram olduğunu bilir, hem de istek duymaz. Ruhunda Allah sevgisi taşıyan, aşk içinde yaşayan bir insanın uyuşturucuya ihtiyacı olmaz.